Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3701 Esas 2012/5159 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3701
Karar No: 2012/5159
Karar Tarihi: 17.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3701 Esas 2012/5159 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı kooperatif yönetimi, müvekkilini yurtdışında olduğu sırada usulsüz tebligat gerekçe gösterilerek yönetim kurulunun 16.11.1993 tarihli kararı ile ortaklıktan çıkardığı iddiasıyla açılan davada, mahkeme çıkarma kararının iptaline yönelik talebin kabul edilmediğini ancak kooperatife yapılan ödemelerin tahsil edilmesine karar verildiğini açıklamıştır. Kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, çıkarma kararının kesinleşmesi sonrasında çıkma payı alacağı talebinin gündeme gelebileceğini belirtmiş ve mahkemenin bu hususu gözden kaçırdığını vurgulamıştır. Bu nedenle, davalı kooperatif yönetimi lehine karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 17/1 maddesi
- Anasözleşmenin 15/1 maddesi
- 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 16/son maddesi
23. Hukuk Dairesi         2012/3701 E.  ,  2012/5159 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak ve ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin, yurtdışında bulunduğu dönemde yapılan usulsüz tebliğata dayanarak yönetim kurulunun 16.11.1993 tarihli kararıyla ortaklıktan çıkarıldığını haricen öğrenmeleri üzerine 21.10.2009 tarihinde kooperatife başvurmalarına rağmen herhangi bir cevap alamadıklarını ileri sürerek, davacının kooperatiften çıkarılmasına ilişkin kararın iptali ile kooperatife yaptığı ödemelerin uyarlanmak suretiyle önce 10.000,00 TL"nin, daha sonra 27.09.2011 tarihinde ıslahla toplam 15.124,69 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava dilekçesinde, ortaklıktan çıkarıldığının 21.10.2009 tarihinde öğrenildikten sonra davanın üç aylık hak düşürücü süreden sonra 10.05.2010 tarihinde açıldığından davacının ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin kararın iptaline yönelik talebinin yerinde olmadığı, davacının toplam ödemesi olan 3.760,00 TL"nin enflasyonun yarattığı değer kaybından arındırılarak alacağın hesaplanması gerektiği gerekçesiyle davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın iptaline yönelik talebinin reddine, davacının davalıdan alacak talebinin kabulü ile 10.000,00 TL"si dava tarihinden, 5.124.69 TL"si ıslah tarihi olan 27.09.2011 gününden olmak üzere toplam 15.124,69 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1) Dava, çıkarma kararının iptali ve çıkma payı alacağının tahsili istemlerine ilişkindir.
    Kooperatif üyeliğinden ihraç edilen ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1 nci maddesi ve anasözleşmenin 15/ 1 nci maddesi gereğince, ihracın kesinleştiği yılın bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haizdir. İhracın kesinleştiği yıla ait bilançonun ertesi yıl genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir ve bu tarihten önce erken açılan çıkma payı alacak davası, alacağın henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle reddedilmelidir.
    Bu hukuki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, ihraç edilen ortağın, çıkma payı alacağının muaccel olması, ilk önce ihracın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. İhracı kesinleşmeyen, dolayısıyla 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/son maddesi uyarınca aidat ödeme yükümlülüğü devam eden ortak çıkma payını dava edemez.
    Davacının, çıkarma kararının iptali istemi ile açtığı dava kesinleşmeden, ortaklığının sona ermesine bağlı bir talep niteliğindeki çıkma payı alacağına ilişkin davanın esasına girilemez. Mahkemece, davacının çıkarma kararının iptali ile ilgili davası tefrik edilerek, anılan davanın alacak davası yönünden bekletici mesele yapılması gerekirken, her iki davanın birlikte görülmesi doğru olmamış ise de çıkarma kararının iptaline yönelik hüküm temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Ne var ki, somut olayda, mahkemenin kabulünde olduğu gibi davacının ortaklıktan çıkarıldığını öğrendiği 21.10.2009 tarihine göre çıkarma kararı 21.01.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda çıkma payı alacağı 2010 yılı bilançosunu onaylayarak kesinleştiren 2011 yılı genel kurulundan bir ay sonra muaccel olmuştur. Bu durumda, mahkemece çıkma payı alacağının, davanın açıldığı 10.05.2010 tarihinde henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle, bu isteme yönelik davanın da reddi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak, esasa girilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara