Esas No: 2022/1530
Karar No: 2022/12158
Karar Tarihi: 23.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1530 Esas 2022/12158 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/1530 E. , 2022/12158 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli ve 2020/660 esas ve 2020/669 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 30/06/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 11/09/2018 tarihli ve 2018/70867 soruşturma, 2018/20973 esas, 2018/17118 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede, şüpheli hakkında daha önce Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/04/2016 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, bu kararı ihlal etmesi üzerine 03/01/2018 tarihinde kamu davası açıldığı, yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
2- Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarihli ve 2018/1067 esas, 2019/111 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun cezanın aynı Kanunun 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, 1 yıl 8 ay denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 27/03/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
3- Sanığın denetim süresi içerisinde 30/10/2019 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Antalya 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/11/2020 tarihli ve 2019/844 esas, 2020/546 sayılı kararı ile mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine,
Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 29/12/2020 tarihli ve 2020/660 esas, 2020/669 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/6. maddesi gereğince cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, kararın 02/02/2021 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
4- a) Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde; Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, 25/01/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle 21/04/2016 tarihli ve 2016/6485 soruşturma, 2016/104 sayılı karar ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği,
b) Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/02/2019 tarihli ve 2018/53 esas, 2019/236 sayılı kararının incelenmesinde; 25/01/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 21/04/2016 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, 07/06/2017 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine kamu davası açıldığı, erteleme kararının tebliğinin usulsüz olduğu, bu nedenle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği, kovuşturma
şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle “davanın düşmesine” karar verildiği, kararın 26/03/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
c) Yine dosya arasında mevcut Antalya 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/11/2020 tarihli ve 2019/844 esas, 2020/546 sayılı kararının incelenmesinde; 30/10/2019 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 192/3 ve 58. maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 25/11/2020 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün kanun yararına bozma istemi üzerine, Dairemizin 20/10/2021 tarihli ve 2021/4954 esas, 2021/10376 sayılı kararı ile, Antalya 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/11/2020 tarihli ve 2019/844 esas, 2020/546 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kanun yararına bozulmasına, aynı Kanun’un 309.maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak TCK’nın 192/2 ve CMK’nın 223/4-a maddeleri gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık Feridun Ada'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanunun 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve aynı Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine, 1 yıl 8 ay denetim süresine tabi tutulmasına dair Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarihli ve 2018/1067 esas, 2019/111 sayılı kararının 27/03/2019 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 30/10/2019 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının anılan Kanunun 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli ve 2020/660 esas, 2020/669 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1) 15/04/2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/7. maddesinin ''Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hâkimliğince karar verilir." şeklindeki yeni düzenleme nazara alındığında,
Somut olayda, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarihli kararına konu sanığın erteli hapis cezasının kesinleşmesini müteakip, denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, erteli cezanın aynen infaz edilip edilmeyeceği yönünde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemesince, verilen ilk hükmün, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar gibi değerlendirilerek, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli kararı ile hükmün açıklanması ve sanığın mahkumiyetine yönelik karar verilmiş ise de; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infazı hususunda inceleme tarihi itibariyle İnfaz Hakimliğince bir karar verilmesi amacıyla görevsizlik kararı verilerek dosyanın İnfaz Hakimliğine gönderilmesi gerektiği cihetle, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 305. maddesinde yer alan "Ceza Mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir. Ancak, onbeş sene ve ondan yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalara ait hükümler hiç bir harç ve masrafa tabi olmaksızın
Yargıtayca re'sen tetkik olunur. 1. (Değişik: 18/11/1992 - 3842/28 md.) İkimilyar liraya kadar (İkimilyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler,(1) 2.(Değişik: 18/11/1992 - 3842/28 md.) Yukarı sınırı onmilyar lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,(1) 3. Bu Kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler, Temyiz olunamaz. Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz..." şeklindeki düzenlemenin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarih olan 20/07/2016 tarihine kadar geçerlilik arz ettiği,
Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte 20/07/2016 tarihi itibariyle artık 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun istinaf başlıklı 272. maddesinin yürürlük kazanması ile birlikte anılan maddenin ilk halinde 1412 sayılı Kanun'daki gibi kesin olan hükümlerin tekerrüre esas alınamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması sebebiyle kesin nitelikteki adli para cezaları tekerrüre esas oluşturabiliyorken, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 272. maddesinde yer alan "(1) İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, onbeş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re'sen incelenir. (2) Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir. (3) Ancak; a) (Değişik: 31/3/2011-6217/23 md.) Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, b) Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, Karşı istinaf yoluna başvurulamaz." şeklindeki düzenlemenin son fıkrasına 14/04/2020 tarihinde 7242 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle yapılan değişiklikle eklenen "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz" şeklindeki cümle gereğince, kesin nitelikteki adli para cezasına dair mahkumiyet hükümlerinin tekerrüre esas alınamayacağının anlaşıldığı nazara alındığında,
Somut olayda; tekerrüre esas alınan sanığa ait adli sicil kaydında bulunan Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/01/2017 tarihli ve 2016/71 esas, 2017/27 sayılı kararıyla verilen 2.000,00 Türk lirası adlî para cezasının, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği ve 5271 sayılı Kanun'un istinafa ilişkin hükümlerinin yürürlüğe girdiği 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kesin nitelikte, doğrudan adli para cezası olduğunun anlaşılması karşısında, Ceza Genel Kurulu'nun 02/07/2020 tarihli ve 2019/13-123 esas, 2020/334 karar sayılı ilamında da kabul edildiği üzere sanığın tekerrüre esas alınan kesin nitelikteki adli para cezasına dair mahkûmiyet hükmünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 272. maddesinin son fıkrasında yer alan "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz." şeklindeki cümle gereğince, tekerrüre esas alınamayacağı, sanığın adli sicil kaydında başkaca tekerrüre esas alınabilecek niteliğe haiz ilamın da bulunmadığı cihetle, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına dair yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli ve 2020/660 esas, 2020/669 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ...'nın, 30/06/2018 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi gereğince doğrudan açılan kamu davasında, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarihli ve 2018/1067 esas, 2019/111 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun'un 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve aynı Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine, 1 yıl 8 ay denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 27/03/2019 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 30/10/2019 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
suçundan Antalya 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/11/2020 tarihli ve 2019/844 esas, 2020/546 sayılı kararı ile mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli ve 2020/660 esas, 2020/669 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının aynı Kanun'un 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
Her ne kadar, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 11/09/2018 tarihli ve 2018/70867 soruşturma, 2018/20973 esas, 2018/17118 sayılı iddianamesi ile şüpheli hakkında daha önce Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/04/2016 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, bu kararı ihlal etmesi üzerine 03/01/2018 tarihinde kamu davası açıldığı, yeniden erteleme kararı verilemeyeceği belirtilerek kamu davası açılmış ve Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarihli ve 2018/1067 esas, 2019/111 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;
1- Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde; Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, 25/01/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle 21/04/2016 tarihli ve 2016/6485 soruşturma, 2016/104 sayılı karar ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, 07/06/2017 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açıldığı, Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/02/2019 tarihli ve 2018/53 esas, 2019/236 sayılı kararı ile; erteleme kararının tebliğinin usulsüz olduğu, bu nedenle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği, kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle “davanın düşmesine” karar verildiği, kararın 26/03/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, düşme kararıyla birlikte kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının da hukuki geçerliliği kalmadığından, incelemeye konu dosyada TCK’nın 191/6. maddesindeki kovuşturma şartının gerçekleşmediği, 30/06/2018 tarihli suç nedeniyle TCK’nın 191/2. maddesi gereğince yeni bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi gerektiği, bu durumda mahkemece “durma kararı” verilerek TCK’nın 191/2. maddesi gereğince bir karar verilmek üzere dosyanın Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerektiği,
2- Öte yandan, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarihli ve 2018/1067 esas, 2019/111 sayılı sanığın cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine, 1 yıl 8 ay denetim süresine tabi tutulmasına dair kararın 27/03/2019 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 30/10/2019 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Antalya 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/11/2020 tarihli ve 2019/844 esas, 2020/546 sayılı kararı ile mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli ve 2020/660 esas, 2020/669 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının aynı Kanun’un 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, denetim süresi içerisinde işlendiği belirtilen 30/10/2019 tarihli suça ilişkin Antalya 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/11/2020 tarihli ve 2019/844 esas, 2020/546 sayılı kararının Dairemizin 20/10/2021 tarihli ve 2021/4954 esas, 2021/10376 sayılı kararı ile, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesinin 3.fıkrası uyarınca kanun yararına bozulmasına, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak TCK’nın 192/2 ve CMK’nın 223/4-a maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi karşısında, artık denetim süresi içinde suç işlendiğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle de erteli cezanın aynen infazına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının aynı Kanun'un 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü
infaz rejimine göre çektirilmesine dair Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli ve 2020/660 esas, 2020/669 sayılı kararının bu nedenle de kanuna aykırı olduğu,
3- Kabule göre de;
a-) 15/04/2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/7. maddesinin ''Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hâkimliğince karar verilir." şeklindeki yeni düzenleme dikkate alındığında,
Somut olayda, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarihli kararına konu sanığın erteli hapis cezasının kesinleşmesini takiben, denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, erteli cezanın aynen infaz edilip edilmeyeceği yönünde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemesince, verilen ilk hükmün, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar gibi değerlendirilerek, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli kararı ile hükmün açıklanması ve sanığın mahkûmiyetine yönelik karar verilmiş ise de; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infazı hususunda inceleme tarihi itibariyle İnfaz Hakimliğince bir karar verilmesi amacıyla görevsizlik kararı verilerek dosyanın İnfaz Hakimliğine gönderilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b-) 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 305. maddesinde yer alan "Ceza Mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir. Ancak, onbeş sene ve ondan yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalara ait hükümler hiçbir harç ve masrafa tabi olmaksızın Yargıtayca re'sen tetkik olunur. 1. (Değişik: 18/11/1992 - 3842/28 md.) İkimilyar liraya kadar (İkimilyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler,(1) 2.(Değişik: 18/11/1992 - 3842/28 md.) Yukarı sınırı onmilyar lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,(1) 3. Bu Kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler, temyiz olunamaz. Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz..." şeklindeki düzenlemenin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarih olan 20/07/2016 tarihine kadar geçerlilik arz ettiği,
Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte 20/07/2016 tarihi itibariyle artık 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun istinaf başlıklı 272. maddesinin yürürlük kazanması ile birlikte anılan maddenin ilk halinde 1412 sayılı Kanun'daki gibi kesin olan hükümlerin tekerrüre esas alınamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması sebebiyle kesin nitelikteki adli para cezaları tekerrüre esas oluşturabiliyorken, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 272. maddesinde yer alan "(1) İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, onbeş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re'sen incelenir. (2) Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir. (3) Ancak; a) (Değişik: 31/3/2011-6217/23 md.) Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, b) Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, Karşı istinaf yoluna başvurulamaz." şeklindeki düzenlemenin son fıkrasına 14/04/2020 tarihinde 7242 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle yapılan değişiklikle eklenen "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz" şeklindeki cümle gereğince, kesin nitelikteki adli para cezasına dair mahkûmiyet hükümlerinin tekerrüre esas alınamayacağı dikkate alındığında,
Somut olayda; tekerrüre esas alınan sanığa ait adli sicil kaydında bulunan Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/01/2017 tarihli ve 2016/71 esas, 2017/27
sayılı kararıyla verilen 2.000,00 Türk lirası adlî para cezasının, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği ve 5271 sayılı Kanun'un istinafa ilişkin hükümlerinin yürürlüğe girdiği 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kesin nitelikte, doğrudan adli para cezası olduğunun anlaşılması karşısında, Ceza Genel Kurulu'nun 02/07/2020 tarihli ve 2019/13-123 esas, 2020/334 karar sayılı ilamında da kabul edildiği üzere sanığın tekerrüre esas alınan kesin nitelikteki adli para cezasına dair mahkûmiyet hükmünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 272. maddesinin son fıkrasında yer alan "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz." şeklindeki cümle gereğince, tekerrüre esas alınamayacağı, sanığın adli sicil kaydında başkaca tekerrüre esas alınabilecek niteliğe haiz ilamın da bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
Sonuç olarak; yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan nedenle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden mahkemece “kamu davasının durmasına” ve TCK’nın 191/2. maddesi gereğince karar verilmesi için Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarihli ve 2018/1067 esas, 2019/111 sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarihli ve 2018/1067 esas, 2019/111 sayılı kararına karşı, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.