Esas No: 2022/3409
Karar No: 2022/4461
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/3409 Esas 2022/4461 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/3409 E. , 2022/4461 K.Özet:
İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 100 TL denkleştirme tazminatı alacağı talebine ilişkin olarak verilen kararın istinafı reddedilmiştir. Temyiz istemi de 107.090 TL olan temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı için reddedilmiştir. Ancak, kararın kesin olup olmadığına dair bir tespit yapılmadan sadece tazminat miktarı dikkate alınarak karar verilmiştir. Bu nedenle, kararın kesin olup olmadığına dair bir tespit yapılmadan temyiz isteminin reddine karar verilmesine karşıyım. Kanun maddeleri olarak, temyiz kesinlik sınırı ile kısmi davalarda kesinlik sınırının belirlenmesi HMK 362/2 maddesi ve kesinlik sınırının kamu düzeni ile ilgili olduğu HMK 109/1 maddesi olarak belirtilmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04.11.2021 tarih ve 2021/326 E- 2021/719 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.02.2022 tarih ve 2022/218 E- 2022/219 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenilmekle 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 100,00 TL denkleştirme tazminatı alacağı talebine ilişkindir. Karar tarihi olan 17.02.2022 itibariyle Bölge Adliye Mahkemesi temyiz kesinlik sınırı 107.090,00 TL olup bu meblağın altında kalan hükümlerin 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a bendi uyarınca kesin nitelikte olduğu, mahkemece reddine karar verildiği, davacı yönünden reddedilen 100,00 TL’nin temyiz kesinlik sınırı altında kaldığı, ayrıca gerek dava dilekçesinden gerek dosya içindeki belgelerden davacının alacağının temyiz sınırı üstünde olduğuna dair bir bilginin olmadığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 06/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydı ile 100.00 TL denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi'nce, 04.11.2021 tarihli ilk oturumda hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş,
Davacı vekilinin vaki istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince esastan red edilmiş,
Temyiz kanun yolu istemi de tazminat istemi miktar itibariyle temyiz kesinlik sınırı altında kaldığı gerekçesiyle oyçokluğu ile red edilmiştir.
Tazminatı istemi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesin olduğuna ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Tazminat davası, HMK 109/1 maddesinde ifade edildiği şekilde kısmi dava olarak açılmış olup, temyiz edilemeyen kararlar başlıklı HMK 362/2 maddesinde kısmi davada kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceği düzenlenmiştir.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı üzerinden bir inceleme ve tespit yapılmaksızın davanın reddi cihetine gidilmiştir.
Kısmi davada gösterilen dava değerinin temyiz incelemesinde kesinlik sınırı yönünden esas alınamayacağı HMK 362/2 maddesi hükmü gereği olup, talep edilebilecek tüm alacak miktarının henüz hesaplanmamış ve belirlenmemiş bulunmasına göre maddi tazminat davası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi kabildir.
Açıklanan nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile temyiz isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.