Esas No: 2022/1531
Karar No: 2022/12160
Karar Tarihi: 23.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1531 Esas 2022/12160 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/1531 E. , 2022/12160 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/08/2020 tarihli ve 2020/846 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık ... hakkında, 19/02/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 17/04/2017 tarihli ve 2017/39565 soruşturma, 2017/13428 esas, 2017/10675 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, iddianamede, daha önceden 19/06/2014 tarihli suç nedeniyle İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesine 2015/189 esas sayılı kamu davasının açıldığı, mahkumiyet karar verildiği, yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
2- Yapılan yargılama sonucunda, İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2017 tarihli ve 2017/346 esas, 2017/446 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 02/03/2018 tarihli ve 2017/2260 esas, 2018/231 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği,
3- İnfaz Cumhuriyet savcısı tarafından yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/08/2020 tarihli ve 2017/346 esas, 2017/446 sayılı ek kararı ile; yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verildiği, Cumhuriyet savcısının ek karara itiraz ettiği,
4- İtirazı inceleyen mercii İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 20/08/2020 tarihli ve 2020/846 d.iş sayılı kararı ile, itirazın reddine kesin olarak karar verildiği,
5- İnceleme konusu suçun işlenmesinden önce;
a-) Sanığın 19/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/07/2014 tarihli ve 2014/60367 soruşturma, 2014/108 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği,
b-) 31/10/2014 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine erteleme kararının kaldırılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 05/03/2015 tarihli ve 2014/60367 soruşturma, 2015/7981 esas, 2015/6618 sayılı iddianamesi ile İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
c-) İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/04/2015 tarihli ve 2015/189 esas, 2015/314 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1.maddesi gereğince 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı temyiz ettiği, Dairemizin 30/12/2019 tarihli ve 2019/3852 esas,2019/9378 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verildiği,
d-) Bozmadan sonra, İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2020 tarihli ve 2020/101 esas, 2020/146 sayılı kararı ile, bozma ilamı doğrultusunda durma kararı verilerek, 15 gün içinde itiraz hakkı bulunduğu ihtarıyla tebligat yapılması için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği, durma kararının 19/03/2020 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
e-) Sanığın UYAP üzerinden alınan güncel adli sicil kaydının incelenmesinde; durma kararının kesinleşmesinden sonra, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 24/03/2020 tarihinde yeni bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ...'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2017 tarihli ve 2017/346 esas, 2017/446 sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 02/03/2018 tarihli ve 2017/2260 esas, 2018/231 sayılı kararını müteakip, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2017 tarihli ve 2017/346 esas, 2017/446 sayılı kararına dayanak olarak alınan ilama karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine, anılan kararın bozulması sonrasında Mahkemesince durma kararı verildiği gerekçesiyle yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/08/2020 tarihli ve 2017/346 esas, 2017/446 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/08/2020 tarihli ve 2020/846 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında daha önce 19/06/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/07/2014 tarihli ve 2014/60367 soruşturma, 2014/108 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar verilmesi sonrasında, adı geçen sanığın tekrar uyuşturucu madde kullandığı gerekçesiyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 05/03/2015 tarihli ve 2014/60367 soruşturma, 2015/7981 esas, 2015/6618 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkûmiyetine dair İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/04/2015 tarihli ve 2015/189 esas, 2015/314 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine, anılan kararın Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 30/12/2019 tarihli ve 2019/3852 esas, 2019/9378 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmesini müteakip, yeniden yapılan yargılama sonucunda, İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2020 tarihli ve 2020/101 esas, 2020/146 sayılı kararı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden bahisle sanık hakkında açılan kamu davasının durmasına karar verildiği,
İncelemeye konu 19/02/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği iddiasıyla aynı sanık hakkında yapılan soruşturma sonucunda ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 17/04/2017 tarihli ve 2017/13428 esas sayılı iddianamesiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda da İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2017 tarihli ve 2017/346 esas, 2017/446 sayılı kararıyla sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi uyarınca 1 yıl 8
ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün kanun yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinin 2. fıkrasında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle yapılan soruşturmalarda beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği, 4. fıkrasında erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılması gereken durumlar sayılarak, maddenin 6. fıkrasında ise “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.” hükmüne yer verildiği,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesinde ise, "...soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmünün yer aldığı,
Somut olayda, 19/06/2014 tarihli önceki kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının durma kararı nedeniyle geçerliliği ortadan kalkmış olduğundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/6. maddesindeki şartın gerçekleşmediği ve sonraki eylemin tek başına dava konusu yapılmayıp her iki suça ilişkin dava dosyalarının birleştirilerek tek bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi gerekeceği,
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14/07/2017 tarihli ve 2017/2358 esas 2017/3525 karar sayılı ilâmı ile, " ...her iki mahkeme tarafından hüküm tarihinde bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durumun ilk kez kanun yararına bozma yolu ile incelenmesi mümkün olmayıp, yasaya aykırı olduğu iddia edilen mahkeme kararlarına karşı başvurulacak diğer kanun yolları tükenmediğinden, yargılama sona erdikten sonra ortaya çıkan bu durumun CMK’nın 311 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kapsamında değerlendirilebileceği..." şeklinde belirtildiği üzere, sonradan ortaya çıkan bu durumun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi yoluyla çözümlenebileceği cihetle, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yukarıda bahsedilen gerekçeyle yaptığı yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, merciince itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/08/2020 tarihli ve 2020/846 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi :
Sanık ...'nin, 19/02/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 17/04/2017 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi gereğince doğrudan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2017 tarihli ve 2017/346 esas, 2017/446 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 02/03/2018 tarihli ve 2017/2260 esas, 2018/231 sayılı istinaf başvurusunun esastan reddi kararı ile kesinleştiği, TCK’nın 191/6. maddesine dayanak alınan İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/04/2015 tarihli ve 2015/189 esas, 2015/314 sayılı mahkûmiyet kararının Dairemizin 30/12/2019 tarihli ve 2019/3852 esas, 2019/9378 sayılı kararı ile, bozulmasından sonra, İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2020 tarihli ve 2020/101 esas, 2020/146 sayılı kararı ile, bozma ilamı doğrultusunda durma kararı verilerek, 15 gün içinde itiraz hakkı bulunduğu ihtarıyla tebligat yapılması için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği, durma kararının 19/03/2020 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği gerekçesiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2017 tarihli ve 2017/346
esas, 2017/446 sayılı kararına karşı yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/08/2020 tarihli ve 2017/346 esas, 2017/446 sayılı kararı ile yargılamnın yenilenmesi talebini reddine karar verildiği, bu karara karşı itiraz yoluna gidildiği, mercii İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/08/2020 tarihli ve 2020/846 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında daha önce 19/06/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/07/2014 tarihli ve 2014/60367 soruşturma, 2014/108 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar verilmesi sonrasında, sanığın tekrar uyuşturucu madde kullandığı gerekçesiyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 05/03/2015 tarihli ve 2014/60367 soruşturma, 2015/7981 esas, 2015/6618 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkûmiyetine dair İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/04/2015 tarihli ve 2015/189 esas, 2015/314 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine, kararın Dairemizin 30/12/2019 tarihli ve 2019/3852 esas, 2019/9378 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmesini takiben, yeniden yapılan yargılama sonucunda, İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2020 tarihli ve 2020/101 esas, 2020/146 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden bahisle sanık hakkında açılan kamu davasının durmasına karar verildiği,
İncelemeye konu 19/02/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği iddiasıyla sanık hakkında yapılan soruşturma sonucunda ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 17/04/2017 tarihli ve 2017/13428 esas sayılı iddianamesiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda da İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/06/2017 tarihli ve 2017/346 esas, 2017/446 sayılı kararıyla sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün kanun yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinin 2. fıkrasında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle yapılan soruşturmalarda beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği, 4. fıkrasında erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılması gereken durumlar sayılarak, maddenin 6. fıkrasında ise “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.” hükmüne yer verildiği,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesinde ise, "...soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmünün yer aldığı,
Somut olayda, 19/06/2014 tarihli önceki kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının durma kararı nedeniyle geçerliliği ortadan kalkmış olduğundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/6. maddesindeki şartın gerçekleşmediği ve sonraki eylemin tek başına dava konusu yapılmayıp her iki suça ilişkin dava dosyalarının birleştirilerek tek bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi gerekeceği,
Her iki mahkeme tarafından hüküm tarihinde bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durumun ilk kez kanun yararına bozma yolu ile incelenmesi mümkün olmayıp, yasaya aykırı
olduğu iddia edilen mahkeme kararlarına karşı başvurulacak diğer kanun yolları tükenmediğinden, yargılama sona erdikten sonra ortaya çıkan bu durumun CMK’nın 311. ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kapsamında değerlendirilebileceği, sonradan ortaya çıkan bu durumun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi yoluyla çözümlenebileceği anlaşıldığından, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, merciince itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerindedir.
Ancak;
Kanun yararına bozma incelemesi sırasında gelinen aşamada yapılan değerlendirmede;
Sanığın UYAP üzerinden alınan adli sicil kaydına göre; İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/02/2020 tarihli ve 2020/101 esas, 2020/146 sayılı durma kararından sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 19/06/2014 tarihli eylem nedeniyle 24/03/2020 tarihinde yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği anlaşıldığından;
Bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 19/02/2017 olması ve 24/03/2020 tarihli ikinci erteleme kararından önce işlenmiş olması karşısında; mahkemece 24/03/2020 tarihli erteleme kararı sonrasında ihlal nedeniyle erteleme kararı kaldırılarak açılmış bir kamu davası olup olmadığının araştırılması, açılmış bir kamu davası var ise, inceleme konusu dosyada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceği anlaşılmakla CMK’nın 223/8. maddesi gereğince “kamu davasının düşmesine” karar verilerek TCK’nın 61. maddesi gereğince cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesinde dikkate alınmak üzere mahkemesine ihbarda bulunulması, şayet 24/03/2020 tarihli erteleme kararı sonrasında ihlal nedeniyle kamu davası açılmamış ise erteleme kararı hukuki varlığını sürdüreceğinden yine inceleme konusu dosyada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceği anlaşılmakla CMK’nın 223/8.maddesi gereğince “kamu davasının düşmesine” karar verilerek sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde dikkate alınmak üzere kararın bir örneğinin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin kanuna aykırı olduğu anlaşıldığından; mercii İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın bu yönden “kabulü” yerine “reddine” karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mercii İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/08/2020 tarihli ve 2020/846 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.