Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2971 Esas 2012/5101 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2971
Karar No: 2012/5101
Karar Tarihi: 13.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2971 Esas 2012/5101 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, arsa sahibi oldukları bir yerde davalı ile satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını ve sözleşmeye göre paylaşımın %50-%50 olduğunu iddia ederek, arsa payı ve bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptaline ve tesciline, ortak alanlara müdahalenin önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkeme, taraflar arasındaki sözleşmelerin tarafların onayları ile yapıldığını ve davacıların arsanın %60 payını davalıya devrettiklerini tespit ederek, davacıların dava konusunu ispatlamadığına ve davanın reddine karar vermiştir. Asıl ve birleşen davanın davalı vekilinin temyiz istemi süre yönünden reddedilirken, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilmiştir. Karar düzeltme yolu açık olmak üzere, karar oybirliğiyle onanmıştır.
Kanun maddeleri: HUMK'nun 433. maddesi, HMK'nun 438/7. maddesi.
23. Hukuk Dairesi         2012/2971 E.  ,  2012/5101 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tapu iptali ve tescil müdahalenin incelenmesi davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, asıl ve birleşen davada, arsa sahibi olan davacı ... ve diğer davacıların murisi Sırrı ile davalı arasında satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile davacıların %50 oranında bağımsız bölüm karşılığı arsadaki hisselerinin %50"sini davalıya bedelsiz devredileceğinin kararlaştırıldığını, davalının, tapuda tescil aşamasında payların %60"ını aldığını ileri sürerek, inşaatta taraflara düşen arsa payı ve bağımsız bölümlerin sözleşmeye göre tespiti ile fazladan yapılan bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptaline, oluşacak tesbite göre tapuya tesciline ve ortak alanlara davalı müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra yapılan ek sözleşmelerle, tarafların paylaşımı ve ortak yerlerin kullanımını ayrıntılı olarak düzenledikleri ve paylaşımın tüm tarafların onayları ile yapıldığı, bağımsız bölüm listesinin taraflarca imzalandığı, buna göre tapuda tescillerin yapıldığı, davacıların kendi iradeleri ile arsanın %60 payını davalıya devrettikleri, yine sözleşmeye göre ortak yerlerin ve otoparkın kullanımının davalıya bırakıldığı, davacılarının davalarını ispatlayamadığı gerekçeleriyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Asıl ve birleşen davada davalı vekiline, davacılar vekilinin temyiz dilekçesi 20.04.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olup, temyiz harcı yatmamış ise de dilekçenin havale tarihi dahi 02.05.2012 olup, bu tarihten sonra temyiz defterine kayıt ve harcın yatırılması halinde dahi temyiz süresi geçirilmiş olacağından, bu yöndeki eksiklikler sonucu etkilemediğinden eksiklikler için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmemiş olup, HUMK"nun 433"ncü maddesinde öngörülen 10 günlük temyiz süresinin geçirildiği anlaşılmakla asıl ve birleşen davada davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2- Asıl ve birleşen davada, davacılar vekilinin temyizine gelince;
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacılar vekilinin tüm, birleşen davada davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    3- Ayrı açılan davalar, sonradan birleştirilse bile bağımsızlıklarını koruduklarından, her dava hakkında ayrı hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, birleşen davanın reddine karar verilmesine rağmen, karar ve ilam harcı hakkında karar verilmemiş olması doğru olmamış ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın HMK"nun 438/7 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar vekilinin tüm, birleşen davada davacılar vekilinin diğer diğer temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacılar vekilinin diğer temyiz itirazının kabulü ile kararda 2 no"lu bendin sonuna eklenecek şekilde "birleşen dosyada peşin alınan karar ve ilam harcından maktu ret harcının mahsubu ile bakiye 518,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine " cümlesinin eklenmesine, birleşen davada verilen kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl dava davacılarından alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara