Esas No: 2021/470
Karar No: 2022/4492
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/470 Esas 2022/4492 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/470 E. , 2022/4492 K.Özet:
Davacı vekili, davalı şirket ile 12.06.2008 tarihli münhasır distribütörlük anlaşması yaptıklarını, ancak davalının sözleşmeyi yenilemeye dair güven oluşturmasına rağmen bu güvene aykırı davrandığını ve yeni bir sözleşme imzalamaktan kaçındığını iddia ederek, 743.000.-TL'nin avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın tahkim dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf edilen karar, HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir. Bölge adliye mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca onanmasına karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: HMK'nın 116, 353(1)b-1, 370/1 ve 372. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06.02.2020 tarih ve 2014/974 E- 2020/58 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.11.2020 tarih ve 2020/1120 E- 2020/1169 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının çeşitli araba ve lastik markalaının Türkiye distribütörü olduğunu, davalı şirket ile 12.06.2008 tarihli münhasır distribütörlük anlaşması yaptığını ve Great Wall markalı araçların distribütörlüğünü aldığını, ayrıca 26.09.2012 ve 16.11.2012 tarihli ek sözleşmelerin de imzalandığını, ancak davalının davacıyla sözleşmenin yenileceğine dair bir güven oluşturmasına rağmen bu güvene aykırı davrandığını ve yeni bir sözleşme imzalamaktan sebepsiz yere kaçındığını, kanundan kaynaklanan dürüstlük ilkesi gereği sorumluluğun ihlali nedeniyle sözleşme ilişkisinden bağımsız olarak davacının zararının oluştuğunu ve bu zararın giderilmesinin gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin her türlü hakkın saklı tutularak 743.000.-TL'nin avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 12.06.2008 tarihli sözleşmenin 18/1 maddesinde tarafların arasındaki uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözüleceğinin ve tahkim yerinin İsveç olduğunun, tahkimin Stockholm Ticaret Odası Tahkim Merkezinde gerçekleştireceğinin kararlaştırıldığını, 4686 sayılı Yasanın Milletlerarası Tahkim Kanunu kapsamında yabancılık unsurunun olduğunu, ilk itiraz olarak tahkimin ileri sürülmesi halinde davanın usulden reddedileceğini, zaman aşımının da geçtiğini, olaya Çin Halk Cumhuriyeti hukukunun uygulanacağını belirterek davanın usulden reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalının tahkim itirazının kabulü ile taraflar arasındaki 12.06.2008 tarihli sözleşmenin 18.maddesi ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu'nun 5.maddesi gereğince davanın tahkim dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, HMK'nın 116. maddesinde tahkim itirazının ilk itirazlar arasında sayıldığı, davalı vekilince süresinde tahkim ilk itirazında bulunulduğu, geçerli bir tahkim şartı nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine ilişkin kararda isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.