Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/11690 Esas 2022/12330 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/11690
Karar No: 2022/12330
Karar Tarihi: 24.11.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/11690 Esas 2022/12330 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ile mahkumiyetine karar verilmiş ancak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması nedeniyle hüküm uygulanmıştır. Dosya incelendiğinde, sanığa verilen mahkumiyet kararının usulsüz olduğu anlaşılmıştır çünkü kararın verildiği adres MERNİS adresi olarak kabul edilerek tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle, sanığın temyiz dilekçesi incelenerek dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilmiştir. Karar sırasında, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirleri ile ilgili olarak, durma kararı niteliğinde olan ve itiraza tabi olan kararların 5271 sayılı CMK'nın ilgili maddesi uyarınca yetkili ve görevli merci tarafından incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda ayrıca, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi ve fıkrası ile gerçek kişilere yapılan tebligatın iki aşamalı bir yöntemle gerçekleştirilmesinin benimsendiği ve adres kayıt sistemi üzerinden tebligatın yapılamaması durumunda tebliğin yapılmaya çalışılan adrese yapılması gerektiği belirtilmiştir.
10. Ceza Dairesi         2020/11690 E.  ,  2022/12330 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin,
    Sanığın yokluğunda verilen Karlıova Sulh Ceza Mahkemesinin 18/07/2014 gün- 2013/93 esas ve 2014/77 sayılı kararının, sanığın bildirdiği ve aynı zamanda MERNİS adresi olan adresine doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereği tebliğ edildiği dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği dolayısıyla bu kararın kesinleşmediği, buna bağlı olarak da sanığa verilen 06/10/2015 tarihli mahkûmiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz dilekçesinin, 18/07/2014 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraza tabi olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 24.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara