Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4627 Esas 2012/5064 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4627
Karar No: 2012/5064
Karar Tarihi: 13.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4627 Esas 2012/5064 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalıların yönetim kurulu üyesi olduğu bir kooperatifle davacının arasında geçen alacak davası reddedilmiştir. Davacı müvekkili davanın temyiz ederek yeniden görüşülmesini istemiştir. Davacı müvekkilinin daire satın aldığını ancak dairenin teslim edilmediğini ve kooperatifin kendilerine taahhüt ettiği şartları yerine getirmediği için cezai şartın tahsili için kooperatif aleyhine dava açtığı belirtilmiştir. Davalılar ise konu ile ilgili kesin hüküm olmadığı ve davacının kooperatife karşı dava açması gerektiği savunmuşlardır. Mahkeme dava konusu zararın oluşması halinde kooperatifin davalılara rücu edebileceğini belirterek davayı reddetmiştir. Ancak, mahkemece bilirkişi incelemesi yapılmamış ve dosya yeterli incelemeye tabi tutulmamıştır. Bu nedenle, kararın bozulmasına ve detaylı bir inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak TTK'nın 336. maddesi hükmüne vurgu yapılmıştır.
23. Hukuk Dairesi         2012/4627 E.  ,  2012/5064 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ...gelmiş diğer taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıların yönetim kurulu üyesi olduğu dava dışı.... Konut Yapı Kooperatifi"nden, düzenlenen bir protokol ile daire satın aldığını, protokolün davalı ... tarafından imzalandığını ve müvekkilinin 06.07.1999 tarihli yönetim kurulu kararı ile dava dışı kooperatif üyesi olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirmesine rağmen, kendisine taahhüt edilen taşınmazın teslim edilmediğini, bu nedenle cezai şartın tahsili için kooperatif aleyhine ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nde dava açılıp ayrıca yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında C. Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin yönetim kurulunun kararı ile üyelikten ihraç edildiğini, ancak ihraç kararının ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/85-191 sayılı hükmü ile iptal edildiğini, davalı yönetim kurulu üyelerinin görevlerini gereği gibi yerine getirmemeleri sonucu müvekkilini zarara uğrattıklarını ileri sürerek, şimdilik 50.000,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili, davacının önce kooperatife karşı dava açması gerektiğini, bu konuda kesin hüküm bulunduğunu, üyeliğinin iptaline ilişkin açtığı davanın henüz kesinleşmediğini, herhangi bir zararının söz konusu olmadığını, ayrıca kooperatife borcu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, davalılar Y. ... ve ... birlikte verdikleri cevap dilekçelerinde, davacının kooperatife karşı dava açması gerektiğini, kendilerine husumet düşmeyeceğini, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini ve kooperatife borçlu olduğunu ifade ederek, davanın reddini talep etmiş, diğer davalı ... vekili de davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, davacı tarafından kooperatif hakkında açılan diğer davalara ait dosyalar ve celp edilen tüm belgelere göre; dava konusu zararın oluşması halinde, kooperatif hükmü şahsiyetinin sorumlu olacağı ve davalı yöneticilerin kusurlu olmaları durumunda kooperatifin davalılara rücu edebileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava; kooperatif yönetim kurulu üyeleri olan davalılar hakkında, TTK"nun 336. maddesi hükmüne dayalı olarak açılan tazminata ilişkindir. Davacı vekili, müvekkiline tahsis edilen dairenin teslim edilmediği için müvekkilinin zarara uğradığını iddia etmiştir.
    Mahkemece; taraf iddiaları ve savunmalarına yönelik olarak bilirkişi incelemesi yapılmamış olup, dosyaya sunulan ve ceza soruşturması sırasında alınan bilirkişi raporu da yeterli incelemeyi içermeyip, denetime de uygun değildir.
    Bu durumda, mahkemece koooperatifler konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyeti seçilerek kooperatif defter, kayıtları üzerinde inceleme yapılarak ve daha önce karara bağlanmış olan dava dosya içerikleri de incelenip, davacıya konut tahsisi yapılıp yapılmadığı, şayet tahsis yapılmış ise, bu dairenin 1501 no"lu mu yoksa 30 no"lu daire mi olduğu, bu iki dairenin aynı daire olup olmadığı, aynı daire ise bir başkasına devredilip devredilmediği, devredilmiş ise bu dairenin yerine tahsis yapılacak bir başka daire olup olmadığı, ayrıca davacının yasal koşullar içerisinde tazminat talep etme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği tarafların iddia, savunma ve delillerinin tek tek değerlendirilip cevaplayacak şekilde açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ve soyut gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı taraf yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara