Esas No: 2022/2807
Karar No: 2022/4570
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2807 Esas 2022/4570 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/2807 E. , 2022/4570 K.Özet:
Davalı firma, davacıya mal sattığını ancak bedelini ödemediğini iddia ettiği dava sonucunda, mahkeme takibe dayanak faturaya konu edilen dişlilerin ayıplı olması nedeniyle davacının davalıdan talep edecek alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti. Ancak Yargıtay Hukuk Dairesi, davalının ayıp iddiasını belirleyen bir bilirkişi raporu olduğunu ve davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olmadığını tespit ettiği için direnme kararı verdi. Hukuk Genel Kurulu ise usul hukuku açısından gerçek bir direnme kararı olmadığı gerekçesiyle Özel Daireye yeni bir hüküm verilmesi için dosyanın gönderilmesine karar verdi. Sonuç olarak, davacının temyiz itirazları reddedildi ve hüküm onaylandı. Kararda ise HMK'nın 222/4. maddesi gereği, usulüne uygun tutulmayan davacı defterlerindeki kayıtların aleyhine delil kabul edilmesi gerektiği belirtildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11.07.2017 tarih ve 2017/391 E. - 2017/726 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya mal sattığını ve teslim ettiğini, ancak davalının bedelini ödemediğini, her ne kadar davalı tarafça, müvekkili ile aralarında ticarî ilişki bulunmadığı ve takip konusu faturanın müvekkili şirkete iade edildiği iddia edilmiş ise de, bu durumun doğru olmadığını, davalıya gönderilen ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek itirazın iptali ile asıl alacağın %40’ı oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya 77.555.- TL bedelli yedi adet makine parçası siparişi verdiğini, bu siparişe istinaden işleyen cari hesaba mahsuben 49.825.- TL ödeme yaptığını, müvekkilince sipariş edilen malların teslim edilmesinden sonra yapılan incelemede bir kısmında kusur tespit edildiğini ve davacının bu ürünleri geri aldığını, iade edilen ürünlerin bilahare müvekkiline yeniden teslim edildiğini, ancak teslim edilen ürünlerde hata olduğunun saptandığını ve davacıdan bunları geri almasının istendiğini, davacının ürünleri geri almaktan kaçındığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, takibe dayanak faturaya konu edilen dişlilerin ayıplı olması nedeniyle davacının davalıdan talep edecek alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyii üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi'nin 22.02.2017 tarih 2016/7123 Esas - 2017/1365 Karar sayılı ilamıyla kararın bozulmasına karar verilmesi sonrasında mahkemece 11.07.2017 tarih 2017/391 Esas, 2017/726 Karar sayılı ilamıyla önceki kararda direnilmesine, davanın reddine karar verilmiştir.
Direnme kararının, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi'nin 31.01.2018 tarih 2017/4447 Esas, 2018/302 Karar sayılı ilamı ile bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.12.2021 tarih 2018/(19)11-361 Esas, 2021/11716 Karar sayılı ilamıyla, bozma sonrası yapılan yargılamada, önceki karar gerekçesi yanında, davalının süresi içinde düzenleyip davacıya gönderdiği ayıba ilişkin faturanın davacı tarafından alınıp itiraz edilmeden ticarî defterlerine kaydedildiği bilirkişi raporu ile belirlendiğinden davalının ayıp iddiasını ispat ettiğinin kabulünün gerektiği, diğer yandan davacının incelenen ticarî defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davalı tarafından düzenlenip gönderilen ayıba ilişkin faturanın itirazsız kabul edilip kendi ticarî defterlerine kaydedildiği, davacının kendi ticarî defterlerine göre iade faturasındaki bedelin mahsubu sonucu davalıya 28.320.- TL borçlu bulunduğu, davalı tarafın usulüne uygun tutulan ticarî defterlerinin de bu hususu doğruladığı, HMK’nın 222/4. maddesi gereğince, usulüne uygun tutulmayan davacı defterlerindeki kayıtların aleyhine delil kabul edilmesi, bu nedenle ayıp hususunun bizzat davacı tarafından itirazsız olarak kabul edilmiş sayılması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiş olup önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik bir gerekçe ile hüküm kurulduğu, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş, dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu gerekçesiyle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 49,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.