Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16755 Esas 2022/12374 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/16755
Karar No: 2022/12374
Karar Tarihi: 28.11.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16755 Esas 2022/12374 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara itiraz ederek, dosyanın incelenmemiş, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmamış ve Kanun tartışmaları yapılmamış gibi birçok hata tespit edilmiştir. 5560 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması gerektiği belirtilirken, CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûmiyet kararı verildiğinde cezanın dörtte bir oranında indirilmesi kararlarına da yer verilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı BOZULMASINA karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5560 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi
- 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesi
- 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası
- 5271 sayılı CMK'nın \"Basit Yargılama Usulü\" başlıklı 251. maddesi
- 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesi
- TCK'nın 7. maddesi
- CMK'nın 251. maddesi
10. Ceza Dairesi         2020/16755 E.  ,  2022/12374 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : ADIYAMAN 1. Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine
    mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    1) Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/5538 soruşturma sayılı dosyasının aslı ya da onaylı örneğinin getirtilerek denetime imkan verecek şekilde bu dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
    2) Suçun sübut bulması halinde; bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemediği tespit edilen sanık hakkında, daha önceki tarihlerde işlediği aynı suçtan dolayı verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararları ile adli sicil kaydındaki hükümlülükleri dikkate alınmaksızın, derdest davalarda 28/06/2014 tarihinden önce doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmemişse, 28/06/2014 tarihinden sonra kurulan hükümlerde 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191/2. maddesinin uygulanma imkanı kalmadığından, sanık hakkında, lehe/aleyhe Kanun tartışması yapılmasına gerek olmadan, Kanunun amir hükmü olduğu için 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde suç tarihi itibarıyla 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesine göre ceza takdir edilip “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3) Suçun sübut bulması halinde; suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü
    uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 28/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara