Esas No: 2012/3295
Karar No: 2012/5041
Karar Tarihi: 12.09.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3295 Esas 2012/5041 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takip dayanağı olan 30.09.2001 tarihli 385 ve 416 nolu senetler altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, bu senetler ile faizden müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile bu senetlerin müvekkili açısından iptali ve % 40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi ile %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 30.09.2001 vade tarihli 385 ve aynı tarihli 416 nolu senetlerde davacı borçlunun isminin yer almadığı gibi Adli Tıp raporu ile de senetler üzerinde davacıya atfen atılı bir imza bulunmadığının tespit edildiği, davalı tarafından davacı isminin dahi yer almadığı bu senetlere dayalı davacı aleyhine ilamlı icra takibi yapılmış olması ve bu takip neticesinde davacının bir kısım taşınır ve taşınmaz mallarının üzerine haciz konulmuş olması ile davalının haksız ve kötüniyetle takip yaptığının kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının bu senetlerdeki miktar olan 2.293,00 TL asıl alacak ve faiz yönünden borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin davacı yönünden iptaline ve % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Davacı tarafça takibe konu 30.09.2001 tarihli 385 ve 416 nolu iki adet senetten ve talep edilen faiz miktarından borçlu olunmadığının tespiti istenmiştir.
HMK"nun 297/2 (HUMK"nun 388/son) maddesi "Hükmün sonuç kısmında taleplerin herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmünü içermektedir.
Mahkemece kurulan hüküm kanunun aradığı manada açık ve infaza elverişli değildir. Davacı tarafça takibe dayalı olarak dava açıldığına göre, davacının borçlu olmadığı senet
tutarı ile faiz miktarları ayrı ayrı hesaplanarak, borçlu olmadığı asıl alacak miktarı ile işlemiş faiz tutarı belirlendikten sonra infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.