Esas No: 2021/1925
Karar No: 2022/4543
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1925 Esas 2022/4543 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1925 E. , 2022/4543 K.Özet:
Davalı taraf, poliçe ve genel şartlar uyarınca tazminatın hasar dosyasının kesinleşmesinden 30 gün içinde ödenmesi gerektiğini, ihbardan sonra incelemenin yapılarak hasar bedelinden müşterek sigorta ve muafiyet bedelleri düşülünce kalan tutarın ödendiğini belirtmişti. Ancak bilirkişi raporuna göre davacının tazminat sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, bakiye tutarın ödemesinin yapılması gerektiğine karar verilmiştir. Daire, mahkemenin daha önce yapılan bozma kararında belirtilen şekilde bilirkişi incelemesi yapmaksızın kısmi karar vermesini hatalı bulmuş ve kararı davalı yararına bozmuştur. Kararda, bilirkişi raporuna göre hesaplama yapılmadan hasarın %60 olarak gözetilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır.
Kararda geçen kanun maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu'nun 1234. maddesi: \"Sigorta sözleşmesinde hasar hallerinde, hasarın meydana geldiği durumda zararı önlemek için yapılması gerekli ve yararlı olan tedbirleri almak veya ettirmek, sigortalının borcudur.\"
- Türk Borçlar Kanunu'nun 1235. maddesi: \"Sigorta ettiren veya sigortacı, sigorta konusunu, zararın önlenmesi, zararın hafifletilmesi veya kurtarılması imkânı bulunmadığı zaman, zararı ve bu sebepten dolayı alınan masrafları tazmin etmekle yükümlüdür.\"
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 05.01.2021 tarih ve 2019/247 E. - 2021/16 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının dolu riskine karşı sigortaladığı serada 2009 yılı şubat ayında meydana gelen dolu nedeniyle hasar meydana geldiğini, tazmin talebinin davalı tarafından reddedilmesi üzerine davacının ürünlerin daha fazla zarar görmemesi için kendi imkanları ile serasını yaptırdığını, poliçede dolu riskinin teminat altına alınmış olduğunu ileri sürerek, 33.448 TL'nın zarar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, poliçe ve genel şartlar uyarınca tazminatın hasar dosyasının kesinleşmesinden 30 gün içinde ödenmesi gerektiğini, ihbardan sonra incelemenin yapılarak 30.06.2009 tarihinde hasar dosyasının kesinleştirildiğini, tespit edilen 36.348.-TL tutarındaki hasar bedelinden müşterek sigorta ve muafiyet bedelleri düşülünce bulunan 21.224.-TL'nın 06.07.2009 tarihinde daini mürtehine ödendiğini, talep edilen örtü hasarının daha önce de tazmin edilmesine rağmen yenilenmeyip aynı hasarın bu davada da istendiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının tazminat sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, bakiye 9.850,46 TL'nın ödeme tarihi olan 06.07.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının ödediği 21.224,32 TL'lik alacak yönünden dava konusuz kaldığından bu kısma ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dairemizin 2017/4987 esas, 2019/1827 karar ve 05.03.2019 tarihli ikinci bozma ilamında “.... ikinci dolu yağışı sonrasında plastik örtüde % 60 oranında hasar meydana geldiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmakla, bilirkişi raporunda belirlenen 12.000,00 TL üzerinden bu oran uygulanmak suretiyle hasar tutarı ve yine buna bağlı olarak muafiyet tenzili yapılmaksızın hatalı değerlendirmeye dayalı rapor benimsenerek hüküm kurulması doğru olmamış,....” denilmek suretiyle kararın bozulmasına karşın mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde, bozma kararında ayrıntılı olarak gösterilen şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan plastik örtüde meydana gelen hasarın % 60 üzerinden hesaplanması gerekirken % 100 hasar olmuş gibi hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,
07.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.