Esas No: 2021/438
Karar No: 2022/4575
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/438 Esas 2022/4575 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/438 E. , 2022/4575 K.Özet:
Davalı şirket hisselerinin devri sözleşmesinde belirtilen bedelin müteselsil borçlulardan davacı tarafından ödendiği ve hisselerin sözleşmeye uygun şekilde dava dışı kişilerin üzerine kaydedildiği belirlenmiştir. Bu nedenle açılan dava reddedilmiştir. Davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan reddedilmiş ve bu karar Yargıtay tarafından da onanmıştır. Mahkeme kararında uygulanan kanun maddeleri; Türk Borçlar Kanunu'nun 169. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1/b-1 ve 372. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 01.11.2018 tarih ve 2017/107 E. - 2018/302 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.11.2020 tarih ve 2019/458 E. - 2020/1082 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı Özel ... Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. ortağı olan davalı ...'nin 03.08.2011 tarihli sözleşme ile şirket hissesinin %55'ini müvekkiline sattığını, müvekkilinin kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkiline ödemiş olduğu payı iade etmediği gibi taahhüt edilen hisseyi de devretmediğini, davalı tarafın teminat olarak aldığı senedi ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/530 esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu ve paranın tahsil edildiğini, müvekkilinin davalıya 03.10.2016 tarihli 13299 yevmiye nolu ... 2. Noterliği'nden ihtar çekerek sözleşmedeki alacağını istediğini, ancak davalının ne ihtara cevap verdiğini, ne de borcunu ödediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere alacakları olan 2.350.000,00 TL'nin sözleşme tarihi olan 03.08.2011 tarihinden itibaren temerrüte uygulanacak en yüksek faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı ..., dava dışı ... ve ... arasında ... Tıp Merkezinin % 55 hissesinin toplam 2.350.000,00 TL bedelle satışına konu olan 03.08.2011 tarihli satış vaadi sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmede % 55 hissenin devrinin hangi oranlarda kime yapılacağının belirtilmeyerek, bu oranların belirlenmesinin sözleşmede imzası bulunan ..., ... ve ...'ın iç ilişkilerine bırakıldığını, sözleşme çerçevesinde Özel ... Sağlık Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti'nin 25.08.2011 tarihli 19 numaralı ortaklar kurulu kararı ile şirketin % 55 hissesinin ...'a devredildiğini, bu devir işleminden sonra şirketin % 68 hissesinin ...'a, % 32 hissesinin ise ...'a ait olduğunu, davacı ...'in tabip olmadığı için resmi olarak şirket hisselerini devralmadığını ancak iç ilişkide şirket ortağı sıfatıyla hareket ettiğini, keza hisse devrinin gerçekleşmesinden sonra Özel ... Sağlık Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi'nin 05.09.2011 tarihli 21 numaralı ortaklar kurulu kararına bakıldığında ...'in şirketin diğer ortakları ... ve ... ile aynı derecede şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığının görüleceğini, ...'in iddialarının mesnetsiz olduğunun resmi belge ve senetlerle sabit olduğunu, ayrıca davacı tarafın 15.05.2017 tarihinde delil dilekçesi adı altında sunduğu delillere muvafakatlerinin olmadığını, bu delilleri kesinlikle kabul etmediklerini, alacağın varlığını iddia eden kişinin bunu senet ile ispatlamak zorunda olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ile davacı ve dava dışı ... ile ...'ın 03/08/2011 tarihinde ... Tıp Merkezi'nin davalı ... adına kayıtlı olan %55 hissesinin 2.350,000,00 TL karşılığında devri hususunda sözleşme imzaladıkları, davalıya ait tapu kayıtları, Özel ... Sağlık Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.'ye ait Garanti Bankası hesap hareketleri, banka dekontları göz önünde bulundurulduğunda hisse devri karşılığı sözleşmede kararlaştırılan bedel açısından müteselsil borçlulardan olan davacı ...'in sözleşme kapsamında üzerinde düşen edimleri yerine getirdiği, bunun karşılığında davalının Özel ... Sağlık Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.'nde kendisine ait %55 hisseyi şirket ortaklar kurulunun 25/08/2011 tarih ve 19 numaralı kararı ile 03/08/2011 tarihli devir sözleşmesinin devralanlar kısmında imzası bulunan müteselsil alacaklılardan ...'a devrettiği ve devir işleminin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin 14/09/2011 tarih ve 7899 sayılı gazetesinde ilan edildiği, aynı güne ait gazetede şirket ortaklar kurulunun 05/09/2011 tarih ve 20 numaralı kararı ile davalı ...'nin şirket müdürlüğü yetkilerinin iptaline karar verildiğinin ilan edildiği, yine şirket ortaklar kurulunun 05/09/2011 tarih ve 21 numaralı yetki ve temsile ilişkin kararı ile şirket ortaklarından herhangi birisinin olmaması durumunda şirket ortaklarından ... ve şirket ortakları dışından ... veya şirket ortaklarından ...'ın şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı ve bu kararın da ilan edildiği, her ne kadar davacı tarafça sözleşme kapsamında tek alacaklı sıfatının davacı ...'e ait olduğu ve sözleşmede imzası bulunan ... ve ...'ın sözleşmeyi tanık sıfatıyla imzaladıkları iddia edilmiş ise de, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/199 Esas sayılı dosyasının dava dilekçesi ekinde yine davacı ... vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ... ile ... arasına imzalanan 25/08/2011 tarihli sözleşme ve ... ile ... arasında imzalanan 11/12/2012 tarihli sözleşmelere göre pay devrinin gerçekte ... lehine gerçekleştireceği ancak 15.02.2008 tarih ve 26788 sayılı Resmi Gazete'den yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik'in 8.maddesi kapsamında tabip sıfatı bulunmayan ...'in resmiyette şirket ortağı olarak sicile kayıt ve tescilinin yapılamayacağı ve bu nedenle 03/08/2011 tarihli sözleşmede devralan sıfatıyla imzaları bulunan ..., ... ve ...'ın iç ilişkilerinde yapmış oldukları şirketin %55 hissesinin ...'e emaneten dava dışı ... ve ... üzerine kayıt ve tescil edileceği yönündeki anlaşma kapsamında böyle bir yol izlendiği, bu doğrultuda dava dışı ... ve ...'ın 03/08/2011 tarihli sözleşme kapsamında davalıya ait şirketi hissesinin devri açısından müteselsil alacaklı sıfatına haiz oldukları, sonuç itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 169.maddesi gereğince davalı ...'nin şirket ortaklar kurulunun 25/08/2011 tarih ve 19 numaralı kararı ile 03/08/2011 tarihli sözleşmeden doğan Özel ... Sağlık Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.'nde kendisine ait olan %55 hisseyi müteselsil alacaklılardan ...'a devrini gerçekleştirdiği ve bu suretle borcunu usulüne uygun şekilde ifa ettiği, sözleşmede müteselsil alacaklılardan ...'a yapılan hisse devri sonucunda davacının davalıdan herhangi bir alacağının kalmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesince verilen red kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1/b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.