Esas No: 2020/17433
Karar No: 2022/12453
Karar Tarihi: 29.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17433 Esas 2022/12453 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/17433 E. , 2022/12453 K.Özet:
İstanbul (Kapatılan) 74. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada sanık, üzerinde uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkum edilmiş ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmuştur. Ancak, mahkemenin hüküm kurarken, sanığın üzerinde yapılan aramanın önleme arama kararı olup olmadığının araştırılmadığı ve TCK'nın 191. maddesine göre verilen cezanın, CMK'nın 251. maddesi kapsamında indirilmesi gerektiği gözetilmediği belirtildiği için karar bozulmuştur. Kararın sonunda, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilerek sanık lehine olan uygulamanın belirlenmesi ve gereği için dosyanın \"Basit Yargılama Usulü\" yönünden yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
TCK’nın 191. maddesi, sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının \"bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası\" olarak belirlenmesini düzenlemektedir.
CMK'nın 251. maddesi, Asliye ceza mahkemesinde iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanabileceğini ve bu durumda mahkumiyet kararı verildiği takdirde sonuç cezanın dörtte bir oranında indirileceğini düzenlemektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İSTANBUL (KAPATILAN) 74. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Olay tutanağında, sanığın üzerinde yapılan aramanın Fatih 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2011/274 sayılı önleme arama kararına istinaden yapıldığının belirtildiği anlaşıldığından, önleme araması kararının aslı ya da onaylı örneği dosyaya konulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2-Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir
oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3.fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 29/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.