Esas No: 2021/2238
Karar No: 2022/4585
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2238 Esas 2022/4585 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2238 E. , 2022/4585 K.Özet:
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu'nun \"Kristal Sofra\" markasının tescili konusunda açılan davada, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararın temyiz incelemesi yapılmıştır. Temyizde, davalıların vekilleri kararın iptalini talep etmişlerdir. Ancak, davalı TPMK vekilinin temyiz dilekçesi süresinde, davalı ... vekilinin ise süresinde verilmediği anlaşılmıştır. Davacı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu birçok markadan birinin benzeri şekilde \"Kristal Sofra\" markasını tescil ettirmek isteyen davalının başvurusuna itiraz etmiş, ancak başvuru nihayetinde kabul edilmiştir. Davacı, Yargıtay tarafından onaylanmayan bir kararla başvurunun iptali ve markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkin edilmesi talebinde bulunmuştur. Mahkeme, başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu belirleyerek davacının taleplerini kabul etmiştir. Bu karar, davalı TPMK vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesinde, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri: 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın kabulüne dair verilen 02.12.2020 tarih ve 2020/656 E. - 2020/1084 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve davalı TPMK vekilinin temyiz dilekçesinin süresi içinde, davalı ... vekilinin ise süresinde verilmediği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "crystal", "her damlası kristal","kristal", "kristal 1938", "kristal anatolia", "kristal dolgun güçlü lezzet", "kristal extra virgin natural sızma zeytinyağı şekil", "kristal extra virgin naturel sızma zeytinyağı şekil", "kristal fındık yağı şekil", "kristal kaliteli türk zeytinyağı", "kristal kanola yağı şekil", "kristal natürel sizma", "kristal ria", "kristal riviera", "kristal türkiye nin ilk zeytinyağı markası!.. şekil", "kristal vapurlu yağ", "kristal yumuşak doğal lezzet", "kristal yılların geleneği", "kristal çamaşir", "kristal şekil", "sofra", "soframar", ibareli tanımış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "KRİSTAL SOFRA" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2015/76040 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa tescili istenen “kristal sofra” ibaresinin müvekkilinin tescilli “kristal” markası ve aynı ibareli seri markaları ile birebir aynı olmasının yanı sıra tescil edilmek istenen mal ve hizmetlerin de müvekkilinin markasının kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı ve bağlantılı olduklarını, başvurunun da asli unsurunun “kristal” kelimesi olduğunu, bu nedenle karıştırılma ihtimalinin mevcut bulunduğunu, başvurunun müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını ve tescili halinde müvekkili markalarının ayırt ediciliği zedeleneceği gibi davalının haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek YİDK'in 2017-M-5341 sayılı kararının iptaline, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPMK vekili, başvuru konusu ibare ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak derecede benzerlik bulunmadığını, zira başvuruda "kristal" ibaresinin ön plana çıkarılmadığını, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi koşullarının da somut olayda bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, "Kristal Sofra" ibareli 2003/37272 sayılı markasının 22.11.2007 tarihinde müvekkili adına tescil edildiğini, koruma süresinin ise 31.12.2013 tarihinde sona erdiğini, 6769 sayılı Kanun'un 6/8. maddesine göre müvekkilinin iki yıllık koruma süresinden yararlanacağını ve dava konusu başvurunun da bu süre içinde yapıldığını, müvekkilinin 2003 yılından bu yana 14 yıldır söz konusu marka altında kesintisiz olarak zeytin ve turşu satışı yaptığını, 2003 yılından 2013 yılına kadar müvekkiline ait “kristal sofra” markası için dava açmayan davacının iki yıllık uzamış koruma süresi içinde de bir müracaatı olmadığı halde müvekkilinin 2015 yılındaki aynı markası için başvurusu üzerine, 2016 yılında itiraz etmesinin ve davayı açmasının tamamen kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markası arasında, başvuru kapsamında yer alan tüm mallar yönünden 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, davalının önceki tarihli 2003/37272 sayılı markasının dava konusu marka bakımından kazanılmış hak teşkil etmediği, 2017-M-5341 nolu YİDK kararının iptali koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in kararının iptaline, 2015/76040 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; davalı gerçek kişiye, koruma süresi dolan ve yenilememe nedeniyle hükümden düşen 2003/37272 sayılı markasını, 01.01.2014 ile bu davaya konu başvurunun yapıldığı 17.09.2015 tarihleri arasında fiilen ciddi surette kullandığını ispata yönelik delillerini sunması için süre verilmiş ve sunulan 8 adet ürün görseli üzerindeki ambalaj ve katalog tarihlerin her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, bu tarihlerin ispatına yönelik ayırca bir delil sunulmadığı, sunulan görsellerin beşinin dairenin önceki kararında hüküm altına alınan "zeytin, zeytin ezmeleri" mallarına ilişkin olmayıp, turşu ürününe ilişkin olduğu, sunulan delillerle davalı gerçek kişinin 2003/37272 sayılı markasını 01.01.2014 ile 17.09.2015 tarihleri arasında fiilen ve ciddi surette kullanmaya devam ettiğini ispat edemediği ve bu itibarla başvuru üzerinde müktesep hakkının bulunmadığı, sunulan delillerin, uyulan bozma ilamında belirtilen tarihler arasında markanın ciddi surette kullanıldığını ispata da yeterli bulunmadığı, başkaca bir delile de dayanılmadığı gerekçesiyle ayrıca bir bilirkişi incelemesine gerek görülmeden dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında, başvuru kapsamındaki malların tamamı yönünden 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunduğuna ilişkin dairenin önceki tespiti de bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden davanın kabulü ile YİDK'nın 30.06.2017 tarih 2017-M-5341 sayılı kararının iptaline, davalı ... adına tescilli 2015/76040 sayılı "Kristal Sofra" ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili ve davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkeme ilamı davalı ...’e 05/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup temyiz dilekçesinin, 6100 sayılı HMK 361/1 maddesinde öngörülen iki haftalık temyiz süresi geçirildikten sonra 26/01/2021 tarihinde temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalı ... vekilinin temyiz süresi geçtikten sonra yapılan temyiz dilekçesinin süre yönünden reddi gerekmiştir. Davalı TPMK vekilinin temyiz istemlerine gelince;
2-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) numaralı bentte, davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddiyle, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz istemlerinin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan alınmasına, 07/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.