Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7984 Esas 2022/4593 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7984
Karar No: 2022/4593
Karar Tarihi: 07.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7984 Esas 2022/4593 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/7984 E.  ,  2022/4593 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13.HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30.10.2017 tarih ve 2014/699 E- 2017/912 K. sayılı kararın asıl davada davacı vekili ile birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.10.2020 tarih ve 2019/228 E- 2020/1157 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi asıl davada davacı vekili ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 07.06.2022 günü hazır bulunan asıl davada davacı ve birleşen davada davacı vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketler ile davalı şirket arasında gerek müvekkillerinin gerekse davalı şirketin hak ve sorumluluklarını düzenleyen sözleşmenin 2009 yılında akdedildiğini, davalının sözleşmenin 4. maddesinde yer alan rekabet yasağı ile ilgili düzenlemeyi ihlal ettiğini, yapılan tüm ikazların sonuçsuz kaldığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla uğranılan tüm kâr kayıpları ve tazminatlar için 10.000,00 TL ve cezai şart alacağı için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 2009 tarihli sözleşme gereğince davalının, davacı ve ...’nin yurtdışında müşterisi olan şirketlere mal imal edip ihraç etmeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin 4. maddesinde rekabet yasağı düzenlemesinin bulunduğunu, davalının sözleşmeye aykırı olarak "Fussi, Zabaione ve Kai" firmalarıyla doğrudan çalışmaya başladığını, bu şekilde rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL kâr kaybı ve 10.000,00 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davacı vekili 14.10.2014 havale tarihli dilekçesi ile asıl davadaki cezai şart alacak talebinin 200.000,00 TL, birleşen davadaki cezai şart alacak talebinin ise 400.000,00 TL olduğunu belirtmiştir.
    Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi’nce, taraflar arasında iki yıl süreli 2009 tarihli sözleşmenin başlangıç tarihinin 28.07.2009 olduğu, sözleşmede başlangıç tarihinin tam olarak belirli olmadığı, taraflarca sözleşme başlangıç tarihinin ispatına yarar herhangi bir delil sunulmadığı, bu doğrultuda sözleşme başlangıç tarihinin 01.01.2009 olarak değerlendirilmesini gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığı, sözleşme başlangıç tarihinin 28.07.2009 olarak kabulüne göre bilirkişilerce sözleşmede belirtilen FUSSL firması ile 19.01.2009-27.07.2009 tarihleri arasında yapılmış 174.199,15 TL'lik ticari ilişkiden dolayı davalı tarafın rekabet yasağına aykırı hareket ettiğinin söylenemeyeceği, iki yıllık sözleşme süresi olan 28.07.2009-28.07.2011 tarihleri arasında davalı taraf ile sözleşmede yasak kapsamında olduğu belirtilen firmalar arasında ticari ilişki olduğunun tespit edilemediği, aynı sözleşmeden dolayı iki farklı talepte bulunulamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekillerince istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce, asıl ve birleşen davanın, asıl ve birleşen dosyanın davacıları ile davalı arasında imzalandığı iddia edilen 2009 tarihli ''protokol'' başlıklı imalat yapımı konulu sözleşmeye aykırılık iddiasına dayanan kar kaybı ve cezai şart alacağından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, protokolün tarafların hak ve yükümlülükleri başlıklı dördüncü maddesinin dördüncü bendinde rekabet yasağına ilişkin koşulların ve bu yasağa aykırı hareket etmenin sonuçlarının düzenlendiği, davacının, davalının sözleşmenin sona erdiği ya da feshedildiği yönünde bir savunmada bulunmadığını, sözleşmenin süresel olarak bitmesi sonrasında da davalının mal sattığını, taraflar arasındaki ilişkinin devam ettiğini, sözleşmenin açık bir şekilde feshedilmemesi nedeniyle belirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğünü öne sürdüğü, taraflar arasında açık bir fesih olmamakla beraber sözleşme süreli bir sözleşme olup sözleşmenin 2 yıl süreli olacağının kabul edildiği, iki yıl sonunda ne olacağı konusunda sözleşmede bir düzenleme bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi’nce sözleşmenin başlangıç tarihinin 28.07.2009 olarak kabul edildiği, bu tespitin yerinde olduğu, zira sözleşmenin başlangıç tarihinin mahkemece kabul edilen 28.07.2009 tarihinden daha önce başladığına dair dosya içerisinde somut bir delil bulunmadığı, sözleşmede öngörülen iki yılın sonunda sözleşmenin aynı koşullarda devam ettiğini kanıtlama yükümlülüğünün davacıya ait olduğu, sunulan delillerden böyle bir sonuç çıkarılmasının hukuken mümkün olmadığı, sözleşmenin belirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğü yönünde bir kanıt olmadığından, davalının sonradan bir kısım satışlar yapmış olmasının da sözleşmenin belirsiz süreli olarak uzatıldığı anlamına gelmeyeceği, davacıların sona eren bir imalat sözleşmesine dayanarak uğradığını öne sürdüğü maddi zararın tazminini talep etmesinin doğru görülmediği, bu çerçevede davacıların maddi tazminat talep koşullarının oluşmadığı, davalının esas ve birleşen davada sözleşmedeki imzaya itiraz ettiği, İlk Derece Mahkemesi’nce bu yönde bir değerlendirme yapılmadığı, ancak dava reddedilmiş olduğundan davacı tarafın bu yönde bir istinaf sebebine dayanmamış olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi’nce de bu yönde bir değerlendirme yapılmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davada davacıların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, asıl ve birleşen davada davacı vekillerince temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınıp asıl ve birleşen davada davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacı ...'den alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden birleşen davada davacı Ünal Tekstil ve Gıda San. Dış Tic. Ltd. Şti.'den alınmasına, 07/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara