Esas No: 2022/2764
Karar No: 2022/8258
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2764 Esas 2022/8258 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/2764 E. , 2022/8258 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜMLER : 1) Manisa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/06/2021 tarih ve 2020/307 Esas - 2021/220 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
a) Sanık hakkında maktul ...'a karşı kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı TCK’nin 81/1, 53, 58. ve 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile mahkumiyetine dair karar;
b) Sanık hakkında müşteki ...'e karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı TCK’nin 81/1, 35/2, 53, 58. ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine dair karar;
2) ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 22/10/2021 tarih ve 2021/2408 Esas - 2021/2145 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik "istinaf başvurusunun esastan reddine" dair kararlar;
TÜRK MİLLETİ ADINA
... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 22/10/2021 tarih ve 2021/2408 Esas - 2021/2145 Karar sayılı kararının, sanık müdafii tarafından 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık hakkında ilk derece mahkemesince hükmedilen hapis cezalarının 5 yılın üzerinde olması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nin 286/2-a maddesi gereğince bölge adliye mahkemesi tarafından verilen kararın temyize tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 22/10/2021 tarih ve 2021/2408 Esas - 2021/2145 Karar sayılı "istinaf başvurusunun esastan reddine dair" hükümlerinin tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; sanık müdafiinin, öldürme kastı bulunmadığına, meşru müdafaada sınırın aşıldığına, müşteki ...'a karşı öldürmeye yönelik bir eyleminin bulunmadığına, haksız tahrik ile takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi gereğince isteme uygun olarak TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Dosyanın, 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 304/1. maddesi gereğince “Manisa 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2022 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık ...’ın maktul ...’ı kasten öldürdüğü katılan ...’i de öldürmeye teşebbüs ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında yerel mahkeme tarafından her iki iddia da sabit görülerek sanığın iddianame gibi cezalandırılmasına karar verilmiş, bu karar lehe istinaf edilmiş ve BAM Ceza Dairesi tarafından istinaf talebi esastan reddedilmiş, şimdi de yine sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemiz çoğunluğunca sanık hakkında verilen BAM Ceza Dairesi kararı onanmış olup iş bu karara iki yönü ile muhalifim, şöyle ki:
1) Sanık ...’ın maktul ...’ı kasten öldürdüğü sabittir. Sanık bu eylemi haksız tahrik altında işlediğini savunmaktadır.
Olay 11.07.2020 günü meydana gelmiş olup, olay yerine önce sanık ... gelerek buluşmak için anlaştığı iş ortağı ...’i beklemeye başlamış, ...’de sanık ... tarafından pimapen işleri yapılan maktul ...’ın kendisini arayıp dükkanınız kapalı diyerek sanığı sorması üzerine maktul ... ve katılan mağdur ... ayrı ayrı araçlarla sanığın beklediği mevkiye araçları ile gitmişlerdir. Olayın en yakın görgü tanığı sanıktan şikayetçi olan ve yine sanığın iş ortağı olan İsmettir.
... dışında olayı gören tanıklar tarafların yüksek sesle bağırışmalarını duyan tanıklar ..., .... Bu iki tanık da uzakta oldukları için ağız münakaşasını duymak dışında olayla ilgili görgüye dayalı bilgileri yoktur.
Olayın oluş şeklini belirlemek için beyanları çok önemli ve kendiside sanıktan şikayetçi olan katılan ... olaydan hemen sonra kolluk aşamasında verdiği ifadede şöyle demiştir “Sadık ile beraber sanık ...’ın yanına gittiğimizde Yaşar’ın yanında kimse yoktu, tek başına oturuyordu, ben masanın orada ayakta durdum ve Sadık masada oturan Yaşar’a hitaben Yaşar gel seninle bir konuşalım dedi ve Yaşar oturduğu yerden kalktı, ikisi beraber iki lüleli camiinin diğer tarafına doğru yürümeye başladılar. İkisi birden benim göz temas mesafemde olarak yaklaşık 10 metre kadar ileride konuşmaya başladılar. Aniden aralarında itişme kakışma başladı, yanlış hatırlamıyorsam ilk olarak maktul ... elleri ile sanık ...’ı itekledi, Yaşar geri geri uzaklaşarak belinin sol tarafına elini götürerek, siyah renkli büyük bir tabanca çıkararak maktule doğrultup tahminen 3 metre mesafeden 2-3 saniye öylece durdu. Sonra bir el silah sesi geldi, sesten hemen sonra maktul ... yere yığıldı” demiştir.
Sanık ... ise savunmasında maktulun kendisine hakaretler ettiğini tokat attığını savunmuştur.
Yerel mahkeme sanığın kendisine maktul ... tarafından küfür edildiği ve müessir fiilde bulunulduğu iddiasına itibar etmemektedir. Ancak dosya kapsamına göre sanıktan şikayetçi olan katılan ...’in “taraflar arasında konuşmalar olduğunu, aniden itişme başladığını ve yanılmıyorsa ilk ittirmenin maktul tarafından sanığı itme şeklinde gerçekleştiğini, sanığın bu nedenle geri geri uzaklaştığını ve silahını çıkardığını” söylemiştir. Katılan ...’in beyanı ile sanığın hazırlık aşamasında “maktul ... küfürler etti tokat attı, ben de sendeleyerek geri geri gittim ve silahımı çektim” beyanı örtüşmektedir.
Sanığın maktul ile konuşurken tartışmaya başladıkları, ne konuştuklarının üçüncü kişilerce duyulmadığı, ancak maktulden kendisine yönelen ilk fiili müdahalenin(ittirmenin) etkisi ile geri geri sendelediği ve silahını çekerek maktule ateş ettiği olayda, maktulun sanığa fiili müdahalede bulunması bu nedenle sendeleyen sanığın belinden silahını çıkarıp maktulü vurması olayında sanık lehine asgari seviyede haksız tahrik kabul edilerek, sanığın cezasından indirim yapılmalıdır, bu yönüyle Dairemizin sanıktan maktul ...’a yönelik eylemi nedeniyle sanık hakkında tahrik indirimi yapmayan yerel mahkeme kararı hakkında oy çokluğu ile verdiği Onama kararına muhalifim.
2) Sanığın katılan ...’e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten Dairemizce oy çokluğu ile verilen Onama kararına katılmıyorum, şöyle ki:
Katılan ... olayın hemen sonrasında kollukta verdiği ifadesinde “...Sanık ..., maktul ...’a ateş ettikten sonra bana doğru dönerek ve silahı bana doğrultarak hedef alınca Yaşar’ın beni de vuracağını düşünerek hemen koşarak kaçmaya başladım, koşar halde çay bahçesinden çıkarken, sanığın elindeki silahtan çıt diye ... sesi duyup dönüp arkama baktığımda, Yaşar’ın elindeki silahı tekrar kurarak mermi sürdüğünü gördüm ve kaçmaya devam ettim ve bir dükkana saklanarak 155’i aradım” demiştir.
Sanık ...’ın katılan ... ile ilgili savunmasında, maktul vurulduktan sonra katılan ...’in oradan kaçtığını, kendisinin de onun istikametinde olay yerinden koşarak uzaklaştığını söylemiştir.
Katılan ... olayın sıcağı sıcağına verdiği ifadelerini yargılama aşamasında sonradan verdiği ifade ile geliştirmiş, olay yerinde sanığın maktulü öldürdükten sonra silahı kendisine doğrulttuğunu ve ... düşürdüğünü ancak silahın ateş almadığını, sanığın silaha tekrar mermi sürdüğünü ve yine tanıklar ... ve tesisatçı ...’ın da bildiği üzere sanığın kendisini öldüreceğini olaydan önce onlara söylediğini anlatmıştır.
Katılan ...’in hazırlıktaki ifadesi esas alınmalı, geliştirdiği sonraki beyanlara itibar edilmemelidir. Kaldı ki tanıklar ... ve ... da katılan ...’in gelişen beyanını (sanık olaydan önce beni ölümle tehdit etmişti) desteklememişlerdir.
Sanığın elinde silah olduğu halde katılana olay yerinde ateş etme imkanı varken sıkmadığı sabittir. (Olay yerinde arkasında vurma izi olan dolu fişek bulunmaktadır.) Sanığın maktul ile ani gelişen olay sırasında maktulü ani kastla öldürdüğü sabittir. Zira maktul olay yerine katılanla buluşarak sanıktan habersiz gitmiştir.
Sanığın maktul ve katılana yönelen ortak kasıtla hareket etmesi söz konusu değildir (kastın bölünmezliği kuralı burada uygulanamaz). Sanığın olay yerinde, öncesi veya sonrasında katılan ...’i öldürme kastı ile hareket ettiğine dair hiçbir bulgu yoktur. Sanığın maktulün vurulması sonrası katılanı elinde silahla kovalaması silahla tehdit suçunu oluşturur, kasten öldürmeye teşebbüs suçu oluşmaz, bu nedenle sübuta eren silahı tehdit suçundan yerel mahkemece delil değerlendirmesi yapılması amacıyla bozma kararı verilmesi kanaati ile Dairemizin çoğunluk görüşüne muhalifim.