Esas No: 2020/16664
Karar No: 2022/12546
Karar Tarihi: 30.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16664 Esas 2022/12546 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/16664 E. , 2022/12546 K.Özet:
Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bir davada, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan hüküm giydiği ancak temyiz durumunda olduğu belirtiliyor. Kararda, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının \"bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası\" olduğu belirtiliyor. Ancak, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile Anayasa Mahkemesinin, \"kovuşturma evresine geçilmiş\" ibaresinin, \"basit yargılama usulü\" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal ettiği ve bu nedenle sanığın hukuki durumunun \"Basit Yargılama Usulü\" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu durumda, CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrası gereği, mahkumiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu nedenle, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hüküm bozuluyor.
Kanun maddeleri:
- TCK'nın 191. maddesi: Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Bulundurmak
- CMK'nın 251. maddesi: Basit Yargılama Usulü
- CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrası: Basit yargılama usulünde cezanın indirimi
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak
Hüküm : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun
ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 30/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.