Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3336 Esas 2012/4964 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3336
Karar No: 2012/4964
Karar Tarihi: 10.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3336 Esas 2012/4964 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/3336 E.  ,  2012/4964 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatiften 08.04.2009 tarihinde ayrılması sebebiyle o tarihe kadar yaptığı ödemelerin tahsili için girişilen takibin, haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının 28.644,18 TL aidat alacağının mevcut olduğu, kooperatifin mali durumu itibariyle bu borcun ödenmesinde engel durumun olmadığı, takip tarihi itibariyle işlemiş faiz alacağının 64,45 TL olduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, hüküm altına alınan itirazlı alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, çıkma payının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK"nun 266/1. maddesi "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. HMK"nun 281 nci ve 282 nci madde hükümlerinde de hakimin bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte serbestçe takdir edeceği, ancak bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama isteyebileceği gibi, başka bir bilirkişiden rapor alabileceği öngörülmüştür. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, varsayımlara dayalı olup, davacı ve erteleme kararının verildiği 29.05.2010 tarihli genel kurula kadar çıkan diğer ortaklara bu tarihden bir ay sonra oluşan muacceliyet tarihinde ödeme yapılmasının kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği konusunda mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yetersizdir. Öte yandan, bilirkişi raporuna somut gerekçeler gösterilerek yapılan itirazlar konusunda, bilirkişiden açıklama veya ek rapor alınmadığı gibi, gerekçeli karar ile de itirazdaki hususlar karşılanmamıştır. Bu durumda; mahkemece, işin çözümünde teknik veya özel bilginin gerekliliği sonucuna varılmış ve bilirkişiden rapor alınması gerekli görülmüş olmasına göre bilirkişiden, rapora itirazları da karşılayacak ve belirtilen bilgiler ışığında, özellikle kooperatifin kayıtları üzerinde yapılacak incelemeyle mali durumu tüm noktalarıyla ortaya konulduktan sonra, kooperatif giderlerinin hangi somut gelir ile karşılanacağının ve istifa eden diğer ortaklara ödenecek çıkma paylarının uzun vadeli borçtan, kısa vadeli borç kapsamına alınmasının sonuçlarını gösteren, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp oluşacak uygun sonuca göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara