Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/638 Esas 2022/4621 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/638
Karar No: 2022/4621
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/638 Esas 2022/4621 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 216 İkiyüzonaltıyapı markasına davalının tecavüz ettiğini iddia ederek taklidin gerçekleştiği süreden itibaren hesaplanacak maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Ancak mahkeme, davacının markasıyla davalının kullanım gerçekleştirdiği işaret arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, tescil edilen markaların tescil şekil ve kayıtlarına göre bilirkişi raporunun oluşa uygun olduğu ve marka hakkına tecavüzden bahsedilemeyeceğini belirterek, davacının taleplerini reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de ilk derece mahkemesini destekleyerek istinaf başvurusunu reddetmiştir. Kanun maddeleri olarak ise söz konusu davada 556 sayılı KHK’nın 61. maddesi uyarınca marka hakkına tecavüzün değerlendirilmesi söz konusu olmuştur.
11. Hukuk Dairesi         2021/638 E.  ,  2022/4621 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19.09.2017 tarih ve 2015/98 E- 2017/128 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.11.2020 tarih ve 2017/6362 E- 2020/2026 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 37. sınıfta tescilli 2005/28937 no’lu “216 İkiyüzonaltıyapı” ibareli markayı, davalının, taklit edip aynı tür hizmet grubunda kullandığını ayrıca müvekkiline ait bu markayı 37. sınıfta tescil ettirmek için 2013/75285 numarası ile başvuruda bulunduğunu ancak başvurusunun TPMK tarafından 37. sınıf bakımından reddedildiğini ileri sürerek markaya yapılan tecavüzün tespitine, marka ve ticaret unvanının davalı tarafından kullanılmasının engellenmesine, taklidin gerçekleştiği süreden itibaren hesaplanacak şimdilik 10.000.- TL maddi, 10.000.- TL manevi tazminatın müvekkiline ödenmesine, kesinleşmiş kararın tirajı en yüksek 5 gazeteden birinde ilan edilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin TPMK nezdinde binalar, rezidanslar, konutlar, apartmanların da dahil olduğu 19.sınıfta tescilli 2013 75285 no’lu “İstanbulKadıköy216 + şekil” ve 2014 30649 no’lu “İstanbul216 + şekil” markalarının sahibi olduğunu, “İstanbul 216” ibaresinin müvekkili adına tescilli markaların asli unsurunu oluşturduğunu müvekkilinin belirtilen markalarının yanı sıra istanbul216.com.tr alan adını da 15.04.2014 tarihinden bu yana tescilli olarak kullandığını, müvekkilinin satışını yaptığı tüm binalara farklı isimler verdiğini, müvekkilinin “Baysaş” unvanı ile ve 2011/06470 no’lu “Baysaş” markası adı
    altında hizmet gösterdiğini, müvekkilinin “İstanbul216” ibaresini, Fikirtepe’de yapımını gerçekleştirdiği bir konut kompleksinin adı olarak kullandığını, müvekkili adına tescilli markaların yetkili mahkeme tarafından hükümsüz kılınıncaya kadar, markayı kullanma haklarının bulunduğunu, müvekkilinin kullandığı markalar ile davacının tescilli markası arasında ayniyet olmadığının açık olduğunu, müvekkiline ait marka ile davacı markası arasında karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını, salt taraf markalarında “216 ibaresinin ortak olduğu gerekçesi ile markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunamayacağını, markalarda kullanılan “216” ibaresinin İstanbul Anadolu yakasının telefon kodu olduğunu ve ayırt ediciliği oldukça düşük, tanımlayıcı ve herkesin kullanımına açık bir ibare olduğunu, 216 sayısının İstanbul Anadolu yakasında, 212 sayısının ise İstanbul Avrupa yakasında faaliyette olan pek çok firma tarafından ticari hayatta tescilli veya tescilsiz olarak kullanıldığını, davacı markasının asli ve ayırt edici unsuru olan “İkiyüzonaltıyapı” ibaresi ile doğrudan davacının ticaret unvanına atıf yapıldığını, davacının markasının tescilli olduğu inşaat hizmetleri için talep edilen bedeller ile müvekkilinin markalarının tescilli olduğu binalar, konutlar, rezidanslar gibi malların yüksek satış bedelleri dikkate alındığında, tüketicinin markaları karıştırmasının fiilen mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davalının 2014/30649 sayılı markasının 19.sınıfta "binalar, rezidanslar, konutlar, apartmanlar, emtialarında tescilli olduğu, internet sitesinde ve linklerde “İstanbul216” isimli inşaat projesinin tanıtımının “İstanbul216” markası altında yapıldığı, tanıtımın 19.sınıf kapsamını aşar şekilde 37. hizmet sınıfı kapsamında değerlendirilebileceği, ancak davacının tescilli markasını devrettiği, haksız rekabete dayalı da dava açılmadığı, markaya tecavüzün tespiti ve markaya tecavüzden kaynaklanan tazminat talepli dava açıldığı, davacının markası ile davalının markasının tek ortak noktasının “216” rakamı olduğu, bu rakamın İstanbul Anadolu yakasının telefon kodu olduğu, ayırt ediciliği düşük, tanımlayıcı ve herkesin kullanımına açık bir ibare olduğunun dosya kapsamına alınan bilirkişi raporları ile de tespit edildiği, markaların görsel, işitsel ve bütünü itibari ile bıraktıkları izlenimin farklı olduğu, davacı markasının tanınmışlığı yönünde kanaat verici delil sunulmadığı, işletmeler arasında bağlantı kurulması ihtimalinin bulunmadığı, davalının markayı kullanımının 556 sayılı KHK 61.madde de düzenlenen davacının markasına ve ticaret unvanına tecavüz teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından kullanılan “İstanbul216” markasının, 19. sınıf kapsamında alelade bir proje ismi olarak kullanılmadığı, zira söz konusu ibarenin, gerçekleştirilen konut satış ve tanıtımlarında “Baysaş” ibaresinden daha fazla öne çıkarıldığı, bu durumun, hedeflenen tüketici kitlesinde, inşaat faaliyetlerinin “İstanbul216” markasıyla gerçekleştirildiği intibaını uyandıracağı, dolayısıyla davalının bahsi geçen kullanımının, 19. sınıf kapsamındaki üretime ilişkin kullanımı aşar nitelikte, hizmet sınıflarından olan 37. sınıf dâhilinde değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle de davalının “tescile dayalı kullanım” savunmasının yerinde olmadığı, taraf markaları arasında gerek doğrudan karıştırılma ihtimalinin, gerekse dolaylı iltibas halinin mevcut olmadığı, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 61. maddesi uyarınca marka hakkına tecavüzden de bahsedilemeyeceği, somut olayda tarafların her ikisinin de İstanbul’da konut sattığının görüldüğünü, potansiyel müşterilerin, konut alırken yüksek dikkat ve özen göstereceklerinin ise aşikar olduğunu, açıklanan sebeplerle, davacı markasıyla davalının kullanım gerçekleştirdiği işaret arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, tescil edilen markaların tescil şekil ve kayıtlarına göre bilirkişi raporunun oluşa uygun olduğu delillerle desteklendiği, davacının dava dilekçesi talepler açısından incelendiğinde davacının haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi yönünde bir talebi bulunmadığı, esasa ilişkin her talep sonucu hakkında ayrı vekalet ücreti takdirinin doğru bir uygulama olduğu gerekçesiyle davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara