Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/563 Esas 2022/4619 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/563
Karar No: 2022/4619
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/563 Esas 2022/4619 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı ve davalı arasındaki cari hesap sözleşmesi kapsamında davalının borcuna karşılık verdiği 9 adet bononun hükümsüz hale geldiği tespit edilmiştir. Davacının defterlerine göre davalıdan 137.551,68 TL alacaklı olduğu, vade farkının yazılı bir sözleşme bulunmaması nedeniyle istenemeyeceği ve reklamasyon faturasının zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmemiş bir ayıp iddiasına dayanmadığı belirlenmiştir. Kararda HMK'nın 353/b-1, 370/1 ve 372. maddeleri uygulanmıştır.
11. Hukuk Dairesi         2021/563 E.  ,  2022/4619 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.05.2018 tarih ve 2014/1189 E. - 2018/539 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.11.2020 tarih ve 2018/2357 E. - 2020/1149 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasındaki cari hesap sözleşmesi kapsamında davalının ilk başta borcuna karşılık 9 adet bono verdiğini, bonoların vadeleri geldiğinde ödeyeceğini söylemesi üzerine senetlerin defterden çıkışının yapıldığını, davalı ödeme yapmayınca müvekkili tarafından bakiye borç bildirilerek tediye fişlerinin ve senetlerin fotokopisinin gönderildiğini, davalının ihtar üzerine malın satışından 8 ay sonra ayıp iddiasında bulunarak reklamasyon faturası kestiğini ve bedeli kendi defterlerinden düştüğünü, müvekkilinin faturaya ve ayıp iddiasına yasal süresi içerisinde ihtar ile itiraz ettiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında İstanbul 4. İcra Dairesi'nin 2010/24913 Esas sayılı dosyasıyla alacağın 100.000.- TL'si için kambiyo senetlerine özgü takip başlattığını, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/213 Esas sayılı dosyasında 9 adet bononun herhangi bir tahsilat yapılmaksızın davacıya iade edildiği yani hükümsüz hale geldiğinin açıkça tespit edildiğini, mahkemece de bu husus kabul edilerek bonoların ve icra takibinin iptaline karar verildiğini, borcun halen ödenmediğini, davalı tarafından malın satışından 8 ay sonra müvekkiline gönderilen reklamasyon faturası yönünden davalının haksız olduğunu, herhangi bir ayıp ihbarı bulunmadığını, müvekkilinin teslim ettiği malların ayıpsız olduğunu, davalının müvekkilinin defterlerinde kayıtlı olan vade farkı faturasını defterlerine kaydetmediğinin tespit edildiğini, bu faturanın da eklenmesiyle davalının borcunun davalı defterlerine göre 136.709,97 TL olduğunu belirterek bu alacağın tahsili için için Küçükçekmece 4. İcra Dairesi'nin 2014/1885 Esas sayılı dosyasında takip başlattığını ancak davalının takibe itiraz ettiğini bildirerek haksız itirazın iptaline ve alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının müvekkili şirketten alacağı olduğu iddiası ile İstanbul 4. İcra Dairesi'nin 2010/24913 Esas sayılı dosyasında bonoların 100.000.- TL'lik kısmını icraya koyduğunu, derdest bir takip varken Küçükçekmece 4. İcra Dairesi'nin 2014/1885 Esas sayılı dosyası ile aynı alacak için takip başlatıldığını, mükerrer takip nedeni ile davanın reddi gerektiğini, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/675 Esas sayılı dosyası ile taraflar arasında alacak davasının derdest olduğundan işbu davanın derdestlik nedeni ile reddi gerektiğini, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/231 Esas sayılı dosyasında müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, kesin hüküm nedeni ile de davanın reddi gerektiğini, davacının elinde müvekkiline ait iadesi gereken bir kısmını icraya koyduğu 225.000 .-TL tutarında bonolar olduğunu, 125.000.- TL'lik bonoları elinde tuttuğu, ihtara rağmen iade etmediğini, ayrıca davacının elinde müvekkiline ait 120.000.- USD bedelli çekler olduğunu, faiz talebinin de taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğunu savunarak davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların incelenen ticari kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının kayıtları esas alınırsa 137.551,68 TL alacaklı olduğu, davalının kayıtlarında bulunan reklamasyon faturası esas alınırsa davacıya borcunun olmadığı, davalı tarafından cari hesap ilişkisi içerisinde davacıya verilen 9 adet bononun her iki tarafça da kayıtlardan çıkarıldığı, yine davalının davacıya karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilen çeklerin de hesaplama dışında tutuldukları, kayıtlar arasındaki çelişkiyi yarattığı tespit edilen davacı tarafından düzenlenen ancak davalının defterlerine kaydetmediği vade farkı faturasının sözleşmenin 5. maddesi uyarınca düzenlendiği ve bilirkişi raporunda içeriğinin doğrulandığı, bu nedenle davalının bu tutardan sorumlu olduğu, bir diğer çelişki nedeni olan davalı tarafça düzenlenen 29.9.2010 tarihli, 122.994.- TL bedelli reklamasyon faturasının davacı tarafından kabul edilmeyerek iade edildiği, faturanın içeriğinin, neden düzenlendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, bu nedenle hesaplamada dikkate alınamayacağı, bu durumda davalının davacıya 136.709,97 TL borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğünün 2014/1885 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın ana para 136.709,97 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden işleyecek yasal faizi ile devamına, hüküm altına alınan 136.709,97 TL üzerinden hesaplanan 27.342.- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, hakkında kesin hüküm bulunan 225.000.- TL tutarlı 9 adet bono ile 60.000.- USD tutarlı çeklerin taraf cari hesaplarında dikkate alınamayacağı, bu çek ve bonoların hariç tutulması sonucunda davacının ticari defterlerine göre davalıdan 137.551,68 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde reklamasyon faturası düşülerek borcun kapatıldığı, hesaplar arasındaki farkın davacının düzenlediği 23/09/2010 tarihli, 23.226,15 TL tutarlı vade farkı faturasıyla davalının düzenlediği 29.09.2010 tarihli ve 122.994.- TL tutarlı reklamasyon faturasından kaynaklandığı, vade farkı istenebilmesi için, taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme bulunması veya teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcut olması gerektiği, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair sözleşme hükmü gereğince davacının vade farkı isteyebileceği, reklamasyon faturasının davacının son faturasının tarihi olan 06.01.2010 tarihinden 8 ay sonra düzenlenmiş olup, süresinde ileri sürülmüş bir ayıp iddiası veya ayıba ilişkin dayanak delil bulunmadığı, davalının ticari defterlerine kaydettiği faturaların bedelini ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, temyiz itirazına konu bono ve çeklerin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 7.003,65 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara