Esas No: 2022/3035
Karar No: 2022/4680
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/3035 Esas 2022/4680 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/3035 E. , 2022/4680 K.Özet:
Davalının, iş sözleşmesinde yer alan rekabet yasağı sözleşmesine aykırı olarak işten ayrılmasından dolayı davacı şirket tarafından açılan cezai şart alacak talebiyle ilgili dava sonucunda mahkeme, sürenin dolması nedeniyle davayı reddetmiştir. Ancak dava, TBK'nın 445/2. maddesi çerçevesinde değerlendirilmediği için karar bozulmuştur. Bu maddede, rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerde yer ve zaman sınırlaması öngörülebileceği belirtilmektedir.
Kanun Maddeleri:
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 445. maddesi
- TBK'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 1 ve 2. maddeleri
- 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 19 ve 20. maddeleri
- 6101 sayılı TBK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 4. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen 14.10.2014 gün ve 2014/498-2014/246 sayılı hükmün Dairemizce 26.01.2016 gün ve 2015/7639 - 2016/761 sayılı ilamla bozulması üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarih ve 6763 sayılı Yasa'nın 43 ve geçici 4/1. maddesi uyarınca dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirkette çalışmakta iken 08.11.2012 tarihinde işten ayrılmasına müteakip davacı şirket ile aynı iş kolunda faaliyette bulunmaya başladığını, davalının bu eyleminin davacı şirket ile aralarında imzalanan 06.07.2010 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin eki niteliğindeki rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle sözleşme ile kararlaştırılan 5.000 USD cezai şartın tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlattıklarını ancak davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 6098 sayılı TBK'nun 445. maddesinde rekabet yasağının iki yılla sınırlandırıldığı, taraflar arasında imzalanan 06.07.2010 tarihli sözleşmeden dolayı iki yıllık sürenin 6098 sayılı TBK'nun yürürlükte olduğu 06/07/2012 tarihinde dolduğu, TBK'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 1. ve 2. maddeleri uyarınca somut uyuşmazlıkta 6098 sayılı TBK'nun 445. maddesinin uygulanması gerektiği, takibin yapıldığı tarih itibariyle de yasa ile öngörülen iki yıllık sürenin dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, karar Dairemizin 26.01.2016 tarih 2015/7639 -2016/761 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına karşı direnilmesi üzerine Yargıtay Yüksek H.G.K.'ca direnme kararının, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 26.01.2016 tarih 2015/7639-2016/761 sayılı kararı ile bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunduğuna karar verilmiştir.
Mahkemenin, ilk kararından tamamen farklı değerlendirmelere yer verilerek direnildiği, bu durumda usulüne uygun bir direnme kararı değil, yeni bir hüküm oluşturulduğu ve yeni hükme yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının kararı veren dairenin incelemesi gerektiği gerekçesiyle dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dava, rekabet yasağı ihlalinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesi, yapıldığı 06/07/2010 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 348. maddesi vd. hükümlerine tabi olup; rekabet yasağına ilişkin olarak sözleşmede belirlenen sürenin uzunluğu ve içeriği itibariyle de tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde düzenlenmiş olması nedeniyle sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 19. ve 20. maddelerine aykırılık oluşturduğundan rekabet yasağının davalı işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde coğrafi alana yönelik sınırlama içerdiğinden, rekabet yasağı sözleşmesinin kesin hükümsüzlükle (yoklukla sakat) geçersiz olduğu, 06/07/2010 tarihli rekabet sözleşmesinin kesin hükümsüzlüğü karşısında taraflar arasındaki iş akdinin sona erdiği 08/11/2012 tarihi itibariyle taraflarca geçerli bir şekilde yapılan bir rekabet sözleşmesinin yokluğu nedeniyle iş akdinin sona erdiği tarih itibariyle taraflar arasında 6098 sayılı TBK'nun 444-445. maddeleri kapsamında rekabet yasağına ilişkin usulen yapılan bir sözleşme bulunmadığından, davacının rekabet yasağına aykırılık iddiasından kaynaklanan cezai şart alacağı talebinde haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6101 sayılı TBK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 4. maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olup da, Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış fiil ve işlemlere, Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır hükmünü haizdir.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmede 5 yıllık rekabet yasağı süresi öngörülmüş, coğrafi alana yönelik kısıtlama ise yapılmamıştır. TBK'nın 445/1 fıkrasında bu tür sözleşmeler bakımından yer ve zaman sınırlaması öngörüldüğü gibi, aynı maddenin ikinci fıkrasında da mahkemece aşırı nitelikteki rekabet yasağı hükümlerinin kapsamı veya süresi bakımından sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir.
Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki 06.07.2010 tarihli sözleşmenin TBK'nın 445/2. maddesi çerçevesinde değerlendirilip, tartışılarak bir sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.