Esas No: 2022/1548
Karar No: 2022/12663
Karar Tarihi: 05.12.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1548 Esas 2022/12663 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/1548 E. , 2022/12663 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Kargı Asliye Ceza Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2018/183 esas, 2019/76 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli ... hakkında, 25/12/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Kargı Cumhuriyet Başsavcılığının 30/03/2017 tarihli ve 2017/106 soruşturma, 2017/1 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilerek infazı için Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2-Denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, şüphelinin uyarılmasına rağmen yükümlülüklerini ihlalde ısrar etmesi nedeniyle infaz dosyasının kapatılması üzerine, Kargı Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararının kaldırılarak 10/12/2018 tarihli ve 2018/513 soruşturma, 2018/132 esas, 2018/128 sayılı iddianame ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Kargı Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3-Kargı Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 18/07/2019 tarihli ve 2018/183 esas, 2019/76 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
4-Dosya arasında bulunan Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasının incelenmesinde;
a-) Sanığın 17/12/2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 18/03/2014 tarihli ve 2014/38840 soruşturma, 2014/12574 esas, 2014/5999 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
b-) Ankara 30.Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2015 tarihli ve 2015/625 esas,2015/1210 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi dikkate alınarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 08/10/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
c-) Kanun yararına bozma istemine konu Kargı Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/183 esas ve 2019/76 sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine,
Ankara 30.Asliye Ceza Mahkemesinin 25/11/2019 tarihli ve 2019/1399 esas, 2019/1162 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair Kargı Asliye Ceza Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2018/183 esas, 2019/76 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” ve anılan Kanun'un 191. maddesinin 9. fıkrasında ise "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler karşısında,
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanık hakkında evvelce işlemiş olduğu kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/625 esasına kayden görülen kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanık hakkında daha önce tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilmediği gerekçesi ile anılan Mahkemenin 30/09/2015 tarihli ve 2015/625 esas, 2015/1210 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun'un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasına hükmedildiği ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 08/10/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, adı geçen sanığın inceleme konusu 25/12/2016 tarihli aynı nitelikteki eylemi sebebiyle Kargı Cumhuriyet Başsavcılığının 10/12/2018 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, Kargı Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/183 esasına kayden görülen iş bu dava neticesinde ise, adı geçen sanık hakkında hapis cezasına hükmedilerek cezanın ertelendiği ve kararın olağan kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleştiğinin anlaşıldığı,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 07/10/2019 tarihli ve 2019/2219 esas, 2019/6135 karar sayılı ilâmında da kabul edildiği üzere, sanık hakkında verilen Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 30/09/2015 tarihli kararının 08/10/2015 tarihinde kesinleşmesinden sonra 5 yıllık denetim süresi içinde işlendiği iddia edilen 25/12/2016 tarihli suçun, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi gereğince “ihlal” niteliğinde olup olmadığının ve buna bağlı olarak da hükmün açıklanıp açıklanmayacağının ilk suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren Mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda, sanığın 25/12/2016 tarihli inceleme konusu eylemini Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2015 tarihinde kesinleşen 30/09/2015 tarihli zorunlu olarak verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi sebebiyle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren Mahkemesine ihbarda bulunulup, davanın derdest hale gelmesi sağlandıktan sonra, birleştirme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet
görülmemiştir.” denilerek Kargı Asliye Ceza Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2018/183 esas, 2019/76 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 25/12/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Kargı Cumhuriyet Başsavcılığının 30/03/2017 tarihli ve 2017/106 soruşturma, 2017/1 sayılı kararı ile, beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesini takiben, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi nedeniyle Kargı Cumhuriyet Başsavcılığının 10/12/2018 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, Kargı Asliye Ceza Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2018/183 esas, 2019/76 sayılı kararı ile, sanığın 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun'un 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında;
Somut olayda, sanık hakkında daha önceden Ankara 30.Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2015 tarihli ve 2015/625 esas, 2015/1210 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2 maddesi dikkate alınarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 08/10/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca verildiği, kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 16/01/2017 olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle Cumhuriyet savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrı bir soruşturma konusu yapılarak kamu davası açılması ve yargılama sonucunda mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
Sanığın 25/12/2016 tarihli eylemini, Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesince kanuni zorunluluk üzerine verilen ve 08/10/2015 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle açılan kamu davasında mahkemesince “düşme” kararı verilip mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
Mahkemesince “düşme” kararı verilip ihbarda bulunulması gerekmekte ise de; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı veren Ankara 30.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/625 esas sayılı dosyasına mahkûmiyet kararı ile birlikte zaten ihbarda bulunulduğu ve ihbar üzerine Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/11/2019 tarihli ve 2019/1399 esas, 2019/1162 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği gözetilerek yeniden ihbarda bulunulmayıp yalnızca düşme kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddesi gereğince “düşme kararı” verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Kargı Asliye Ceza Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2018/183 esas, 2019/76 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
05/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.