Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1553 Esas 2022/12661 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/1553
Karar No: 2022/12661
Karar Tarihi: 05.12.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1553 Esas 2022/12661 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/1553 E.  ,  2022/12661 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/09/2019 tarihli ve 2018/294 esas, 2019/611 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 20/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 09/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda; Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 25/11/2016 tarihli ve 2016/37369 soruşturma, 2016/812 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, erteleme kararında itiraz kanun yolunun gösterildiği, ancak kararın şüpheliye tebliğ edildiğine ilişkin dosya arasında bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, tedbirin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- Kahramanmaraş Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 06/12/2017 tarihli ve 2017/868 DS sayılı çağrı yazısının 12/12/2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurması üzerine 20/12/2017 tarihinde Yükümlü Ön Bilgilendirme Formu imzalatılarak denetim planı hazırlandığı, 25/12/2017 tarihli 1.vaka sorumlusu görüşmesine ve aynı tarihli 1. bireysel görüşmesine katılmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 02/01/2018 tarihli uyarı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 05/01/2018 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, uyarılmasından sonra 15/01/2018 tarihli 2. bireysel görüşmesine ve aynı tarihli 2.vaka sorumlusu görüşmesine katılmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 07/02/2018 tarihinde Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    3- Erteleme kararının kaldırılarak Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 03/04/2018 tarihli ve 2016/37369 soruşturma, 2018/6794 esas, 2018/5074 sayılı iddianamesi ile, yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    4- Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 05/09/2019 tarihli ve 2018/294 esas, 2019/611 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın yokluğunda verilen kararın ceza ve infaz kurumunda 19/09/2019 tarihinde tutanakla tebliğ edilirek 27/09/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/09/2019 tarihli ve 2018/294 esas ve 2019/611 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 16/06/2021 tarihli ve 2020/18965 esas, 2021/7640 karar sayılı ve Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 21/06/2021 tarihli ve 2020/21397 esas, 2021/7865 karar sayılı ilâmları ile benzer diğer ilamlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye usulüne uygun tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, anılan kararın infazına başlanmış olmasının hatta tedbirin infazının tamamlanmasının bir önem arz etmediği,
    Somut olayda, sanık hakkında Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/11/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın sanığa tebliğ edilmediği, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin yazının ise 29/11/2016 tarihinde Kahramanmaraş Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Kahramanmaraş Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 16/12/2017 tarihli ve 2017/868 DS sayılı çağrı yazısında sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiğinin açıklanmadığı gibi kararın tebliğine ilişkin herhangi bir bilginin bulunmadığı, yine uyarı yazısının 05/01/2018 tarihinde sanığın doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilerek usulsüz şekilde tebliğ edildiği anlaşılmakla, her ne kadar sanığın yükümlülüklere uymamada ısrar ettiği gerekçesiyle denetim dosyasının kapatılarak Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulması üzerine kamu davası açılmış ise de, şüphelinin doğrudan mernis adresine çıkarılan tebligatın usulsüz olduğu, kamu davasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği, bu nedenle infazına da başlanamayacağı, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligatların hukukî sonuç doğurmayacağı, bu durumda kovuşturma şartı olan ısrar şartının da gerçekleşmeyeceği cihetle usulüne uygun bir tedavi ve denetimli serbestlik infaz süreci bulunmadığından kamu davasının açılma koşulunun gerçekleşmediği, sanık hakkında durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/09/2019 tarihli 2018/294 esas ve 2019/611 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ... Şişman hakkında, 09/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda; Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 25/11/2016 tarihli ve 2016/37369 soruşturma, 2016/812 sayılı kamu davası açılmasının ertelenmesi ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına kararını takiben, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 03/04/2018 tarihli ve 2016/37369 soruşturma, 2018/6794 esas, 2018/5074 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/09/2019 tarihli ve 2018/294 esas, 2019/611 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi gereğince verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye, hakkında verilen karara karşı itiraz hakkı tanınmadan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı,
    Somut olayda, sanık hakkında Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/11/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın sanığa tebliğ edildiğine dair dosya arasında bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, Denetimli Serbestlik
    Müdürlüğünün çağrı yazısında da sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiğinin açıklanmadığı gibi kararın tebliğine ilişkin herhangi bir bilginin bulunmadığı, çağrı yazısının tebliği üzerine sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurduğu, yükümlülük ihallinde bulunması üzerine uyarılmasına karar verildiği, ancak uyarı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarılarak 05/01/2018 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği,
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün uyarı yazısının doğrudan sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğinin usulsüz olduğu, bu nedenle sanığın yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinin söylenemeyeceği, ısrar şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından;
    Mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenle, mahkemesince kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi gereğince “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/09/2019 tarihli ve 2018/294 esas, 2019/611 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 05/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara