Esas No: 2021/3113
Karar No: 2022/4683
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3113 Esas 2022/4683 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3113 E. , 2022/4683 K.Özet:
Davacı banka, kredi kefilinin yeni kredi sözleşmelerine dayanılarak yapılan icra takibi nedeniyle 150 bin TL'i ihtirazi kayıtla ödemek zorunda kalmış, ancak daha sonra bu ödemenin haksız olduğunu ileri sürüp tahsilini istemiştir. Birleşen davada ise borcun ödenmiş olduğu iddiasıyla borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkeme, asıl davada verilen kararın temyiz incelemesi sonucu onandığına, birleşen davada ise 150 bin TL'nin hukuki yararının olmadığından reddedildiğine karar vermiş ve davacı bankanın takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığını tespit etmiştir. Davacı bankanın kötüniyet tazminatı talebinin kabul edildiği kararda, kanun maddesi belirtilmemiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.09.2020 tarih ve 2019/706 E. - 2020/465 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla,
dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın dava dışı Yüreklican Ltd. Şti.'ye kullandırdığı 10.06.2008 tarihli krediye kefil olduğunu, daha sonraki tarihlerde şirket ile davalı arasında başka kredi sözleşmeleri de imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmelerde imzasının bulunmadığını, ancak davalı tarafından yeni kredi sözleşmelerine dayanılarak aleyhine icra takibi yapıldığını, davacının sonraki tarihli kullandırılacak tüm kredilerden sorumlu olmasının düşünülemeyeceğini, buna rağmen icra işlemlerine muhatap olmamak için 150.000,00 TL'yi ihtirazi kayıtla 22/03/2013 tarihinde ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; birleşen davada da davacı vekili, hakkında başlatılan icra takibine konu borcu icra takibinden önce ödediğini ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl dava yönünden verilen karar Yargıtay tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucu onandığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen (Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/404 esas sayılı dosyasında) davanın kısmen Kabulü ile; asıl davaya konu edildiğinden 150.000,00 TL kısım yönünden açılan menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddine,davacının icra takibinde borçlu olarak gözüktüğü ve asıl davada davacının ödeme miktarından düşülerek sorumlu olduğu belirtilen (28.782,19 TL asıl alacak, 679,98 TL işlemiş temerrüt faizi ve 34,00 TL BSMV gideri) toplam 29.496,17 TL miktar yönünden borçlu bulunduğu anlaşıldığından davalının nakit talebi olan 209.675,54 TL'den borç miktarı olan 29.496,17 TL ile reddolunan 150.000,00 TL düşüldükten sonra kalan 30.179,37 TL kadar takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile 6.035,87 TL tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.