Esas No: 2012/1984
Karar No: 2012/4915
Karar Tarihi: 13.07.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1984 Esas 2012/4915 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin 26.04.2009 tarihli genel kurul toplantısında, genel gider harcamaları, SSK, vergi ve icra dosyası ödemeleri için her üyeden 31.07.2009 tarihine kadar 3.000,00 TL alınmasının karalaştırıldığını, bu meblağın ve işlemiş 270,00 TL gecikme faizinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine, davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürürek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı kooperatife peşin ödemeli ortak olarak alındığını, genel gider ve alt yapı harcamalarının dışında, inşaat maliyetlerinden kaynaklanan harcamalardan dolayı her hangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının davacı kooperatife peşin bedelle ortak olarak alındığı, 26.04.2009 tarihli genel kurulda kararlaştırılan ve icra takibine dayanak teşkil eden ödemelerin, inşaat giderlerinden kaynaklanmadığı, genel yönetim ve alt yapı giderlerinden kaynaklandığı, davalının bu ödemelerden de sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HUMK"nun 388 nci (HMK"nun 298/3 ncü) maddesi uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HUMK"nun 389 ncu (HMK"nun 294/3"ncü) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada HUMK"nun 381/son (HMK"nun 294/4 ncü) fıkra hükmüne dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu tutanağa geçirilip, tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
İşte bu gibi hallerde, HUMK"nun 389 ncu (HMK"nun 294/3 ncü) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyeti ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır. HMK"nun 298/2"nci maddesi uyarınca gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa"nın 141 nci maddesi ile HUMK"nun ve HMK"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
Somut olayda, 27.12.2011 tarihli oturumda tefhim olunan kısa kararda “...% 40 İİT"nın reddine...” karar verildiği halde, gerekçeli kararda “...%40 İİT"nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine...” karar verilmiştir. Bu hali ile gerekçeli kararla kısa karardan farklı hüküm tesis edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, 10.04.1992 gün ve 1992/7 esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararı çerçevesinde, bu kısa kararla bağlı kalınmadan, yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.