Esas No: 2022/2895
Karar No: 2022/4678
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2895 Esas 2022/4678 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/2895 E. , 2022/4678 K.Özet:
Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kararını istinafı kabul ederek, derdest olan şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar vermiştir. Davalı vekili ise temyiz ederek kararın reddedilmesini istemiş ancak temyiz dilekçesi kabul edilmemiştir. Kararda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10/3. maddesi, Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 ve TTK'nın geçici 7. maddesi üzerinde durulmuş ve terkin işleminin hukuka uygun olmadığı belirtilmiştir. Temyiz harcı peşin alındığı için başka bir harç alınmasına gerek yoktur. Kanun maddeleri ise şöyledir:
- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu, madde 10/3
- Ticaret Sicili Yönetmeliği, madde 34
- Türk Ticaret Kanunu, geçici 7. madde
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.07.2021 tarih ve 2021/448 E- 2021/606 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.02.2022 tarih ve 2021/2286 E- 2022/221 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine verilen temyiz başvurusunun reddine dair 31.03.2022 tarihli ek kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından Özden Konfeksiyon San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine, Bakırköy 3. İş Mahkemesi'nin 2021/36 Esas sayılı dosyası nezdinde hizmet tespiti davası ikame edildiğini, davanın derdest olduğunu,16.04.2021 tarihli celsede verilen 5 numaralı ara kararı ile işbu davayı açmak üzere kendilerine yetki ve mehil verildiğini, şirketin ticaret sicilinden 04.09.2014 tarihinde resen silindiğini ileri sürerek Tasfiye Halinde Özden Konfeksiyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, TTK. m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün resen terkin işlemi, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,davacı vekili ihyası talep edilen şirketin TTK'nın 7 nci maddesi uyarınca sicilden resen terkin edildiğini ancak şirketin derdest dosyası olduğunu bu nedenle sicil müdürlüğünün işleminin iptali ile şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiş ise de, ihyası talep edilen şirketin 04/09/2014 tarihinde terkin edildiği,Bakırköy 3 ncü İş Mahkemesine açılan hizmet tespiti davasının 18/02/2021 tarihinde açıldığı, buna göre dava tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3. maddesi; "Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re'sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içerdiği, " Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin" Tebliğ'in 1. maddesinin "d" bendinde; " 5174 sayılı Kanunun 10 ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler.." ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlediği, TTK'nın geçici 7. maddesinde belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirildiği, bu nedenle tahdidi sayılan bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uygun tasfiye yapılacağı, maddenin geçici ve istisnai oluşu gözönüne alındığında terkin sebeplerinin tebliğ ile genişletilemeyeceğinin açık olduğu, Kanunun istisnai tasfiye usulüne tabi olacağını belirtmediği bir halin ikincil bir düzenleme ile geçici 7. madde kapsamına alınamayacağı, davalı şirketin terkin sebebinin oda kaydının terkin edilmesi (Resen Terkin 2 kodu) olarak belirlendiği, Şirkete tebliğ üzerine şirket yetkilisi ... tarafından 17 Haziran 2013 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurarak tasfiye memuru olarak atandığını bildirerek tasfiyenin tamamlanmasının talep edildiği, Tasfiye Memuru atanmasına ilişkin kararın tescil edilerek ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, Yasada belirtilen süre dolduğunda şirket tasfiye memurunun beyanı üzerine re'sen terkin işleminin yapıldığının anlaşıldığı, tebliğ hükümleri ile kanunda öngörülmeyen bir sebeple terkin işlemi yapıldığı anlaşılmakla hak düşürücü süre uygulanamayacağı gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği,kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesine, şirketin terkinden evvel tasfiye halinde olduğu anlaşılmakla tasfiye halinde ihyasına, ek tasfiye tamamlanmak üzere önceki tasfiye memuru ...'ın atanmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne; İstanbul Ticaret Sicilinin 280479-0 sicil numarasına kayıtlı iken terkin edilen Tasfiye Halinde Özden Konfeksiyon San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin Bakırköy 3. İş Mahkemesinin 2021/36 esas sayılı dosyasının takibi ve sonuçlandırılması ve icrası ile sınırlı olmak üzere şirketin tüzel kişiliğinin ek tasfiyesi için tasfiye halinde yeniden ihyasına, ...’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, 31.03.2022 tarihli ek kararla, kesin karara yönelik temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen ek karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Bölge Adliye Mahkemesince şirketin ihyası davasının kabulüne, davanın çekişmesiz yargı işi olduğu ve bu nedenle kesin nitelikte olduğu belirtilerek davalı ... Sicili Müdürlüğü’nün temyiz istemini reddetmiş ise de TTK’nın 1521. maddesi kapsamında olan uyuşmazlığın HMK’nın 316.maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi bulunması davanın çekişmesiz yargı niteliğinde olduğu sonucunu doğurmaz.Bu nedenle verilen karar kesin nitelikte olmadığından davalı ... Sicili Müdürlüğü vekilinin 31.03.2022 tarihli ek kararın temyizi isteminin kabulü ile ek kararın kaldırılarak davalı ... Sicil Müdürlüğü vekilinin asıl karara yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesi gerekmiştir.
2-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve özellikle TOBB Kanunu uyarınca şirketin terkini işlemlerinde TTK’nın geçici 7. maddesinin uygulanmayacak olmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile 31/03/2022 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.