Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2972 Esas 2012/4808 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2972
Karar No: 2012/4808
Karar Tarihi: 10.07.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2972 Esas 2012/4808 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı yüklenici ile yaptığı anlaşmanın feshedildiğini ve fesihnamenin hileyle imzalandığını iddia ederek fesihnamenin hükümsüzlüğüne ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Ancak mahkeme, davacının iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri: HUMK'nun 293/5. maddesi (hile iddiası tanık ile ispatlanabilir ise de, resen düzenlenmiş noter belgelerinin HUMK'nun 295. maddesinde yazılı kesin delil niteliğinde bir belge olması karşısında, tanık dinlenmesinin sonuca etkili olmadığı) ve HUMK'nun 295. maddesi (resen düzenlenmiş noter belgelerinin kesin delil niteliğinde olduğu).
23. Hukuk Dairesi         2012/2972 E.  ,  2012/4808 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, arsa sahibi davacının dava dışı başka bir yüklenici ile yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaatın uzun süre başlamaması üzerine, davalı yüklenici ile 05.05.2006 tarihinde yeni bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmede müvekkilin ilk yüklenici ile yaptığı sözleşmenin feshi nedeniyle doğabilecek her türlü tazminatın ve mahkeme masrafının davalı tarafından karşılanacağının düzenlendiğini, davacının, davalıya güvenerek , davalının avukatına vekalet verdiğini, bu vekaletname ile ilk yükleniciyle yapılan sözleşmenin feshi için dava açıldığını, ilk yüklenicinin de haksız fesih nedeniyle karşı dava açtığını, karşı davada mahkemece, müvekkil aleyhine yaklaşık 3.500.000 TL tazminata karar verildiğini, bu durumun, davalı ve avukat tarafından, karar icra aşamasına gelene dek gizlendiğini, en sonunda, davalının, kararın temyiz edildiğini ve lehe bozulabilmesi için yapılan anlaşmanın hemen feshedilip ve fesihnamenin Yargıtay"daki dosyaya sunulması gerektiği hususunda davacıyı hile ve desise ile kandırması sonucu 24.11.2010 tarihli düzenleme şeklindeki fesihnamenin imzalanarak 05.05.2006 tarihli sözleşmenin karşılıklı olarak fesih edildiğini ileri sürerek, fesihnamenin hükümsüzlüğüne ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın esasına ilişkin beyanda bulunmamıştır.
    Mahkemece, iddia, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, davacının iptalini istediği noter tarafından re"sen düzenlenen belgedeki imzaya itiraz etmediği, HUMK"nun 293/5. maddesine göre hile iddiası tanık ile ispatlanabilir ise de, resen düzenlenmiş noter belgelerinin HUMK"nun 295. maddesinde yazılı kesin delil niteliğinde bir belge olması karşısında, tanık dinlenmesinin sonuca etkili olmadığı, davanın yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara