Esas No: 2021/669
Karar No: 2022/4719
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/669 Esas 2022/4719 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/669 E. , 2022/4719 K.Özet:
Davacı, davalı şirketin LPG bayiliğini yaparken genel işlem koşulları ile ilgili madde ve farklı fiyat politikaları nedeniyle haksız rekabete maruz kaldığını belirterek maddi ve manevi tazminat talep etti. İlk derece mahkemesi sözleşmenin tip sözleşme olduğunu ve haksız rekabet koşullarının somut olayda oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verdi. Davacı tarafından istinaf edildi ancak istinaf istemi esastan reddedildi. Karar davacı tarafından temyiz edildi ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararı onadı.
Kanun Maddeleri: TTK 56, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi, 370/1. maddesi, 372. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.02.2017 tarih ve 2014/267 E. - 2017/53 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.11.2020 tarih ve 2017/6205 E. - 2020/2045 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin LPG dağıtım lisansı sahibi olduğunu, davacının ise davalıdan lisans alarak bayilik yapan bayi olduğunu, tarafların arasında 22.09.2012 tarihli LPG ile çalışan karayolu taşıtları için ikmal istasyonu bayilik sözleşmesinin ve aynı tarihli ek protokolün imzalandığını, ancak sözleşmenin 13 ve 29. maddelerinin genel işlem koşullarına aykırı olduğunu, bu nedenle geçersiz olduklarını, ayrıca 5307 sayılı kanunun 4. maddesine aykırı olarak davacıya diğer bayilerden daha yüksek fiyat üzerinden gaz satıldığını, bu şekilde haksız rekabete maruz kaldığını, müşteri kaybettiğini ve maddi zarara uğradığını, farklı fiyat politikaların ticari defterlerle sabit olduğunu, davacının maddi ve manevi kayba uğradığını, fakat uğranılan zararın tam olarak tespit edilemediğini, bu nedenle kısmi talepte bulunduklarını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak sözleşmedeki genel işlem şartı niteliğindeki hükümlerin yazılmamış sayılması ve kesin hükümsüz olduğunun tespitine, TTK 56. maddesi uyarınca davalı şirketin eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile farklı fiyat uygulamasına son verilerek haksız rekabetin önlenmesine, HMK 107 ve 109. Maddeleri uyarınca maddi zararın tespiti ile şimdilik 20.000.- TL maddi zararın ticari faizi ile birlikte ve 20.000.- TL manevi zararın yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile bayilik sözleşmesinin imzalandığını, davalının bayilerle tip sözleşmeleri yaptığını, genel işlem şartlarının yazılmamış sayılması için belirli koşulların olduğunu ve bu koşulların gerçekleşmediğini, davalının davacıdan belirtilen hükümlerdeki tavan fiyatları istemesinin kanundan kaynaklandığını, davacının bu tavan fiyat altında istediği fiyata LPG satabileceğini, fiyatlandırma ve anlaşmaların bayinin ticari gücüne göre değiştiğini, serbest piyasa ekonomisinin bunu gerektirdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu sözleşmenin EPDK mevzuatı kapsamında belirlenen tip sözleşme olduğu, yasal zorunluluk kapsamında düzenlenen tip sözleşmenin iptali gereken herhangi bir yönünün bulunmadığı, söz konusu sözleşme ilişkisi çerçevesinde davalı şirketin davacı ve diğer bayiilere LPG ürününün tavan veya tavsiye satış tutarını belirleyerek bildirdiği, davacı bayinin ise ürünün satış fiyatını kendisinin belirlediği, bu durumun ise EPDK mevzuatı kapsamında zorunluluk arzettiği, diğer yandan bu ilişkilerin EPDK'nın denetim ve kontrolünde bulunduğu, davalı şirketin bayisi olan her şirkete aynı tutardan ürün satışı yapması gibi bir mecburiyetinin bulunmadığı, dahası böyle bir durumun davacı açısından haksız rekabete yol açıcı bir yan barındırmadığı, kaldı ki davalının dağıtım yaptığı diğer bayilerine davacıdan çok daha farklı tutarlarda ve yıkıcı etkiler doğurucu düzeyde farklı fiyatla ürün sattığı hususunun dosya kapsamında ispatlanamadığı, dolayısıyla haksız rekabet şartlarının somut olayda oluşmadığı, diğer yandan davalının piyasada hakim konumda olmadığı ve piyasada hakim konumda bulunmayan sağlayıcı davalının her bayisine aynı fiyata ürün satışı yapma zorunluluğunun bulunmadığı, bu durumun davalı yanca hakkın kötüye kullanılması teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece verilen kararda usul ve esas yönünden bir aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.