Esas No: 2021/641
Karar No: 2022/4804
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/641 Esas 2022/4804 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/641 E. , 2022/4804 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14.09.2017 tarih ve 2016/67 E- 2017/173 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.11.2020 tarih ve 2017/6120 E- 2020/1874 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "GENCALLAR" ibareli tescilli markası ile özellikle hazır giyim ve profesyonel mağazacılık sektöründe 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiğini, "GENCALLAR" ibaresinin de TPMK nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının ise "GENCALLAR" ibaresini aynı sektörde ticaret unvanı olarak kullandığını, ayrıca davalının kendi ürünlerinde Gencallar markasını ön plana çıkartarak kullandığını, markanın kötü bir şekilde taklit edildiğini, tüketiciler nezdinde iltibas oluşturduğunu, müvekkili tarafından davalıya müvekkilinin tescilli markasına ve ticaret unvanına vaki tecavüze son verilmesinin talep edilmesine rağmen davalının kullanıma devam ettiğini belirterek, davalının davacıya ait markaya ve ticaret unvanına tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüzün önlenmesine ve menine, davacıya ait markaların yer aldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, davalı şirketin ticaret unvanının tescilli olduğu ticaret sicil kayıtlarından silinmesine, kararın tirajı en yüksek bir gazetede masrafı davalıdan alınmak suretiyle ilanına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 556 sayılı KHK'nın 66/c maddesi uyarınca 5.000,00 TL maddi tazminatın, 10.000,00 TL itibar tazminatının ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin 12.03.2012 tarihinde ticaret siciline kaydedilerek kurulduğunu, davacı tarafın ticarete unvanı terkini talebinin TTK'nun 60. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin davacı adına tescilli marka haklarına ilişkin herhangi bir tecavüz eyleminin bulunmadığını, dava dilekçesinde de müvekkili şirketin davacının marka hakkının nasıl ve ne şekilde ihlal edildiğinin açıkça ifade edilmediğini, müvekkili şirketin ticaret unvanını Ticaret ve Vergi Kanunlarında belirtilen zorunlu haller haricinde hiç bir şekilde unvanın bütünlüğünü bozacak şekilde kullanmadığını, davalı şirketin kurucu ortakları ... ve ...'ın soyadlarına ticaret unvanında yer verildiğini, ticaret unvanı kullanım hakkının yasal bir hak olduğunu ve hakkın hukuka uygun olarak kullanımının tecavüz oluşturmayacağını, tekstil ve gıda ile giyim faaliyetlerinin farklı olduğundan tarafların ticaret unvanlarının iltibas yaratmasından söz edilemeyeceğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı adına tescilli markaların esas unsurunu oluşturan"Gencallar" ibaresini ticaret unvanı olarak tescil ettirmesine rağmen 556 sayılı KHK'nın 9. maddesinde sayılan markaya tecavüz oluşturacak şekilde markasal olarak kullandığına dair bir delil elde edilemediği, davalı tarafın Adidas ve Mavi Jeans gibi Türkiye'de tanınmış markaların ürünlerinin satışını yaptığı, "Gencallar" markalı herhangi bir ürün satışının mevcut olmadığının tespit edildiği, davalı şirketin ilk kurucu ortaklarının ve halen tek ortağı ve yetkilisi olan kişilerin soyadlarının ticaret unvanının çekirdek unsuru olarak kullanılması nedeniyle davalı tarafın ticaret unvanını kötü niyetli olarak tescil ettirdiğinden de söz edilemeyeceği, ancak, her iki tarafın faaliyet alanlarının benzer olması nedeniyle, başkasına ait marka ile karıştırma yaratacak şekilde ticaret unvanı tescili ve kullanımından dolayı, TTK'nın 55. maddesi anlamında bir iltibas tehlikesi doğduğu için ticaret unvanının terkinine karar verilebileceği, 6102 sayılı TTK'nın 50. maddesi uyarınca usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı, münhasıran sahibine ait olup, tescilli bir ticaret unvanının terkin edilinceye kadar kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceği, somut olayda, davalının ticaret unvanını tescilli olduğu şekilde kullandığı, davacıya ait "Gencallar" markasını başkaca bir yerde ve markasal olarak kullanmadığı anlaşıldığından ve ticaret unvanının tescilli olduğu şekilde kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil etmediği, davacı markasına tecavüz de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının ticaret unvanından "Gencallar" ibaresinin çıkartılmasına, ticaret sicil kaydının bu şekilde terkinine, marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi-manevi ve itibar tazminatı taleplerinin ve koşulları oluşmayan hükmün gazetede ilanı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların ticaret sicil kaydından, aynı sektörde faaliyet gösterdikleri, davacının ticaret unvanının davalıdan daha eski ve 13/12/1984 tarihli olduğu, davacının giyim/tekstil eşyaları ve mağazacılık sınıfında tescilli "GENCALLAR" ibareli markalarının bulunduğu, davalının ticaret unvanının çekirdek unsurunun "GENCALLAR" ibaresi olduğu, bu ibarenin yanına getirilen Tekstil ve Gıda ibaresinin faaliyet gösterilen alanı gösterdiği ve ayırt ediciliğinin bulunmadığı gibi, davacının ticaret unvanının da GENCALLAR GİYİM SAN. Ve TİC. A.Ş. olduğu, ticaret unvanlarının birbiri ile karıştırılma ihtimali bulunduğu, davalı şirketin 1984 tarihinden beri sektörde faaliyet gösteren ve 2000 yılından beri tescilli markaları bulunan davacıdan haberdar olmadığının düşünülemeyeceği, davalı şirket ortak ve yetkilisinin soy ismi GENCAL ise de, davalının soy ismini davacının kullandığı şekilde GENCALLAR şeklinde kullanarak, yanına ayırt edici ibare getirmeksizin kullanarak sicile tescil ettirmesinin basiretli tacirden beklenen özenli davranış şekline uymadığı, TTK 45, 50 ve 52/1. maddesi gereğince davacının ticaret unvanının çekirdek unsuru ve tescilli markası olan GENCALLAR ibaresinin, davalının ticaret unvanından terkinini talep edebileceği, davalının GENCALLAR ibaresini, ticaret unvanı dışında, davacı markalarının tescil sınıflarına dahil mal ve hizmetlerde markasal olarak kullandığına dair somut delil sunulmadığı, markalarına tecavüz ve haksız rekabet davasının ve tazminat koşullarının gerçekleştiğinin ispatlanamadığı, tescilli ticaret unvanı kullanımının da hukuka aykırılık teşkil etmediği, mahkemenin bu kısma yönelik red kararının yerinde olduğu, reddedilen her bir dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, somut olayda 4 yılın sessiz kalmak suretiyle dava açma hakkının yitirilmesi için yeterli olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin zamanaşımı yönünden istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.