Esas No: 2021/1065
Karar No: 2022/4720
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1065 Esas 2022/4720 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1065 E. , 2022/4720 K.Özet:
Davacı, davalı bankadan çektiği taksitli kredi borcunu ödeyememesi nedeniyle emekli maaşının tamamına bloke konulmasının yanlış olduğunu belirtip blokeyi kaldırmayı ve bloke edilen tutarın yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etti. İlk Derece Mahkemesi davayı reddetti, Bölge Adliye Mahkemesi de istinaf başvurusunu reddetti. Ancak Yargıtay, davacının maaşının yalnızca 1/4'ü oranında kesinti yapılması gerektiği halde davalının maaş hesabının tamamını bloke etmesinin hukuki dayanağı olmadığına ve kararın bu nedenle bozulması gerektiğine hükmetti. 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi uyarınca gelir aylık ve ödeneklerin, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği belirtilirken, İİK'nın 83. maddesi uyarınca maaşların kısmen haczi mümkün olup, haczedilecek kısım maaşın 1/4'ünden az olamaz. Ayrıca, anılan maddeye göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde reddedileceği öngörülmüştür.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 06.10.2020 tarih ve 2019/840 E. - 2020/585 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 29.12.2020 tarih ve 2020/1519 E. - 2020/1391 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı bankanın ...Şubesi'nden taksitli ticari kredi çektiğini, 25.07.2018 tarihinde genel kredi sözleşmesi ve ek rehin sözleşmesi ve taahhütname imzalandığını, ayrıca takas mahsup talimatının yapıldığını, davacının kredi borcunu ödeyememesinin üzerine 4B emeklisi olan davacının emekli maaşının tamamına bloke konulduğunu, blokenin kaldırılması için başvurulduğunu ancak sonuç alınamadığını, davacının verdiği talimatlarda ve imzaladığı sözlemede emekli maaşına bloke konulmasını kabul etmediğini, davacının adına kayıtlı taşınmazın satışına gidilmesinin yerine emekli maaşına haciz konulmasının doğru olmadığını, 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesine göre emekli maaşının haczedilemeyeceğini belirterek, blokenin kaldırılması, bloke tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bloke edilen tutarın ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının imzaladığı sözleşme, taahhütname ve takas mahsup talimatı uyarınca çektiği taksitli ticari kredi borcunu ödemediğini, 01.04.2009 tarihinde bu borcun yapılandırılmasına gidildiğini, mahsup talimatının 3 nolu bendinde konulan blokeye ilişkin muvafakatinin bulunduğunu, içtihatlara göre muvafakat olması halinde emekli maaşının haczedilebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve ek taahhütnamede davacının iradesi ile virman-takas-mahsup yetkisini davalı bankaya verdiği, serbest iradesi ile sözleşme şartlarına uygun olarak kredi borcu taksitlerinin bankadan aldığı maaşından kesilmesi için talimat verdiğine göre artık sözleşmenin söz konusu hükmünün müzakere edilerek kararlaştırılmadığını iddia edemeyeceği, davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp blokenin kaldırılmasını istemesi hakkın kötüye kullanılması olup iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının davalı bankaya verdiği 25.7.2018 tarihli kredi sözleşmesine ek taahhütname ve genel kredi sözleşmesinde davalı bankaya SGK'dan olan alacakları için mahsup yetkisi verdiği anlaşılmakla bankanın yaptığı işlemin 5510 sayılı Yasa'nın 93/1. maddesine aykırı olmadığı, davacının talimatı, kredi sözleşmesindeki taahhüdü kapsamında banka nezdindeki maaş hesabına bloke konulmasının haksız şart niteliğinde bulunmadığı, davalı bankanın kredi sözleşmesi nedeniyle gayrımenkul teminatı alması davacının emekli maaşı üzerinde verdiği takas-mahsup yetkisinin kaldırılmasına gerekçe olamayacağı, bu nedenle davanın reddi kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının kredi borcundan dolayı maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve emekli maaşına yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. İİK'nın 83. maddesi uyarınca maaşların kısmen haczi mümkün olup haczedilecek kısım, maaşın ¼'ünden aşağı olamaz. Öte yandan, anılan maddede sayılan mal ve hakların haciz olunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar da geçerli değildir. O halde, açıklanan hükümler gözetildiğinde davacının maaşının yalnız ¼'ü oranında kesinti yapılabileceği halde, davalının davacıya ait maaş hesabının tamamını bloke etmesi hukuki dayanaktan yoksundur. Bu durumda, davalı tarafın davacının maaşının tamamını bloke etmesinin yasal dayanağı olmadığına göre mahkemece yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirme yapılarak, gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağı sebebiyle emekli maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve kesilen paranın iadesi istemine ilişkin olup Bölge Adliye Mahkemesince, davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Dairemizin yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere (bkz, Yargıtay 11 HD; 2020/5372, 8270, 2021/3644, 5964 Esas sayılı ilâmları ve aynı yönde verilmiş daha bir çok karar) 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi uyarınca gelir aylık ve ödeneklerin, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği, bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde reddedileceği öngörülmüş; yine İİK'nın 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ile kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı Yasa'nın 82. ve 83. maddelerinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların muteber olmadığı belirtilmiştir. Somut olayda da davacı, davalı banka ile imzaladığı genel kredi sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında takas, mahsuba ilişkin muvafakat vermiş olup, önceden verilen bu muvafakat İİK'nın 83/a maddesi gereğince geçersizdir. Bu itibarla, davalı bankanın davacının emekli maaşından yaptığı kesintiler haksız olduğu ve davanın tümden kabulüne hükmetmek gerektiği halde özel ve sonradan yürürlüğe giren yasa niteliğindeki 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesini uygulamak yerine olaya uygulanma imkanı olmayan İİK'nın 83. maddesi gereğince emekli maaşının kısmen haczinin mümkün olduğu yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.