Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1009 Esas 2022/4800 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1009
Karar No: 2022/4800
Karar Tarihi: 13.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1009 Esas 2022/4800 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1009 E.  ,  2022/4800 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Tüketici Mahkemesince verilen 13.07.2017 tarih ve 2016/653 E. - 2017/540 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 27.11.2020 tarih ve 2017/6760 E. - 2020/2049 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin annesi ...'ın 27/02/2015 tarihinde dul ve tek çocuklu olarak vefat ettiğini, geriye tek mirasçı olarak davacı ...'ı bıraktığını, 21/05/2015 tarihinde davalı bankaya hitaben verilen dilekçe ile veraset intikale ilişkin beyanname için murisin vefat tarihinde davalı banka nezdinde bulunun vadeli ve vadesiz, TL ve döviz cinsinden münferit ve müşterek tüm mevduatlarına ilişkin hesap dökümlerinin yazılı olarak verilmesini talep ettiklerini, dilekçe ekine murisin veraset ilamı yanında davalı borçluya, davacı müvekkili tarafından miras ve intikal işlemleri için özel olarak Türkiye Cumhuriyeti Amerika Birleşik Devletleri Chicago Konsolosluğunca tanzim edilen 05/05/2015 tarihli düzenleme şeklinde vekaletnamenin de eklendiğini, vekaletnamede "Bankalarda verasetten intikalle veya her ne surette intikal veya miras sonucu hakkım olan hesaplarda yazılı veya yazısız bilgi almaya evrak ve belgeleri tanzim ve imza ve ..." yetkisinin bulunduğunu, davalı bankanın 26/05/2015 tarihli cevabı ile muris ...'ın 0015 8018 0005 16687 no lu vadeli hesap bakiyesini 123.924,96 TL olduğunu bildirdiğini, bu paranın davacıya ödenmesi talebinin vekaletnamede "para çekmeye” ilişkin yetki bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine aleyhine başlatılan takibe davalı banka tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek takibin iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalı bankanın davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı taraf vekilince TC Chicago Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen 05/05/2015 tarihli vekaletname ile ... tarafından yetkilendirilmiş olduğundan bahisle, adı geçenin murisinden miras yoluyla intikal eden mablağın vekil sıfatı ile kendilerine ödenmesini 24/06/2015 tarihli dilekçesi ile talep ettiğini, müvekkili banka tarafından vekaletname incelendiğini ve söz konusu dilekçeye 24/06/2015 tarihinde cevap verilerek Chicago Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen vekaletnamede "T.C. Hudutları dahilinde bankalar nezdinde murisime ait her türlü hesaplardan mirasçı olarak şahsına intikal edecek miras payı oranında hesaptan para çekmeye" ilişkin olarak yetki verilmediğini tespit edildiğinden talebinin yerine getirilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Chicago Başkonsolosluğu tarafından düzenleme şeklinde hazırlanan 05/05/2015 tarihli vekaletnamede "....Bankalarda veraseten intikalle veya her ne suretle intikal veya miras sonucu hakkım olan hesaplarda yazılı veya yazısız bilgi almaya, evrak ve belgelerin tanzim ve imza ve ...,..." şeklinde yetkinin olduğu, verilen vekaletname tarihinin murisin ölüm tarihinden sonra olması da dikkate alındığında ve tüm vekaletname metni incelendiğinde vekaletname verenin vekili miras işlemleri konusunda yetkilendirdiği, miras sonucu kendisine intikal edecek olan banka hesaplarındaki parayı ... yetkilendirdiğinin de açık olduğu, davalı bankanın davacının talebini geri çevirmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6.349,03 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Davacının verdiği Şikago Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen vekaletnamede somut olaya ilişkin olarak “..Bankalarda veraseten intikalle veya her ne suretle intikal veya miras sonucu hakkım olan hesaplarda yazılı veya yazısız bilgi almaya evrak ve belgelerin tanzim imza ve ahz-ü kabza…” ifadesine yer verilmiştir. Vekaletname bir bütün olarak değerlendirildiğinde, vekaletnamenin anılan kısmında yer verilen “ahz-ü kabz” ibaresi “evrak ve belgelerin tanzim imza” ibaresinden hemen sonra gelmektedir. O nedenle söz konusu ahz-ü kabz ibaresi bankaca düzenlenecek belgeleri almaya ilişkin olup hesaptan para almayı kapsamamaktadır. Zira vekaletnamede satılması durumunda taşınmaz bedellerinin ahz-ü kabzı belirtildiği halde, bankalara yönelik verilen yetkide hesaptaki paranın ahz-ü kabzı belirtilmemiştir.
    Burada hemen belirtmeliyim karışıklığa sebep olan husus “ahz-ü kabz” ibaresidir. Zira bu kavram sadece para tahsil etme anlamında olmamasına rağmen, böyle anlam verilerek sonuca gidilmiş görülmektedir. Oysa bilindiği üzere “ahz-ü kabz”, bir akit ya da mukavele gereği teslimi gerekli şeyin kabz olunmasıdır. Somut olayda ise kabzı gereken şey banka tarafından düzenlenecek belgelerdir.
    Belirtildiği üzere Vekaletname ile verilen yetki banka tarafından düzenlenen belgeleri almaya ilişkin olup hesaptaki parayı kapsamadığından kararın bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan, onama yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.

    KARŞI OY

    Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilecek istinaf red harcı ile Yargıtayca hükmedilecek onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
    T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde "Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı",
    492 sayılı Harçlar Yasası'nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
    (1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
    1/e maddesinde "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı"
    2.a maddesinde de "1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik merciilerinin 1. fıkra dışında kalan kararlarında" maktu harç alınacağı düzenlenmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
    Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
    Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
    1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
    Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası'nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
    Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
    Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararının, niteliğine göre maktu olmalıdır.
    Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

    Hemen Ara