Esas No: 2021/1066
Karar No: 2022/4721
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1066 Esas 2022/4721 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1066 E. , 2022/4721 K.Özet:
Davalı şirketin genel kurulunda, müdüre ödenen huzur hakkının %400 artırılmasına ve ortaklara kâr payı dağıtılmamasına karar verilmiştir. Davacı, söz konusu kararların iptali için dava açmıştır. İlk derece mahkemesi, müdüre ödenen huzur hakkının artırılması ve kâr payı dağıtılmaması kararlarını iptal etmiş, diğer kararları ise kabul etmiştir. Davalı şirketin istinaf başvurusu reddedilmiş, temyiz istemi ise reddedilmiştir. Türk Ticaret Kanunu'na göre, her pay sahibinin kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre, pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış \"Net Dönem Kârına\" payları oranında katılma hakkı bulunmaktadır. Ayrıca, TTK'nın 445. maddesi kâr dağıtımını nihai amaç olarak öngörmektedir. 608/3. maddesi ise kârın yedek akçe olarak ayrılması durumunda, yüzde 10'unu sermaye artırımına ayırabileceğini belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.05.2018 tarih ve 2017/977 E- 2018/589 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 13.10.2020 tarih ve 2018/1962 E- 2020/1002 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının %40 hisse ile davalı şirketin ortağı olduğunu, 01.01.2016 tarihi itibariyle şirkete alınmadığını ve bütün erişim, inceleme ve bilgi alma hakkının engellendiğini, 08.08.2017 tarihinde yapılan genel kurulda şirketin finansal durumu gerekçe gösterilerek kâr dağıtmama kararı alındığını, bu kararın TTK 445. maddesine açıkça aykırı olduğunu, şirket ana sözleşmesinin 11. maddesinde ve TTK hükümlerinde kâr dağıtımının nihai amaç olarak öngörüldüğünü, ayrıca 01.01.2016 tarihinde 5.000.- TL olan huzur hakkının % 400 artırılarak 20.000.- TL yapıldığını, kâr dağıtmayan şirketin huzur hakkı ücretini artırmasının çelişkili olduğunu ileri sürerek genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin TTK 437 uyarınca mizanlarını verme yükümlüğünün bulunmadığını, diğer belgeleri ise süresinde davacıya verdiğini, davacının Bursa'da tava üretim tesisi kurduğunu, bu nedenle davacıya yönelik açılan haksız rekabet davasının halen devam ettiğini, ayrıca kâr dağıtmama kararının TTK 608/3. maddesi uyarınca yerinde olduğunu, kârın yedek akçe olarak ayrılabileceğini, müdüre yaptığı iş için ödenen bedelin de yerinde olduğunu, dolayısıyla genel kurulda alınan tüm kararların yerinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, 08.08.2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 6 nolu kararda şirket müdürüne 5.000.-TL yerine, 20.000.-TL huzur hakkı verilmesine karar verildiği, yapılan genel kurulda herhangi bir gerekçe sunulmadan bu huzur hakkının % 400 artış ile 20.000,00 TL'ye çıkarıldığı, şirketin mali yapısının güçlendirilmesi gerekçe gösterilerek hiç kâr payı dağıtılmamasına rağmen, şirket müdürünün alacağı huzur hakkının % 400 artırılmış olması ve enflasyon artış oranı dikkate alındığında çok fahiş olduğu ve herhangi bir haklı ve somut bir gerekçe sunulmadığı, eşitlik dürüstlük kurallarına da aykırı bulunduğu, bu nedenle bu kararın iptaline karar vermek gerektiği, aynı genel kurul toplantısında alınan 7 nolu kararda ise ortaklara kâr dağıtılmamasına karar verildiği, Türk Ticaret Kanunu’nda ise esas itibariyle, sermaye şirketlerinde yıllık kâr dağıtımının bir zorunluluk olarak kabul edildiği, TTK'nın 507'inci maddesine göre her pay sahibinin, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre, pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış "Net Dönem Kârına" payları oranında katılma hakkına sahip olduğu, alınan raporlarda şirketin mali durumunun kâr dağıtmaya mani olmadığının anlaşıldığı, kâr payının yedek akçe olarak ayrılmasının da isabetli olmadığı, kanuna ve iyiniyet kuralına aykırı olan bu maddenin de iptaline karar verilmesinin gerektiği, diğer kararların iptalinin gerekmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 10.08.2017 tarihinde yapılan 2016 olağan genel kurul toplantısında gündemin 6 ve 7 nolu maddeleri ile alınan kararların iptaline, davacının, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, mahkemece verilen hükmün usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.