Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1041 Esas 2022/4868 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1041
Karar No: 2022/4868
Karar Tarihi: 14.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1041 Esas 2022/4868 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Finansbank A.Ş.'den aldığı konut kredisine kefil olduğunu ancak ödeme yapmak için bankaya başvurduğunda sigorta şirketinin ödeme yapacağı söylendiği için bankadan ayrıldığını ancak sonra davalının kendisini arayarak ödemeyi yapmadığını ve borcun fahiş oranda faiz yürütülerek hesaplandığını iddia etmiştir. Davalılar ise böyle bir ara ödeme yapılmadığını ve davacının uğradığı zararı ispat etmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, bilirkişi raporu, banka kayıtları ve davacının iddialarını değerlendirerek 2.585,04 TL ve daha önce hüküm altına alınan 12.000,00 TL alacağın davalı bankadan tahsil edilmesine, davalı ... yönünden davanın reddine karar vermiştir. Temyiz edilen kararın usul ve kanuna uygun olduğuna hükmeden Yargıtay, davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarını reddetmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu.
11. Hukuk Dairesi         2021/1041 E.  ,  2022/4868 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08.10.2020 tarih ve 2019/249 E. - 2020/127 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin Finansbank A.Ş.'nin ... şubesi ile ... arasında yapılan konut kredisi sözleşmesine kefil olduğunu, müvekilinin ilerleyen günlerde ...'ın vefat etmesi üzerine davalıya ödeme yapmak için başvurduğunu, banka görevlisi ...'nin ödemeyi sigorta şirketinin yapacağını söylemesi üzerine bankadan ödeme yapmadan ayrıldığını, ilerleyen günlerde davalı ...'nin müvekkilini arayarak sigorta şirketinin sigorta bedelini ödemediğini söyleyerek borcu ödemesi için defalarca telefonla müvekkilini aradığını, müvekkiline gönderilen mektuplarda icra takibi yapılmamasına karşı avukatlık ücreti istendiğini, borca fahiş oranda faiz yürütülerek hesaplanan bedelin müvekkilinden tahsil edilmeye çalışıldığını, davalı ...'nin müvekkilinden ödemeleri bizzat kendisinin aldığını, 12.02.2007 tarihinde 12.000.- TL., 20.03.2007 tarihinde 7.995.- TL olmak üzere iki defa ödeme yapan müvekkiline davalı ... ...'nin Finansbank'ın kaşesinin olduğu ve kendisinin imzaladığı ödendi belgesini verdiğini, ancak daha sonra müvekkilinin ödediği bu bedellerin banka hesabına girmediğini öğrendiğini, şimdilik 8.000.- TL. tazminatın olay tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep etmiş, 03.01.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 19.995.- TL.'ye yükselterek ıslah etmiştir.
    Davalı ... vekili; davacının iddia ettiği gibi bir ara ödemenin söz konusu olmadığını, davacı tarafından borcun bakiyesinin bilineceğini, hemen ertesi gün yeniden ödeme yapılmayacağının açık olduğunu, davacının iddia ettiği gibi ara ödeme yapıp bakiye miktarı bilmediğini iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafından davanın tazminat davası olarak ikame edildiğini, ancak böyle bir tespitin mevcut olmadığını, davacının uğradığı zararı ispat etmesi gerektiğini, bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; davacı müvekkilinin işten ayrılmasından yaklaşık bir yıl sonra bu tazminat talebinde bulunulduğunu, müvekkilinin doğum izninde olduğu döneme ait 20.03.2007 tarihli 7.995,00 TL.'nin davacıya ödemesinde bilirkişinin müvekkili ile bağlantı kurmasının tamamen faraziye olup hiç bir delil ve dayanağı bulunmayan bir husus olduğunu, 20.03.2007 tarihli belgede müvekkilinin ne ismi ne de imzasının bulunduğunu, müvekkilinin kasa görevlisi ve yetkilisi olmadığını, para alma ve verme yetkisi olmadığını, 12.02.2007 tarihli 12.000.- TL kasa fişlerinde de hiç bir şekilde isim ve imzası bulunmadığını, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; bilirkişi raporunda 20/03/2007 tarihinde kefil ... tarafından ... hesabına yatırıldığı iddia edilen ve altında bankanın aynı şubesinin kaşesi ve yetkilinin imzası ve kaşesinin bulunduğu yazıda belirtilen 7.995,00 TL ile ilgili bankadaki hesaplarda herhangi bir kayda rastlanılmadığı, ancak ertesi gün 21/03/2007 tarihinde ...'a ait kredi taksitlerinden raporda dökümü yapılan 7 aylık taksitlerin toplamı olan 5.409,96 TL nin ödendiği, dekontların üzerinde, el yazısı ile ilave edilmiş ve kaşelenip imzalanmış, kefil ... tarafından yatırıldığını gösterir ibarenin mevcut olduğu, bu ödemelerin banka kayıtlarında ve kredi hesabında mevcut olduğu, davacı, bilirkişi raporunda 7.995,00 TL'nin yatırılmasından bir gün sonra kredi taksitlerine mahsuben 5.409,96 TL'nin hesaplara yansıtıldığı belirlenmiş olmasına ve kefil sıfatıyla ...'ın kredi borcuna mahsuben yatırdığını iddia ettiği 7.995,00 TL den ayrı olarak 5.409,96 TL yatırdığını iddia etmediğine göre banka hesaplarına yansıtılan 5.409,96 TL nin, davacı tarafından yatırılan 7.995,00 TL'den tahsil edildiğinin kabulü ile davacı tarafça ödenen 7.995,00 TL'den kredi hesabına yansıtılmayan ve banka kayıtlarına geçmeyen 2.585,04 TL'nin ve önceki mahkeme kararında hüküm altına alınıp bozma konusu yapılmayan 12.000,00 TL alacağın davalı bankadan tahsiline ve bozma ilamı doğrultusunda davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ve davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 168,30 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 747,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...Ş.'den alınmasına, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara