Esas No: 2022/2262
Karar No: 2022/4830
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2262 Esas 2022/4830 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/2262 E. , 2022/4830 K.Özet:
Mahkeme, davacıların davalılara borçlu olmadığının tespiti ve %20 oranında kötüniyet tazminatı talebiyle açtığı dava sonucunda, dava dışı kişinin davalı ile olan ticari ilişkisinde teminat amaçlı verilen senedin bedelsiz kaldığı ve davalının senedi boş olan kısmını doldurarak müvekkilin kaşesini kullanarak borçlu gösterdiği sonucuna varmıştır. Mahkeme davalıların haksız takip tazminatı davasını reddederken, davacıların icra takibi yapmadıklarını belirtti. Mahkemenin bu kararı davalıların temyizi sonucu Özel Dairece bozulmuş ve yeni delillere ve gerekçeye dayalı yeni bir karar verilmiştir. Son olarak, davalılar tarafından yapılan temyiz itirazlarının reddedildiği ve önceki hüküm uyarınca kararın onanmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: 6763 sayılı Yasa'nın 43 ve geçici 4/1. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen 06.01.2015 gün ve 2014/695-2015/1 sayılı hükmün (kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesince 14.12.2015 gün ve 2015/6875-2015/16789 sayılı ilamla bozulması üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarih ve 6763 sayılı Yasa'nın 43 ve geçici 4/1. maddesi uyarınca dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili ... 'ın davalılardan ...'a teminat senedi olarak verilen senet bedelinin ödendiğini, daha sonra davalının senedin boş olan miktarını 75.000.-TL, vade tarihini 24.11.2012 ve lehtarını ... olarak doldurduğunu ve ciro yoluyla kendisine geçmiş gibi gösterdiğini, ayrıca müvekkili tarafından atılan çift imzayı kötüye kullanarak müvekkili şirketin kaşesini bononun alt kısmına basmak suretiyle borçlu gösterdiğini ve müvekkilleri aleyhine icra takibi başlattığını ileri sürerek müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin iyi niyetli 3. şahıs hamil olduğu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, bononun dava dışı ... 'ın davalı ... ile olan ticari ilişkisinde teminat maksadıyla davacı tarafından davalı tarafa verildiği, davalı ... ile dava dışı ...arasındaki ticari ilişkinin sonlandırılmasından sonra davacı tarafça teminat bonosunun bedelsiz kaldığı bilinerek davalı ... tarafından icraya konulduğu, her ne kadar bonoda lehtar ... olarak görünse de ...'ın ticaretle iştigal etmediği gibi gerek davalı ...'ın gerekse dava dışı ... ...'ın davalı ... ile bir ticari ilişkilerinin bulunduğuna dair ticari defterlerinde hiçbir kaydın bulunmadığı, davalı ... vekili tarafından dava konusu senedin diğer davalı ...'a ciro sebebi olarak gösterilen araç satışına ilişkin kayıtların incelenmesinde böyle bir araç satışının taraflar arasında hiç gerçekleşmediği, anılan nedenlerle davalı ...'ın ciro silsilesinde iyiniyetli 3. kişi iddialarının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5497 sayılı icra takibine konu 24.11.2012 tarih ve 75.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, 15.000,00 TL haksız takip tazminatının davalı ... Kayıştan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 19. H.D.’nin 14.12.2015 tarih 2015/6875-2015/16789 sayılı kararıyla kararın bozulmasına karar verilmesi sonrasında mahkemenin 09.06.2016 tarih 2016/384 E. 2016/619 K. sayılı kararı ile önceki gerekçe yanında, davalı ...'ın ibraz edilen deliller, mail yazışmaları ve görüntülerine göre davalı ... ile birlikte çalıştıkları, davalı ...'ın bu senetle ilgili bağımsız bir ticari ilişkisinin bulunmadığı, davacı tarafın iddialarını bu şekilde ispat ettiği, her iki tarafla da alacak ve borç kaydının bulunmadığı, davalı taraf her ne kadar bu senedi araç satışı karşılığında diğer davalı ...'tan aldığını beyan etmiş ise de böyle bir araç satışının gerçekleşmediği, davalı ...'ın kötü niyetli olduğunun davacı tarafça ispat edildiği gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine, davanın kabulüne, davacıların Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5497 sayılı icra takibine konu 24.11.2012 tarih ve 75.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, 15.000,00 TL haksız takip tazminatının davalı ...’tan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Direnme kararının, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 02.02.2017 tarih 2016/20607-2017/767 sayılı kararı ile bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2021 tarih 2017/(19)11-933 E. 2021/1459 K. sayılı kararıyla, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş, dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni delillere ve gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğundan davalı ... vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.842,25 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...'tan alınmasına, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.