Esas No: 2020/8186
Karar No: 2022/4857
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8186 Esas 2022/4857 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8186 E. , 2022/4857 K.Özet:
Davacı, müvekkiliyle davalı banka arasında imzalanan bariyerli opsiyon dekontu ve sözleşmesinin aldatma sonucu imzalatıldığını ve geçersiz olduğunu iddia ederek bankadan haksız olarak tahsil edilen 92.267,62 TL'nin en yüksek mevduat faiz oranı ile birlikte tahsili talep etmiştir. Davalılar ise davacının riskleri kabul ederek opsiyon işlemi yapmak istemesi sonucu sözleşme imzaladığını ve davanın reddini istemiştir. Mahkeme ise taraflar arasında akdedilen sözleşmede riskler hakkında yeterli bildirim yapıldığına ve davacının iddialarının ispat edilemediğine karar vererek davanın reddine hükmetmiştir. Davacı vekili kararı temyiz etmiş, ancak temyiz itirazları reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri: Sermaye Piyasası Kanunu (SPK) Madde 60, Türk Borçlar Kanunu (TBK) Madde 28.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 23.06.2020 tarih ve 2020/63 E. - 2020/304 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 14.06.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı banka arasında 14/06/2011 tarihli bariyerli opsiyon dekontu ve sözleşmesi imzalandığını, müşteri tanıma formu ve genel türev işlemler çerçeve sözleşmesinin opsiyon sözleşmesi yapıldıktan sonra banka personeli tarafından "formalite dökümanlar" denilerek müvekkilinin imzasının alındığını, davalı banka yetkililerince yanıltılarak ve aldatılarak imzalatılan bu sözleşmelerin yasalara ve mevzuata aykırı olup geçersiz olduğunu, bu sözleşmeler nedeniyle maddi zarara uğradığını ileri sürerek, müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen toplamda 92.267,62 TL'nin bankaların mevduata uyguladığı en yüksek mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, görev itirazında bulunarak, davacının yüksek gelir elde etmek istemesi üzerine banka personeli tarafından davacıya banka ürünlerinin ve işlemlerinin risklerinin anlatıldığını, davacının opsiyon işlemi yapmak istemesi nedeniyle sözleşmenin imzalandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında akdedilen 14/06/2011 tarihli Genel Türev İşlemleri Çerçeve Sözleşmesinin Sermaye Piyasası İşlemleri Risk Bildirim Formunun "risk bildirimi” başlıklı kısmının 2 ve devamı maddelerinde; sermaye işlemlerinin çeşitli oranlarda risklere tabi olduğu, piyasada oluşacak fiyat hareketleri sonucunda aracı kuruluşa yatırılan paranın tümünün kaybedilebileceği gibi kayıpların yapılacak işlemin türüne göre yatırılan para tutarını dahi aşabileceği, aracı kuruluşun piyasalarda hesap sahibince yapılan işlemlere ilişkin kendisine aktaracağı bilgiler ve yapacağı tavsiyelerin eksik ve doğrulanmaya muhtaç olabileceğinin hesap sahibince dikkate alınması gerektiği, sermaye piyasası araçlarının alım ve satımına ilişkin olarak aracı kuruluşun yetkili personelince yapılacak teknik ve temel analizlerin kişiden kişiye farklılık arz edebileceği gibi bu analizlerde yapılan öngörülerin kesin olarak gerçekleşmeme olasılığının bulunduğu, yabancı para cinsinden yapılan işlemlerde, belirtilen risklere ek olarak kur riskinin olduğu ve hesap sahibinin tasarruflarını türev işlemlere ilişkin yatırımlara yönlendirmeden önce dikkatli şekilde araştırma yapması gerektiğinin belirtildiği, bu halde türev işlemlerde yüksek risk bulunduğuna ve hesap sahibinin, türev işlemlere ilişkin yatırımlar yapmadan önce kendisine iletilen analizlerin sübjektif olacağını düşünerek bizzat araştırma yapması gerektiğine dair genel bildirim bulunduğu ve davacının dava konusu işlemlerden önce de opsiyon işlemi gerçekleştirdiği, davalı tarafça dava konusu opsiyon işlemleri hakkında aydınlatılmadığına ve hileli hareketler nedeniyle hataya düşüldüğüne dair davacı iddialarının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.