Esas No: 2021/8856
Karar No: 2022/4843
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/8856 Esas 2022/4843 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/8856 E. , 2022/4843 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen 13.02.2014 gün ve 2010/406-2014/42 sayılı hükmün Dairemizce 26.11.2014 gün ve 2014/11196-2014/18428 sayılı ilamla bozulması üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarih ve 6763 sayılı Yasa'nın 43 ve geçici 4/1. maddesi uyarınca dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait iki adet seranın davalı ... tarafından ... ve ... no'lu poliçeler ile sigortalandığını, seraların 21.04.2010 tarihinde meydana gelen aşırı yağış ve doludan zarar görmekle kullanılamaz hale geldiğini ve seradaki ürünlerin zayi olduğunu, müvekkili tarafından davalı ... şirketine hasarın karşılanması için başvuruda bulunulduğunu, ancak müvekkili ile sigorta sözleşmesi yapılmadığından ve poliçelerin aynı isimli başka bir kişiye ait olduğundan bahisle sigorta tazminatının ödenmediğini, oysa müvekkili ile davalı ... arasında diğer davalı aracılığıyla yapılan sigorta sözleşmesi bulunduğunu, mahkeme aracılığıyla yaptırılan tespitte toplam zarar miktarının 80.876,16 TL olarak belirlendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin hasar tarihi olan 21.04.2010 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini 80.716,16 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı Başak Groupama Sigorta A.Ş. vekili, müvekkili şirket ile davacı arasında kurulmuş bir sigorta sözleşmesi bulunmadığını, davacının sunduğu poliçelerin aynı isimli başka bir kişiye ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Ziraat Bankası A.Ş. vekili, müvekkilinin diğer davalı ... şirketinin acentesi olduğunu, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin sadece davacı tarafça ibraz edilen yenileme dilekçesini sigorta şirketine ilettiğini ve somut olayda hiçbir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, banka lehine dain ve mürtehin hakkı bulunsa da bunun dayanağı olan borç kalmadığından bankanın muvafakatinin gerekmediği, taraflar arasında usulünce düzenlenmiş bir poliçe yok ise de davacı tarafın sigortasını yeniletmesi için davalı acenteye müracaatta bulunduğu, acentenin gerekli özen ve dikkati göstermemesi nedeniyle aynı isimli başka bir ... adına poliçe düzenlendiği, ancak davacının iradesinin sigorta poliçesini yeniletmek olduğu, söz konusu hatanın acentenin yaptığı yanlışlıktan kaynaklandığı, davacı tarafın sigorta primlerini ödediği ve davalı tarafın da bu primleri kabul ettiği, sigorta primleri kabul edildikten sonra davacı adına geçerli bir sigorta sözleşmesi olmadığını ileri sürmenin iyi niyet kurallarına aykırı olacağı, dolayısıyla davalı ... şirketinin hasardan sorumlu olduğu, normal şartlarda acentenin oluşan hasarlardan dolayı bir sorumluluğu bulunmasa da dava konusu olayda hatanın bizzat acente konumunda bulunan banka tarafından yapıldığından davacının zararından sigorta şirketi ile birlikte sorumluluğunun bulunacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 63.463,35 TL'nin 01.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş, kararın davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz üzerine Dairemizin 26.11.2014 tarihli ve 2014/11196 E., 2014/18428 K. sayılı ilamıyla kararın bozulmasına karar verilmesi sonrasında mahkemece 09.07.2015 tarihli ve 2015/150 Esas, 2015/320 Karar. sayılı kararı ile bozma kararının davalı acenteye yönelik kısmına uyulmuş ve bu davalı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiş; diğer davalı ... yönünden ise önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararının, davalı Başak Groupama Sigorta vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 06.02.2017 tarih 2017/141 Esas, 2017/595 Karar sayılı ilamı ile bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 11.11.2020 tarih 2017/11-1301 Esas, 2020/878 Karar sayılı ilamıyla, Tarımsal Kredi Sözleşmesi gereğince sera sigorta sözleşmesini her yıl davalı banka aracılığıyla yenileyen davacının yine 27.07.2009 tarihinde sera sigorta sözleşmesini yenilemek amacıyla davalı bankaya başvurduğu, davacının poliçe yenileme başvuru dilekçesinde kendi seralarına ait önceki döneme ilişkin poliçelerinden söz edilmekle birlikte bu poliçelerin numaraları yerine aynı isimdeki yeğeni ...’e ait poliçe numaralarının yazılı olduğu, davacının yenileme talebini içeren dilekçesinde, kendisine ait poliçe numaralarını değil de, poliçe numaralarını bilmesi mümkün olmayan aynı isimdeki yeğeni ...'in poliçe numaralarını yazdığı, kendisine ait seraların poliçelerinin yenilenmesi talebinde bulunan davacının başka birisine ait poliçe numaralarını bildirmesinin makul ve mantıklı bir nedeninin olmadığı, dolayısıyla davacının aynı zamanda sigorta şirketinin acentesi olan davalı bankaya başvurduğunda acentenin kendi sisteminde yer alan davacının aynı adı taşıyan yeğenine ait poliçe numaralarının davacıya verildiği ve bu şekilde talep alındığının kabul edilmesi gerektiği, bu itibarla davacının kimliğine ilişkin gerekli uyarıları ve kontrolleri yapmayan ve böylece gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek poliçenin yanlış düzenlenmesine sebep olan kişinin acente olduğu, öte yandan davacının, yenileme dilekçesinde numaraları verilen poliçelerin sigortalısı olan ve kendisiyle aynı ismi taşıyan yeğeninin temsilcisi olduğu veya 6762 sayılı TTK’nın 1270. maddesi gereğince başkası hesabına sigorta yaptırdığı hususu davalı tarafından savunulup ispatlanamadığı, ayrıca riziko gerçekleştikten sonra dava dışı ..., kendisinin sigorta teklifinin bulunmadığını ve sehven adına poliçe düzenlendiğini ekspere beyan ettiği, davalı ... şirketine de bu hususu yazılı olarak bildirdiği, bu itibarla davacı ile davalı banka arasında kredi sözleşmesi bulunduğu ve davacının bu sözleşme gereğince her yıl sigorta sözleşmesini yenilediği, 27.07.2009 tarihinde de sera sigorta sözleşmesini yenilemek amacıyla davalı bankaya (acenteye) başvurduğu, ayrıca davacının sigorta primi olarak 27.07.2009 tanzim tarihli ileri vadeli bono verdiği ve bu bononun davalı tarafından tahsil edildiği gözetildiğinde
taraflar arasında davacının bir önceki poliçeleri kapsamında sigorta sözleşmesinin yenilendiği, dosya kapsamında bulunan ve davacının davalı ... şirketine gönderdiği 26.04.2010 tarihli yazılı beyanı ve talebi üzerine davalı ... şirketinin acenteye gönderdiği e-mailde davalı ... şirketinin taraflar arasında sigorta sözleşmesinin kurulduğunu kabul ettiği, bu durumda mahkemece, taraflar arasında sigorta sözleşmesinin kurulduğu ve davacının gerçek zararından davalı ... şirketinin sorumlu olduğu yönündeki direnme kararının uygun olduğu, ne var ki, Özel Dairece tazminat miktarı yönünden bir inceleme yapılmadığından bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı Başak Groupama Sigorta A.Ş. vekilinin tazminat miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Başak Groupama Sigorta A.Ş vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı Başak Groupama Sigorta A.Ş vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.251,38 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ... şirketinden alınmasına, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.