Esas No: 2021/2878
Karar No: 2022/4850
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2878 Esas 2022/4850 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2878 E. , 2022/4850 K.Özet:
Davacı banka, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsili için girişilen icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalılar, davacı banka ile dava dışı bir şirket arasında akdedilen kredi sözleşmesine müşterek ve müteselsil kefil olarak imza koyduklarını ancak asıl borçlu olan dava dışı şirketin borcunu ödememesi nedeniyle dava dışı kefilin ödeme yaptığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkeme, davaların imzaladığı sözleşmenin kapsamı ve içeriği ile sınırlı olduğunu ve dava dışı kefilin yaptığı ödeme ile davalı kefillerin sorumluluklarının sona erdiği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak, davalılar lehine takdir edilen maktu vekalet ücretinin nispi ücrete çevrilerek hesaplanması gerektiğini belirten AAÜT madde 13 uyarınca kararın bu yönden bozulması gerektiği kararlaştırılmıştır.
Kanun maddeleri: AAÜT maddesi 13.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12.11.2020 tarih ve 2019/468 E. - 2020/557 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsili için girişilen icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı banka ile dava dışı Lale Hazır Giyim Paz. ve Tic. A.Ş. arasında akdedilen kredi sözleşmesine müvekkillerinin müşterek ve müteselsil kefil olarak imza koyduklarını, davacının kredi bedelini ödemediğinden bahisle icra takibi başlattığını, müvekkillerinin takibe itiraz ettiklerini zira asıl borçlunun borcunu ödememesi üzerine dava dışı kefil Çağlayan Hes Enerji Üretim A.Ş.’nin davacı bankaya başvurarak kredi borcunu ödeyeceğini belirterek ödeme planı talep ettiğini ve bankanın istemi kabulü üzerine düzenli olarak bankaya ödeme yaptığını, buna rağmen bankanın müvekkillerine başvurmasının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacı banka ile dava dışı Lale Hazır Giyim A.Ş. arasında dört adet genel kredi sözleşmesi olup, davalılar bu sözleşmelerden sadece 14.07.2009 tarihli olanı kefil sıfatıyla imzaladıkları, icra takibinin dayanağı olarak kredi sözleşmesi dendiği ancak dayanılan sözleşmenin tarihinin ve numarasının belirtilmediği, yapılan bilirkişi incelemesi ile takibe dayanak borcun davalıların imzalamış oldukları 14.07.2009 tarihli sözleşmelerden sonra kullandırılan kredilerden kaynaklandığı, davalıların imzasının bulunduğu 14.07.2009 tarihli kredi sözleşmesinde dava dışı borçlu ile yapılmış önceki tarihli sözleşmelere bir atıf olmadığı gibi, davalıların önceki tarihli sözleşmelerden de sorumlu olacaklarına dair bir düzenlemeye de yer verilmediği, bu durumda davalıların sorumluluğu ancak imzalarının bulunduğu sözleşme içeriği ve kapsamı ile sınırlı olduğu, 14.07.2009 tarihli sözleşme uyarınca 130.000 Euro tutarındaki kredi borcu davalılar ile birlikte kefil olan dava dışı diğer kefil Çağlayan HES AŞ. tarafından ödendiği, davacının dava dışı asıl borçluya 14.07.2009 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı kefilin yapmış olduğu ödeme dışında tekrar kredi kullandırdığının ispatlanamadığından dava dışı kefilin yapmış olduğu ödeme ile davalı kefillerinde sorumluluklarının sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda “dava dışı asıl borçluya 14.07.2009 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı kefilin yapmış olduğu ödeme dışında tekrar kredi kullandırıldığının ispatlanamaması ve dava dışı kefilin yapmış olduğu ödeme ile davalı kefillerin de sorumluluklarının sona ermesi ve davalıların imzalarının bulunmadığı sözleşmelerden sorumluluklarının olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine” şeklinde karar verilmiş ve davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ancak, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13. maddesinde düzenlenen “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” hükmü uyarınca davada kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine reddedilen dava değeri olan 290.000,00 TL üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmayıp kararın bu yönlerden bozulması gerekir ise de; yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalılar yararına takdir edilen vekalet ücreti yönünden HUMK’un 438/7. gereğince kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanana nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının 3. bendinden “3.400,00-TL”nin çıkartılarak yerine “28.750,00-TL” yazılmasına, hükmün bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, davacı banka harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı bankaya iadesine, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.