Esas No: 2020/14994
Karar No: 2022/13096
Karar Tarihi: 12.12.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/14994 Esas 2022/13096 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/14994 E. , 2022/13096 K.Özet:
Mahkeme, bir kişinin uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkumiyet kararını inceledi. Ancak, kararda suç tarihinin yanlış yazıldığı ve sanığın suç tarihinde henüz 18 yaşından küçük olduğu tespit edildi. Bu durumda, suça sürüklenen çocuk ile ilgili kanun maddeleri gereği dosyanın tefrik edilip Çocuk Mahkemesi'nde görülmesi gerekiyordu, ancak yanlışlıkla diğer mahkemede yargılamaya devam edildi. Ayrıca, hükümde diğer bir hata daha yapıldığı tespit edildi, çünkü sanığın suçu işlediği tarihten itibaren 5 yıl 4 aylık dava zamanaşımı süresi geçtiği için, davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerekiyordu. Sonuç olarak, karar bozuldu ve sanığın davası düştü. Kanun maddeleri ise şöyle: 5395 sayılı Kanun'un 17/1. fıkrası, 11. maddesi ve 26/1. maddesi; 5235 sayılı Kanun'un 31/3 fıkrası; 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi; 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine
mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin rapor tarihi olan "19/10/2013" yerine "24/09/2013" olarak yazılması Mahkemesince giderilebilecek yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
UYAP sisteminden alınarak dosya arasına konulan nüfus kaydında, sanığın doğum tarihinin 11/06/1996 olduğu, bu kapsamda suç tarihinde 18 yaşından küçük olan ve 07/01/2014 tarihli iddianame ile hakkında doğrudan “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu”ndan kamu davası açılmış suça sürüklenen çocuk ile ilgili, 5395 sayılı Kanun'un 17/1. fıkrasında yer alan “Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür.” hükmü gereği dosyanın tefrik edilerek 5235 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile 5395 sayılı Kanun'un 26/1. maddesinde yer alan “Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar.” hükmü uyarınca davaya bakmaya görevli mahkemenin “Çocuk Mahkemesi” olduğu gözetilmeksizin yargılamaya devam olunduğu, 5395 sayılı Kanun'un 17/3. fıkrasında yer alan “Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir.” hükmünün uygulanmasına karar verilmesi halinde ise davaların birlikte yürütülmesini zorunlu kılan sebeplerin gerekçede belirtilerek, suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 31/3 fıkrası hükmünün uygulanarak tayin olunacak cezadan 1/3 indirim yapılarak ceza tayini gerekirken bu madde hükmü uygulanmaksızın, fazla ceza tayini suretiyle mahkûmiyet hükmü kurulduğu anlaşılmış ise de;
Mahkûmiyet tarihinden inceleme tarihine kadar 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ile 2. fıkrasında 15-18 yaş arasındaki çocuklar için öngörülen 5 yıl 4 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; bozma sebebine göre, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 12/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.