Esas No: 2020/8100
Karar No: 2022/4855
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8100 Esas 2022/4855 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8100 E. , 2022/4855 K.Özet:
Davacı, sözleşme gereği şirkete teminat amaçlı iki senet verdiğini ancak takibe konu senedin davalının lehdar şirket ortaklığından ayrıldıktan çok sonra takibe koyulduğunu ve davalının borcu bulunmadığını belirterek borçlu olunmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davacının dava dışı şirkete verdiği senedin teminat senedi olduğu iddia edilmiş, davalının senedin düzenlendiği tarihlerde ortağı olduğu dava dışı şirketin davacıya borçlu olduğu ve senedin bu borca mahsuben verildiği, davalının şirket ortaklığından ayrıldığına dair beyanları, davacı ile şirket arasındaki ihtilaf hakkındaki beyanlarının nazara alınması sonucu davacının senetten dolayı davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve kötüniyet isteminin reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi, davacının senetten dolayı borçlu olmadığını gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Sonuç olarak, davalının temyiz istemi reddedilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar onanmıştır.
Kanun maddeleri: HMK'nın 353/b-1, 370/1 ve 372. madde.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.06.2019 tarih ve 2018/423 E- 2019/357 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.09.2020 tarih ve 2019/1947 E- 2020/1114 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 14.06.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile takibe konu bonoda lehdar olan şirket ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle davalınında şirket ortağı olduğu dönemde imzalanan sözleşme ile şirkete teminat amaçlı iki adet senet verildiğini, sözleşme ile üstlenilen edimlerin ifa edildiğini, senetlerden birinin iade edilmesine rağmen takibe konu senedin davalının lehdar şirket ortaklığından ayrıldıktan çok sonra bu senedi takibe koyduğunu, vade tarihi konulmadan verilen senedin davalı tarafından doldurulduğunu, davalıya borcu bulunmadığını belirterek takibe konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile ticari ilişkisi olmadığını, iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, bononun lehdar şirket ortaklığından ayrılırken şirketten olan alacağa mahsuben verildiğini, davacının şahsi defilerini müvekkiline ileri süremeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının dava dışı Ulumeşe İnşaat Taahhüt Ticaret Ltd Şti'ne dava konusu olan 300.000,00 TL bedelli senet verdiği, senedin teminat senedi olduğu iddia edilmiş ise de, icra takibine konulan senet fotokopisinde senedin ihdas nedeninin nakden olarak yazıldığı, davalının senedin düzenlendiği tarihlerde dava dışı şirketin ortağı olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesi ile lehdar konumundaki şirketin ortaklığından ayrıldığına ve söz konusu takibe dayanak senedin de müvekkiline şirketten ve şirketin diğer ortaklarından olan alacaklarına mahsuben verildiğine dair beyanı ile birlikte bono lehdarı şirketin savcılık şikayetine istinaden verdiği ifadede davacının işbu bonosunu ... şirketinin işlerinide davacı yaptığından devam eden işlerine teminat olmak üzere kendisinde bıraktığını, ... isimli şirket ile ... arasında devam eden ticari ilişkiden ihtilaf doğduğuna dair beyanı nazara alındığında tarafın mahkeme dışında, bir vakıayı ikrar edebileceği, mahkeme dışı ikrarın, takdiri delil olduğundan bununla ancak takdiri delillerle ispat edilebilen hususların ispat edilebileceği, davalının davacı ile ihtilafının olduğu davada kendisinin değil şirketin taraf olduğu bonoyu tahsil için takibe koymasının yasal olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının kötüniyet isteminin reddine karar vermiştir.
Davalı vekili, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davacı ile Ulumeşe İnşaat Taahhüt Ticaret Ltd. Şti. arasında 25/01/2012 tarihinde sözleşme imzaladığı, davalının o tarihlerde Ulumeşe İnşaat Taahhüt Ticaret Ltd. Şti.'nin ortağı olduğu, aynı tarihte ödeme planına göre yapılacak bu işler karşılığında davacıya 2 adet daire ile 417.000,00 TL para ödemesinin yapılmasının karşılaştırıldığı, sözleşmede dava konusu 300.000,00 TL miktarlı senede atıf yapıldığı, icra takibine konu senedin keşidecisinin davacı, lehdarının dava dışı Ulumeşe İnşaat Taahhüt Ticaret Ltd. Şti. düzenleme tarihinin 25/01/2012, ödeme tarihinin 28/09/2015 ve miktarının 300.000,00 TL olduğu, ihdas nedeninin "nakden" yazılı olduğu, senedin ön veya arkasında teminat olarak verildiğine ilişkin ibare bulunmadığı, yine senedin arkasında ciro bulunmadığı, davalının 05/12/2013 tarihinde ortaklıktan çıkarıldığı, davacının sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmediğine, eksik veya ayıplı işler bulunduğuna ilişkin delil bulunmadığı, davalının, cevap dilekçesi ve soruşturma dosyasındaki ikrar mahiyetindeki beyanları, dava dışı Ulumeşe İnşaat Taahhüt Ticaret Ltd. Şti.'nin yetkilisi Levent Sarıkaya'nın beyanları, davacı ile Ulumeşe İnşaat Taahhüt Ticaret Ltd. Şti. arasında dava ve icra takibine konu senede atıf yapılan 25/01/2012 tarihli sözleşme içeriği, senette davalının hak sahibi olmasını gerektirecek bir ciro ve neden bulunmaması hususları dikkate alındığında davacının senetten dolayı davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 15.369,75 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 14/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.