Esas No: 2020/8210
Karar No: 2022/4858
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8210 Esas 2022/4858 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8210 E. , 2022/4858 K.Özet:
Davacılar, takip dosyasında bulunan bono nedeniyle kısmi alacak istemiyle takip başlatılmasının davalının alacağını döviz kuruna endekslemesi nedeniyle ortaya çıktığını, ancak davalıya yapılan çek ödemeleri dışında cüzi bir bakiye kaldığını belirterek, icra dosyasına yatırılan paranın istirdadına ve ticari itibarının zedenlendiğinden dolayı da şimdilik 10.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesi davalı şirket yönünden kısmen kabul etmiş, diğer davalı yönünden davanın reddine karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesi davacıların istinaf başvurusunu reddetmiştir. Temyiz incelemesinde ise, davacıların iddiasını ispatlayacak delil sunamadığı ancak eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulduğu belirtilmiş ve hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri ise HMK'nın 372. maddesi olarak belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03.12.2019 tarih ve 2018/409 E. - 2019/993 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 07.10.2020 tarih ve 2020/704 E. - 2020/600 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 14.06.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği teminat olarak verilen bono nedeniyle kısmi alacak istemiyle takip başlatılmasının davalının alacağını döviz kuruna endekslemesi nedeniyle ortaya çıktığını,davalıya yapılan çek ödemeleri dışında cüzi bir bakiye kaldığını ancak haciz baskısı ile icra dosyasına ödeme yapıldığını, davalıya takip bedeli tutarında borçlu olunmadığını belirterek icra dosyasına yatırılan paranın 104.930,23 TL’nin istirdadına ve davacıların malvarlığına haciz konulması nedeniyle ticari itibarının zedenlendiğinden davacı şirket lehine şimdilik 10.000.-TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının malen kayıtlı bono nedeniyle borçlu olduğunu, aksini yazılı delille ispatlaması gerektiğini, icra dosyasına ödeme yapanın davacı şirket olduğunu, diğer davalının aktif husumetinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, menfi tespit davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu, takibe konu bonoda ihdas nedeninin malen olması karşısında davacının bononun teminat olarak verildiği iddiasını ispat edecek somut ve kanunun aradığı yazılı bir delil sunamadığı,bononun ticari deftere kaydının zorunlu olmadığı, kambiyo senedinin ticari deftere kayıt edilmemesinin, o senetten doğan hakların kaybedilmesi anlamına gelmeyeceği, davacı şirketin buna ilişkin iddialarının nazara alınamayacağı, diğer davacının avalist olması ve icra dosyasına ödeme yapan olmaması karşısında dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı, icra takibi ile talep edilen komisyon bedelinin protesto edilen senet için talep edileceğinden buna ilişkin davalının isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı şirket yönünden kısmen kabulüne diğer davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, takip konusu bononun teminat senedi olduğu, boş olarak davalıya verilmesine karşın anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği ya da mal karşılığı alınmadığı yönündeki iddialar yönünden davacı tarafça dosyaya herhangi bir yazılı belge sunulamadığı, bu şekilde ispat yükü üzerinde üzerinde olan davacı tarafça söz konusu iddiaların kanıtlanamadığı, haksız bir icra takibi sonucunda davacı tarafın ticari itibarının zedelendiği ve aval veren konumundaki davacı ... tarafından icra dosyasına yapılan herhangi bir ödeme bulunmadığı, bu gerekçeye dayalı yerel mahkeme ilamında usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, kararı temyiz etmiştir.
Dava, çeke dayalı başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile icra dosyasına yapılan ödemenin istirdadına ilişkindir.
1- Davacı, davalıyla aralarındaki ticari ilişki gereği bakiye bir borcun kaldığını ancak takip tutarı kadar olmadığını iddia etmiştir.Bu iddiasını ispata yönelik davacı vekilince dava dilekçe ekinde davalı şirket vekilinin WhatsApp uygulamasında 26.1.2018 tarihinde gönderildiği iddia edilen “cari hesap ekstresi” başlıklı davalı şirket anteti içeren fotokopi belge sunulmuştur. Davalı vekiline bu belgenin onun tarafından gönderilip gönderilmediği sorularak davalı vekilince gönderildiğinin tespiti halinde belge altında el yazısıyla kaleme alınan kur farkı ve çekle yapıldığı iddia edilen ödemeye ilişkin notla ilgili Yargıtay'ın yerleşik uygulaması da nazara alınarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davacıların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz isteminin kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 372. maddesi uyarınca dosyasının ilk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.