Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1153 Esas 2022/4840 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1153
Karar No: 2022/4840
Karar Tarihi: 14.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1153 Esas 2022/4840 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı şirket, müvekkilinin tescilli markası SOBE'ye benzer bir şekil markasını kullanan davalının marka haklarına tecavüz ettiğini ileri sürerek, tecavüzün önlenmesi ve www.SOBEE.com.tr alan adının önlenmesi talebiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi, davacının davanın açılması için süresini kaçırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. İstinaf Mahkemesi de bu kararı onaylamıştır. Davacı vekili temyiz etmiş, ancak yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasından dolayı temyiz istemi reddedilmiştir. HMK'nın 353/b-1 ve 370/1. maddeleri gereğince istinaf başvurusu ve temyiz istemi reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı HMK.'nın 353/1-b-1 maddesi
- HMK'nın 372. maddesi
- HMK'nın 370/1. maddesi
11. Hukuk Dairesi         2021/1153 E.  ,  2022/4840 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10.04.2018 tarih ve 2017/168 E- 2018/151 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 18.12.2020 tarih ve 2018/3402 E- 2020/2223 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, yazılım şirketi olan müvekkilinin 07.02.2006 tarihinden bu yana 42. sınıfta 2002 13840 numara ile tescilli SOBE markasının sahibi olduğunu,davalının SOBEE markasını, müvekkilinin Marka haklarına tecavüz edecek şekilde farklı mecralarda kullandığını, davalının SOBEE şekil markası için müracaatta bulunduğunu, ancak, müvekkilinin markasıyla aynılık nedeniyle 42. sınıfta yer alan "bilgisayar hizmetleri" alt sınıfından çıkarılarak yayınlanmasına karar verildiğini, davalının www.sobee.com.tr alan adının ihlalin bir parçası olduğunu, müvekkilinin markasını izinsiz kullanıldığı oyunun da bu adresten yayınlanmakta olduğunu,davalının ticaret unvanında yer alan SOBEE ibaresinin terkinine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davalının SOBEE işaretini marka olarak kullanması nedeniyle oluşan tecavüzün önlenmesine, www.SOBEE.com.tr alan adının önlenmesine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Davalı vekili, müvekkili firmanın Mevlüt Dinç tarafından 2000 yılında kurulduğunu, müvekkili şirketin çevrimiçi oyun hizmeti veren bir firma olarak SOBEE ticaret unvanı, işletme adı ve markasının firma ile özdeşleştiğinin açık olduğunu, davacının yıllarca sessiz kaldıktan sonra müvekkilinin oluşturduğu güveni zedelemeye ve fayda sağlama çabasına girdiğini, amacının büyümekte olan oyun pazarında müvekkilinin elde ettiği yüksek itibar ve güveni zedelemek olduğunu,davacının ...I. Noterliği'nin 09.07.2010 tarih ve 09161 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, SOBEE marka başvurusunun TPMK tarafından 2002/13840 sayılı marka nedeniyle kısmen reddolunduğundan yola çıkarak "SOBEE" ibaresinin oyun sitelerinde oyun hizmetleri üzerinde kullanımına son verilmesini talep ettiğini, Şişli 6. SHM. 2010/151 D. İş sayılı dosyasına yaptırılan tespit ile de devam ettiğini, müvekkilinin tescil edilmiş markasının altı yıldır aralıksız olarak kullanılmakta olduğunu, "Sobee Yazılım Tic. Ltd. ştî." unvanının 10.03.2004 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayınlandığını, yerleşik içtihatlar uyarınca kendi markasını ya da tescil edilmiş ticaret unvanını kullanmanın marka tecavüzü ya da haksız rekabet oluşturmayacağını, 27.04.2004 tarihinden bu yana, tescilli unvanına istinaden almış olduğu sobee.com.tr alan adını bu tarihten itibaren kesintisiz kullanıldığını, ticaret unvanı iptal edilmedikçe haksız rekabet oluşturmayacağını, SOBEE markasının tesciline ilişkin olarak TPMK'nın kararına yapılan itirazda, SOBEE markasının ülkemizde kullanımının eskiye dayandığının ve iştigal edilen sektörde bilirliğe ulaştığının hüküm altına alındığını Sobe markasının tescil edilmiş olduğu 42. sınıfta değil, internet ve bilgisayar ağları vasıtasıyla çevrimiçi oyun sunma hizmetlerini kapsayan 41. sınıfta yer aldığını, video oyunu olarak sınıflandırılması durumunda da 28. sınıfta sınıflandırılması gerektiğini, davalının Sobe markasının 28. ve 41. sınıfları kapsamadığını, Şişli 6.SHM görevlendirmesiyle bilirkişi ... tarafından hazırlanan 30.07.2010 tarihli bilirkişi raporunun müvekkili şirket tanıtımına ilişkin kullanımdan ibaret olduğunu markaya tecavüzün söz konusu bulunmadığını, davacının tecavüz iddialarının MK. 2. maddeye aykın olduğunu,davacının dava konusu markasını, mal ve hizmetler listesinde yer alan hizmetler için son beş yılda ciddi şekilde kullanmaması nedeniyle İstanbul 3. FSHHM 2010/126 sayılı dosya ile dava açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan delilleri bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin marka tescilinin 04.06.2002 tarihli olduğu, davalı ... unvanı ve markasal kullanımının 05.03.2004 tarihinden itibaren başladığı, ilk bilirkişi raporunda da davalının 2004 yılında başlayan ve dosyaya mübrez belgelerden yoğun bir şekilde devam ettiği anlaşılan kullanımı karşısında davacının basiretli tacir gibi davranmadığı, davalı kullanımına göz yumduğu, aynı sektördeki davalı kullanımına 5 seneyi aşkın süre ile suskun kaldığı, davalı tarafta kullanıma ses çıkarılmayacak izlenimi uyandırılarak yatırım yapılmasına izin verildiği, daha sonra huzurdaki tecavüz ve terkin davasının açılmasının da MK 2'ye aykırılık oluşturduğunu bildirdikleri, davalının ticari sicil ve marka tescilinin kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı, davacı markasının tanınmış olmadığı, davacının davasını süresinde açmayarak sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin sessiz kalınmak suretiyle dava açma hakkının yitirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK.'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara