Esas No: 2021/1189
Karar No: 2022/4846
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1189 Esas 2022/4846 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1189 E. , 2022/4846 K.Özet:
Davacı, davalıya sattığı emtiayı teslim etmesine rağmen ödeme yapılmaması üzerine ilamsız icra takibi başlattı. Davalı itiraz etti ve taraflar arasındaki ilişkinin varlığı Ba/Bs formları ve cari hesap mutabakatlarıyla anlaşılacağını savundu. İlk derece mahkemesi davacının alacağının sabit görülmesi nedeniyle davanın kabulüne karar verdi. İstinaf mahkemesi de aynı şekilde hüküm verdi ve davalının temyiz başvurusu reddedildi. Hüküm gereği 8.801,73 TL temyiz ilam harcı davalıdan alınacak. Kanun maddeleri HMK'nın 353/1.b.1, 370/1, 372.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.02.2020 tarih ve 2019/388 E. - 2020/112 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.12.2020 tarih ve 2020/1259 E. - 2020/1457 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya sattığı ve teslim ettiğini, emtia bedelinin ödenmemesi üzerine yapılan ilamsız icra takibine, davalının itiraz ettiğini, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığının Ba/Bs formları ve cari hesap mutabakatlarıyla anlaşılacağını, müvekkilinin 171.815,76 TL alacağı olduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı arasında ticari veya hukuki herhangi bir ilişkinin bulunmadığını, takip konusu fatura içeriği malların satın alınmadığını ve müvekkiline teslim edilmediğini, tek yanlı düzenlenen faturaların alacağın varlığı için yeterli olmadığını, taraflar arasında herhangi bir cari hesap veya borç mutabakatı bulunmadığını, sunulan 31.03.2019 tarihli mutabakat belgesinin gerçek olmadığını, bu belgenin müvekkili adına kim tarafından imzalandığının da anlaşılamadığını, belgenin davalı şirketin tek yetkilisi olan ... tarafından imzalanmadığını, esasen taraflar arasında cari hesap mutabakatının imzalanmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığını, davacının dayandığı Ba/Bs formlarının daha önceki ticari ilişkiye dayandığını, önceki ticari ilişkinin sona erdiğini, iddia edilen ticari ilişkiye ait olmayan Ba formlarıyla alacağın kanıtlanamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, Bilirkişi raporunda davalı tarafın defter ibraz etmese de BA formlarında davaya konu faturaları toplu olarak işlendiği keza cari hesap mutakabatı da dikkate alındığında davacının dava konusu alacağı sabit görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının Bakırköy 11.İcra Müdürlüğünün 2019/7151 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 171.815,67 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar vermiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki ilişkide, yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacının, 17.01.2019 ile 08.03.2019 tarihleri arasındaki otuz adet fatura ve sevk irsaliyesi ile cari hesap ekstresi ve mutabakat zaptına dayalı olarak takip başlattığı, mahkemece, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesine 07.10.2019 tarihli oturumda karar verildiği, ancak davalının ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle, ibraz edilen davacı defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılarak rapor düzenlendiği, tarafların Ba/Bs formları, ilgili vergi dairelerinden getirtildiği, dosyadaki belgelere göre davalının, davacıdan 36 adet fatura karşılığı 2019 yılında 239.024,00 TL bedelinde alım gerçekleştirdiği, davalı yanın usulüne uygun ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle, davacının ticari defterleri ile davalı tarafından vergi dairesine bildirilen Ba formları üzerinden inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin yerinde görülmediği, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında, davacının satım konusu emtiayı davalıya teslim ettiğinin, bizzat davalı tarafından vergi dairesine sunulan Ba formları ile sabit olduğu, davalının satın aldığı mallara ilişkin olarak davacı tarafından düzenlenen e-faturaları kayıtlarına işleyerek ilgili vergi dairesine bildirdiği, malın fatura ile teslim edildiğinin kural olarak kabul edilmesi gerektiği, davalının süresinde defterlerini ibraz etmemesi karşısında 2019 yılında başka ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturaların vergi dairesine bildirdiğini kanıtlayamadığı, fatura ve davalı tarafından vergi dairesine yapılan bildirim dikkate alındığında emtianın davalıya teslimi kabul edilerek hüküm verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece, mutabakat zaptı esas alınarak hüküm kurulmadığı, teslim olgusunun Ba/Bs formları ve elektronik ortamda düzenlenen faturalar esas alınarak tespit edildiği, ticari ilişki, teslim ve ödeme konusunda yapılan incelemenin yasal ve hüküm vermeye yeterli olduğu gerekçesiyle HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddin karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8.801,73 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 14/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.