Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/253 Esas 2022/4818 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/253
Karar No: 2022/4818
Karar Tarihi: 14.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/253 Esas 2022/4818 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Citroen marka araçların Türkiye distribütörü olan davalı şirketle davacı arasında yenilenen bayilik sözleşmesi ve yedek parça satış-servis sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin davalı tarafından neden belirtilmeksizin sonlandırıldığı ve davacının da bu sebeple müşterilerini kaybettiği iddia edilerek, 10.000 TL'lik portföy tazminatı tahsil edilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi davacının tekel hakkının olmadığına karar vererek davanın reddine hükmetmiştir. Davacı tarafın temyiz başvurusu reddedilmiştir.
İlgili kanun maddeleri: HMK'nın 353/b-1, 370/1 ve 372. maddeleri.
11. Hukuk Dairesi         2021/253 E.  ,  2022/4818 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.11.2017 tarih ve 2014/335 E- 2017/895 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.12.2020 tarih ve 2018/1697 E- 2020/2145 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirketin “Citroen” marka araçların Türkiye distribütörü olduğunu, taraflar arasında 14/12/2006 tarihinde yenilenen bayilik sözleşmesi ve yedek parça satış-servis sözleşmesi akdedildiğini, davacının 1999 yılından bu yana Citroen yetkili satıcılığı ve servis işini yaptığını ancak davalı tarafından 14/12/2011 tarihinde sözleşmelerin yenilenmeyerek sona erdirileceğinin bildirildiğini, sözleşmenin sona ermesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bu nedensiz fesih ile müvekkilinin davalı şirkete kazandırmış olduğu müşterilerini kaybettiğini ve ekonomik olarak güç duruma düştüğünü, davalının ise bu müşterilerden kazanç sağlamaya devam ettiğini, kayıp miktarının satış ve yetkili servis olarak 3.000.000 TL civarında olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, denkleştirme bedelinin (portföy tazminatı) şimdilik 10.000.- TL'lik kısmının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasında 14/12/2006 tarihinde akdedilen sözleşmenin beş yıl süreli olduğunu, söz konusu sözleşmenin 29 ve 30. maddeleri uyarınca 14/12/2011 tarihinde gönderilen ihtarname ile sözleşmenin yenilenmeyeceğinin bildirildiğini, müvekkilinin Rekabet Kurumu düzenlemeleri çerçevesinde niteliksel seçici sistemini benimsediğini, yetkili servis kriterlerini oluşturduğunu ve açıkladığını, davacının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra yetkili servislik başvurusu yaptığını, taşıması gereken kriterlerin Ocak 2012'de CD içeriğinde kendisine verildiğini, bu nedenle yetkili servis ilişkisi bakımından davacının kendi tercihi ile sözleşme ilişkisine devam etmemesinin söz konusu olduğunu, davacının halen Citroen özel servisi olarak faaliyetlerine devam ettiğini, sözleşmenin yenilenmemesinin yalnızca yetkili servis olma niteliğini değiştirdiğini, davacının tüm müşterilerini kaybetmiş olduğu iddiasının yanıltıcı ve izaha muhtaç olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı şirketin dağıtım bayilerinden birisi olduğu, tek satıcı olmadığı, davacının dayandığı dava konusu sözleşme davacı bayiye, tekel hakkı tanımadığından davacının sözleşmenin feshi nedeniyle portföy tazminatı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacının davalı şirketin dağıtım bayilerinden birisi olduğu, tek satıcı olmadığı, davacının dayandığı dava konusu sözleşme davacı bayiye, tekel hakkı tanımadığından davacının sözleşmenin feshi nedeniyle portföy tazminatı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara