Esas No: 2021/1187
Karar No: 2022/4824
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1187 Esas 2022/4824 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1187 E. , 2022/4824 K.Özet:
Davacı, emniyetli deniz ulaşımı sağlamak için uluslararası standartlara uygun bir şekilde meteorolojik amaçlı sabit şamandranın (MAS) kurulmasını sağladı. Ancak, bir geminin MAS şamandırasına temas etmesi sonucunda hasar oluştu. Davacı, geminin Türkiye Temsilcisi olan davalıdan hasar bedelini talep etti ancak ödeme alamadı. Davacı, 182.958,59 TL Hazine zararının davalıdan tahsilini talep etti ve dava açtı. İlk derece mahkemesi, davalıların suçlu olmadığına karar verdi. Davacı istinaf başvurusunda bulundu, ancak Bölge Adliye Mahkemesi esastan reddetti. Karar temyiz edildi, ancak reddedildi ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanması kararlaştırıldı. Davacı hak talebinde bulundu, ancak davalıların suçlu olmadığına karar verildiği için davası reddedildi.
Kanun Maddeleri: TTK'nın 105. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 06.09.2018 tarih ve 2018/78 E- 2018/229 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.11.2020 tarih ve 2018/2065 E- 2020/1272 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, denizlerde ulaşım güvenliğine katkı sağlamak ve denizlerde hava durumu raporlarının etkinliğini ve doğruluğunu arttırmak amacıyla, her türlü emniyet ve güvenlik işaretleri uluslararası standartlara uygun olarak teçhiz edilmiş şekilde Çanakkale Boğazı Ege Denizi çıkışına meteorolojik amaçlı sabit şamandranın (MAS) kurularak 27/02/2015 tarihinde işletmeye açıldığını, şamandradan 27/06/2015 tarihinde veri alımının kesildiğini, bunun üzerine yapılan incelemede o tarihte yerel saat 03.53 de M/V Neptune Thalassa gemisinin MAS şamandırasına temas ettiğinin tespit edildiğini, yüklenici firmadan hizmet alımı yolu ile MAS’ın tamir edilerek tekrar işletmeye alındığını, bu hizmet ile ilgili yüklenici firmaya ödenen 182.958,59 TL’nın hasara sebebiyet veren Thalassa gemisinin Türkiye Temsilcisi Akmar Vapur Acente Denizcilik ve Ticaret A.Ş.’nden talep edildiği, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 182.958,59 TL Hazine zararının, zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Akmar Vapur Acenteliği ve Den. Tic. A.Ş. vekili, müvekkilinin sadece uğraksız geçişlerde acentelik hizmeti sunduğunu, bahsi geçen geminin maliki ya da işleticisi olmadığını, acentenin de kusurlu olduğu ve sözleşmeden doğan davalar dışında, açılacak davanın asıl tarafı acente olamayacağından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, müvekkilinin geminin seyir ve manevrası üzerinde bir kontrolü bulunmadığı, olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun da olmadığı, istenen miktarın da fahiş olduğunu savunarak, davanın esastan reddini istemiştir.
Davalı Neptune Thalassa gemi donatanı vekili, gemi jurnalinde şamandıra ile temas edildiğine ilişkin hiçbir kayıt bulunmadığını, şamandıradan veri alımının 07/07/2015 tarihi itibariyle kesildiğini, ancak geminin veri alımının kesilmesinden önce bir tarihte 27/06/2015 tarihinde boğaz geçişinin yapıldığını, bu itibarla davacının iddialarının hukuki dayanaktan ve gerçeklikten yoksun olduğunu, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı Akmar Vapur Acente Denizcilik ve Tic. A.Ş.'nin diğer davalı M/V "Neptune Thalassa"gemisinin Türk boğazlarından transit geçişi için acente olarak atandığı, TTK'nın 105. maddesi uyarınca acenteye kusurlu olduğu ve sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle dava açılabileceği, olayda sözleşmeden doğan veya acentanın haksız fiiline dayalı bir uyuşmazlık olmadığından davalı Akmar Vapur Acente Denizcilik ve Tic. A.Ş. açısından davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkemece tanzim ettirilen bilirkişi raporunda adı geçen geminin şamandıraya temas ettiğinin kesin olarak belirlenemediği, 09/06/2017 tarihli raporda "muhtemelen temas ettiği", 07/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda ise "kesin bir kanaate ulaşılamadığı" belirtildiğinden diğer davalı M/V "Neptune Thalassa" gemisi açısından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, bilirkişi raporunun kapsam ve niteliği itibariyle hüküm vermeye elverişli bulunmasına, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 14/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.