Esas No: 2020/8071
Karar No: 2022/4887
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8071 Esas 2022/4887 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8071 E. , 2022/4887 K.Özet:
Davanın konusu, davalının müvekkiline bayilik verdiği sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının uğramış olduğu zararların tazmini istemidir. Davacı taraf, bayilik ilişkisinin sona ermesine kadar yaptığı yatırım harcamaları ve uğranılan manevi zararın tazmini için 25.000 TL tazminat talep etmiş, daha sonra talebini 268.220,30 TL arttırarak dava açmıştır. Dosya incelendiğinde, sözleşmenin 31.12.2006 tarihi itibariyle sona ermesine rağmen davacı tarafından 2005-2006-2007 yıllarında yatırım harcamaları yapıldığı fakat mahkemece sadece 2005 yılı harcamalarının tazmini kararlaştırılmıştır. Bu nedenle, davacı tarafın temyiz itirazı kabul edilerek karar bozulmuştur.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un muafiyeti düzenleyen 5. maddesi ve sektörü düzenleyen 1998/3 sayılı tebliğ kanun maddeleri olarak kararda yer almaktadır. Detaylı olarak açıklanmamıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17.09.2020 tarih ve 2019/380 E. - 2020/510 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 14.06.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ...ile davalı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile imzalanan sözleşme ile müvekkiline 03.03.2000 tarihinde Ankara Bölgesinde satış ve servis yapma hakkının verildiğini, davalı tarafın bayilik sözleşmesi ile ilgili kurumsal talepleri doğrultusunda plaza inşa edildiğini ve plazanın büyük maliyetlerle tefriş edildiğini, ancak davalının 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle bayiliğin feshedildiğini bildirerek müvekkiline araç vermeyi kestiğini, fesih bildiriminin haksız olduğunu, zira fesih sürelerine riayet edilmediğini ileri sürerek bu sebeplerle müvekkilinin uğramış olduğu 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un muafiyeti düzenleyen 5. maddesi kapsamında sektörü düzenleyen 1998/3 sayılı tebliğ doğrultusunda davalının iki senelik ihbar süresine uymaması sebebiyle 1 sene mahrum olduğu kazanç, haksız fesih nedeniyle çalışanların kıdem tazminatları, davalının Ankara bölgesinde tanınırlığının artırılması için harcanan giderler, davalının bayilik ilişkisini sürdürmek amacıyla zorunlu olarak yaptırdığı markaya özgü münhasırlık içeren yatırımların ve diğer maddi zararlarıyla birlikte uğranılan manevi zararın tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 25.000,00 TL. tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçes iile talebini arttırmıştır.
Davalı vekili, yeniden yapılandırma amacı ile sözleşmenin 37.3 maddesine uygun olarak 1 yıllık feshi ihbar süresinde sözleşmelerin feshedildiğini, davacı şirketin fesihten dolayı Volvo'dan hiçbir talepte bulunmayacağını da açıkça beyan ve kabul ettiğini, davacının dava dilekçesinde genel ve soyut ifadelerle bahsettiği zarar iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacıyla devam eden süreçte sadece yetkili servis sözleşmesi imzalandığı halde davacının bu sözleşme imzalanırken herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalı şirket tarafından sözleşmenin iki yıllık önel verilmeden bir yıl erken feshedilmesi gerekçesiyle davacının zararlarının tazmini talebinde bulunulabileceği, önceki kararda 205.000 TL portföy tazminatına hükmedildiği ve bu durumun davacı tarafından temyiz konusu yapılmadığı, davalı yönünden kazanılmış hak oluşturduğu, davacının 2005-2006-2007 yıllarında yapılan yatırım harcamaları toplamı 1.009.113,43 TL olup, davalı tarafından 20.12.2005 tarihli ihtarname ile müvekkilinin bayiliğinin 31.12.2006 tarihi itibariyle iptal edildiğinin bildirildiği, davacının sözleşmenin sona ereceğini bilmesine rağmen 2006 yılı yatırım harcamalarının yüksek miktarda arttığı ve 2007 yılında da devam ettiği, yatırım harcamalarının yapıldığı taşınmazın Küçükyılmaz şirketine ait olduğu, davacı ile Küçükyılmaz şirketinin 2010 yılında birleştiği, 01.10.2007 tarihinde dava konusu davacıya ait araç satışına yönelik olarak kullanılan taşınmazın dava dışı şirkete kiralandığı, 2006 yılı için zorunlu olan yatırım harcamalarının belirlenemediği, davacının sözleşmenin sona erdiğini bilerek yaptığı 2006 ve 2007 yılı yatırım harcamalarından davalının sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının 268.220,30 TL yatırım gideri ve 205.000 TL TL portföy (denkleştirme) tazminatı alacağı olmak üzere toplam 473.220,30 TL alacağının 25.000,00 TL'sine dava tarihinden, bakiyesine ıslah tarihi 13/10/2011 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmek sureti ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, taraflar arasındaki oto satış bayiliği sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminat talebi ve yapılan yatırım harcamalarının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşme, davalı tarafça, 20.12.2005 tarihli ihtarname ile 31.12.2006 tarihi itibariyle feshedilmiştir. Ancak, davacı tarafça dosyaya sunulan fatura ve belgelerden de anlaşıldığı üzere, davacı yan 2005-2006-2007 yıllarında da satış ofisi ve showroom için yatırım harcamaları yapmıştır. Her ne kadar davalı yan fesih ihtarı sonrası yapılan harcamaların kendisinden talep edilemeyeceğini savunmuş ise de, davacı taraf satış ve pazarlama müdürü ile davalı taraf İstanbul Bölge Ofisi yetkilisi arasında showroom test, reklam çalışması, mobilya siparişi, seramikler konu başlığı altında 2006 yılında çok sayıda e-mail yazışmalarının bulunduğu, mail içeriklerinden de görüleceği üzere Volan-Ankara showroomuyla ilgili yatırım planması yapıldığı, davacı tarafın bu harcamaları davalının bilgisi ve onayıyla yaptığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme 31.12.2006 tarihi itibariyle sona ermiş olup 2007 yılına ilişkin davacı yanın talepleri haklı görülmemiş ise de, 2006 yılı sonuna kadar sözleşme hüküm ve sonuçlarını doğurmaya devam ettiğinden 2006 yılında yapılan yatırım harcamalarının da davacı lehine hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçelerle yalnızca 2005 yılı harcamaları hesaplanarak hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu yönüyle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.