Esas No: 2021/419
Karar No: 2022/4896
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/419 Esas 2022/4896 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/419 E. , 2022/4896 K.Özet:
Davalı şirket ile davacı arasında imzalanan bir sözleşme çerçevesinde, davacının davalıya ait ürünlerin dağıtım ve satıcılığını üstlendiği ancak davalının haklı nedenle sözleşmeyi feshettiği iddiasıyla açılan belirsiz alacak davası sonucunda, İlk Derece Mahkemesi davayı reddetmiş, bu karar istinaf edilmiş ve istinaf mahkemesince de reddedilerek davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yapılan inceleme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır ve kararın onanması kararlaştırılmıştır.
Uygulanan kanun maddeleri: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/b-1, 370/1 ve 372. madde.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kahramanmaraş 5. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) verilen 01.02.2017 tarih ve 2015/169 E. - 2017/39 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.11.2020 tarih ve 2019/825 E- 2020/1110 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 01/02/2009 tarihinde tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, sözleşme tarihi 01/02/2009 ise de davacı şirketin davalıya ait ürünlerin dağıtımı ve satıcılığını 2007 yılının Kasım ayından bu yana üstlendiğini, sözleşmeye göre Konya bölgesinde davalıya ait ürünlerin dağıtımı ve satışının sadece müvekkili tarafından yapılacağını, davacının Konya ilinde davalı Kervan şirketine ait ürünlerin dağıtımı ve satımı için reklam yaptığını, markayı tanıttığını, müşteri potansiyelini artırdığı ve bu ürünlerin gelecek yıllar için satımını arttırmak için yatırım yaptığını, davalı şirketin herhangi bir haklı nedene dayanmaksızın kendi depolama ve satış ağlarını kurarak sözleşmeyi feshettiğini ileri sürerek belirsiz alacak davalarının kabulü ile davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte belirlenecek portföy ve müşteri tazminatı, maddi tazminat, kar mahrumiyeti ve tüm zararları ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıya gönderilen ihtarnamede davalı ile taraflar arasındaki sözleşmenin " Ödemeler " başlıklı 12.maddesi gereğince, dağıtıcı keşide edilen fatura bedellerini fatura konusu ürünün tesliminde ödeyeceği, bu ödemeyi ortağı veya yetkili temsilcinin cirosu bulunan şahsi çeki ile de yapabileceği ancak sözleşme kapsamındaki ürünlerin davalı firma tarafından teslim edilmesine rağmen davalının mal bedellerinin karşılığı olan bir kısım çekleri gününde ödemediği, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının, davalı firmaya ait hesap hareketlerini diğer müşteri ve satıcılarla birlikte toplu olarak takip ettiğinden davalı firmaya ne kadar borcu veya alacağı olduğunun tespit edilemediği, davalı şirket kayıtlarının tetkikinden ise 31/12/2012 tarihi itibarı ile davalının davacıdan 28.542,53 TL alacaklı olduğu, 31/12/2013 tarihi itibarı ile de davalının davacıdan 20.649,06 TL alacaklı olduğu, davacı ile davalı arasında 01/02/2009 tarihinde imzalanan sözleşme ile davacının, davalıdan temin edeceği ürünleri bölge sınırları dahilinde satış yerlerine kendi nam ve hesabına satma konusunda yetkili dağıtıcı olarak tayin edildiği, davacının davalı şirkete karşı ödemeye ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğinden davalının sözleşmeyi sözleşmenin 14/3-b maddesi uyarınca feshetmede haklı olduğu, haklı fesih nedeniyle de davacının davalıdan talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.