Esas No: 2020/17000
Karar No: 2022/13210
Karar Tarihi: 13.12.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17000 Esas 2022/13210 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/17000 E. , 2022/13210 K.Özet:
Mahkeme, Şanlıurfa'da bir kişinin uyuşturucu madde bulundurduğu suçundan hükmü açıklanarak mahkûm etti. Ancak kararda, denetimli serbestlik tedbirinin ihlali ve basit yargılama usulüne ilişkin sorunlar bulunduğu gerekçesiyle hüküm BOZULDU. TCK'nın 191. maddesi, basit yargılama usulüne ilişkin CMK'nın 251. maddesinin ve anılan maddelerde yer alan düzenlemelerin uygulanması gerektiği belirtildi. Ayrıca anılan maddelerin sanık lehine olan uygulamalarının belirlenmesi ve yerine getirilmesi gerektiği söylendi.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ŞANLIURFA 8. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Denetimli serbestlik tedbiri kararının infazına başlanması için 20/04/2015 tarihli çağrı yazısının sanığa 07/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat ettiği, 25/06/2015 tarihli SAMBA programına katılmaması ile 29/06/2015 tarihinde uyarılmasının ardından müdürlüğe başvurarak görüşmelere katıldığı, 01/10/2015 tarihli SAMBA programına ve bireysel görüşmesine katılmayan sanığa ikinci bir uyarı yapılmaksızın dosyanın kapatıldığı anlaşılmakla, olayda ısrar şartı gerçekleşmediğinden tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazının devamına karar vermek gerektiği gözetilmeyerek mahkûmiyet kararı verilmesi,
2- Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde düzenlenen 01.10.2015 tarihli SAMBA çalışmasına katılmaması nedeniyle yükümlülüğünü ihlal ettiği kabul edilen sanığın, temyiz dilekçesi ekinde sunduğu Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesince düzenlenen 09.10.2015 tarihli sağlık kurulu raporunda; 30.09.2015 - 05.10.2015 tarihleri arasında hastanede tedavi gördüğü ve 06.10.2015 tarihinden 04.11.2015 tarihine kadar istirahatının uygun olduğunun belirtilmesi karşısında, sanığın ihlal tarihinde haklı ve geçerli bir mazeretinin bulunup bulunmadığının tespiti yönünden raporun doğruluğunun belirtilen hastaneden araştırılarak sonucuna göre değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
3- Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "...basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 13/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.