Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1016 Esas 2022/4919 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1016
Karar No: 2022/4919
Karar Tarihi: 15.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1016 Esas 2022/4919 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1016 E.  ,  2022/4919 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.05.2017 tarih ve 2015/175 E. - 2017/559 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.12.2020 tarih ve 2018/73 E. - 2020/2144 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; taraflar arasında Alibeyköy Yeşilpınar Mh. Eyüp Kardolap Meslek Lisesi Eyup/İstanbul adresindeki inşaatın hazır betonu için 26.10.2013 tarihli satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davacının betonları davalıya teslim etmiş olduğunu, davalının davacı şirketten almış olduğu beton karşılığında düzenlenen faturalara ait toplam 93.130,20 TL borcunu ödemediğini, davalının borcunu ödememesi üzerine İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2015/1028 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığını davalı tarafça borca haksız yere itiraz edildiğini, takibin bunun üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının betonları teslim ettiği iddiasının doğru olmadığını, davacının taahhüdünü yerine getirmeyerek ve geç teslimat yaparak inşaatın gecikmesi sonucu davalı şirketin ceza ödemek zorunda kaldığını, davacının kısa aralıklarla betona zam yaptığını, müvekkilinin zarara girdiğini savunarak davanın reddini ve %20'den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma,bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; faturaların gerçek ve sözleşmeden kaynaklı düzenlendiği ve davalı tarafça fatura konusu malların ve faturaların birer suretinin teslim alındığı, mal tesliminin ticari defter ve belgeler ile süresinde itiraz edilmeyen faturalardan anlaşıldığı, davalının borca itirazının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2015/1028 Esas sayılı dosyasında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin toplam 93.130,20 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile takibin devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, alacağın %20'si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi'nce; takibe konu faturalarda teslim alan imzasının mevcut olduğu, davalı vekilinin 28.06.2016 tarihli dilekçe içeriğine göre ise faturaların bilgisi ve rızası dışında işlendiğini beyan ettiği dikkate alındığında davalı yanın kendi çalışanına ilişkin iddiası ve şikayeti yönünden devam eden ceza davası, takibe konu faturalar nedeni ile davalının davacıya karşı olan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.770,72 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY

    Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilecek istinaf red harcı ile Yargıtayca hükmedilecek onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
    T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde "Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı",
    492 sayılı Harçlar Yasası'nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
    (1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir
    değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
    1/e maddesinde "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı"
    2.a maddesinde de "1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik merciilerinin 1. fıkra dışında kalan kararlarında" maktu harç alınacağı düzenlenmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
    Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
    Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
    1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
    Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası'nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
    Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
    Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararının, niteliğine göre maktu olmalıdır.
    Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

    Hemen Ara