Esas No: 2022/13776
Karar No: 2022/13205
Karar Tarihi: 13.12.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/13776 Esas 2022/13205 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/13776 E. , 2022/13205 K.Özet:
Antalya'da uyuşturucu madde bulundurma suçundan hakkında hüküm verilen bir kişinin, daha önce verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararı kapsamında uyulması gereken yükümlülüklere uymadığı için dosyasının Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve ikinci kez dava açıldığı belirtiliyor. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda sanığın TCK'nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suçu oluşturup oluşturmadığının tartışılması gerektiği ancak bu konuda eksik araştırma yapılarak hüküm kurulduğundan, sanığın kazanılan hakkının korunması amacıyla hükmün bozulmasına karar veriyor. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 43. maddesi (Zincirleme suç), 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun duruşmanın yapılacağı yer ve zaman hususlarında zorunlu haller başlıklı 222. maddesi ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirleri ile ilgili olarak TCK'nın 231. maddesi yer alıyor.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ANTALYA 11. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : Mahkûmiyet
Dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık hakkında 13.12.2014 tarihli eylemi nedeniyle 14/12/2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına hükmedildiği, kararın 30/12/2014 tarihinde kesinleştiği, sanığın tedbir kararının gerektirdiği yükümlülüklere uymaması ile denetimli serbestlik dosyasının kapatılması üzerine 03.04.2015 tarihinde iddianame düzenlenerek Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.06.2015 tarih, 2015/308 esas ve 2015/394 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine hükmedildiği, bu kararın Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/09/2020 tarihli kararı ile bozulması üzerine yapılan yargılama sonucu ısrar şartı gerçekleşmediğinden bahisle 16/10/2020 tarihli karar ile bu kez durma kararı verilerek tedavi ve denetimli serbestlik kararının devamı için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca 14/01/2021 tarihinde aynı suça ilişkin ikinci kez kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği, denetim yükümlülüklerine uymaması ile 19.01.2022 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı;
01.03.2018 tarihli eylem yönünden ise 09/04/2018 tarihli iddianame düzenlenerek daha önce kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği belirtilerek doğrudan dava açıldığı Antalya 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/07/2020 tarih, 2018/406 esas ve 2020/510 sayılı kararı ile mahkûmiyet kararı verildiği, karara yönelik yapılan istinaf incelemesinde 01/03/2018 tarihli eylemin 13/12/2014 tarihli eyleme yönelik verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali olduğu belirtilerek kararın bozulduğu, bozma sonrası Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/04/2022 tarih, 2022/253 esas ve 2022/297 sayılı kararı ile temyiz konusu dosya ile birleştirilmesine karar verildiği,
22/01/2018 tarihli eylem yönünden ise 07/05/2018 tarihinde iddianame düzenlenerek doğrudan dava açıldığı, Antalya 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2018 tarih, 2018/505 esas ve 2018/987 sayılı kararı ile suç tarihi 01/03/2018 olan Antalya 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/406 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmakla;
Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2022 tarih, 2021/1083 esas ve 20122/164 sayılı kararı ile verilen durma kararı sonrası Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 14/01/2021 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ve sonrasında
yapılan işlemlerin hukuki değerden yoksun olduğu, bu kapsamda mahkemenin durma kararının usulüne uygun olarak kesinleşmiş olduğu gözetildiğinde 14/12/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kaldığı yerden devam ettiğinin kabulü ile,
Sanığın 22/01/2018 tarihli eyleminin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali niteliğinde olduğu 01/03/2018 tarihli eylemin ise kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşip 19/01/2022 tarihli iddianame düzenlenmeden işlendiği anlaşıldığından sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suçu oluşturup oluşturmadıklarının tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle delillerin tartışılması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, sanığın kazanılan hakkının korunarak hükmün BOZULMASINA, 13/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.